Gündem

Tahliye olan Yüzbaşı Murat Eren: Kızım sürekli "gitmeyeceksin değil mi baba" diye soruyor

"Atatürk'ün askeriyiz"

19 Ağustos 2016 10:44

Askeri Yargıtay'ın hakında tahliye kararı verdiği, kumpas davasından cezaevindeki tek asker olan Yüzbaşı Murat Eren, tahliye edildikten sonra kızının kendisine sürekli olarak "Babacığım seni çok seviyorum, bir daha gitmeyeceksin değil mi?" diye sorduğunu söyledi. 

Hürriyet'ten Zeynep Bilgehan'ın haberine göre, Murat Eren’in hayatı, 2006’da Kara Pilot Yüzbaşı olarak Özel Kuvvetler’de görevliyken gelen sanal bir ihbarla değişti.

Ergenekon operasyonlarının ilk kumpas davası ‘Atabeyler’ nedeniyle iki kez tahliye edilip üç kez tutuklandı. TSK’dan ihraç edildi. Son olarak 2015 başında cezaevine giren Eren hakkında mahkûmiyet kararı veren hâkimler, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ üyeliği gerekçesiyle tutuklandı.

Kumpas davalarının cezaevinde kalan son asker mağduru Eren’in özgürlüğüne kavuşması için sosyal medyada kampanyalar düzenlendi.

Avukatı, Özel Yetkili Mahkemeye ve Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ne ‘yeniden yargılama ve infazın durdurulması’ için dilekçeler verdi. Beklenen yanıt önceki gün Askeri Yargıtay’dan geldi ve Eren, Kartal Açık Ceza ve İnfaz Kurumu’ndan tahliye edildi. Eşi Hale ve kızı Beren’e kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Eren’i evindeki ilk sabah ziyaret ettik.

Tahliye kararını televizyondan öğrendiğini söyleyen Eren, duygularını şöyle anlatıyor:

“O gün denetimli serbestliğin artırılmasıyla ilgili KHK yayınlanmıştı ama ben faydalanamıyordum. Televizyonda tahliye haberimi altyazı olarak görünce inanamadım. Çıktıktan sonra önce eşim ve arkadaşlarıma kavuştum. Pek çok telefon geldi. Daha sonra anneannesinde bulunan kızım Beren’i aldık.

Uyku sersemi, konuşmadan sadece bana sarıldı. Bu sabah erkenden uyandı ve hiç durmadan bana bir şeyler anlatıyor; evi, eşyalarını, oyuncaklarını... Sürekli irtibatta olmak istiyor. ‘Babacığım seni çok seviyorum, bir daha gitmeyeceksin değil mi?’ diye soruyor. Çok duygulanıyorum.”

Bir buçuk yıldır cezaevinde olan Eren, izinli geldiği tek sefer dışında evine ilk kez geliyor... Bu nedenle eve ve eşyalara alışamadığını söylüyor. Ona kızı Beren rehberlik ediyor, eşyaları anlatıyor. Eren, özgürlüğün de henüz tam farkına varmadığını anlatıyor: “Dışarıdayım ama izindeymiş gibi hissediyorum. Oysa cezaevine tekrar dönmeyeceğim, her ay imzaya gitmeyeceğim. 10 yıldır bu anı bekliyordum. Yeniden yargılama sonunda beraat edeceğime tüm kalbimle inanıyorum.”

 

" O üniforma yüreğimde"

 

 Kızgınlığı olmadığını söyleyen Eren, bu zorlu süreçteki tek kaybının annesi olduğunu söylüyor.

 

"Atatürk'ün askeriyiz"

 

'İadei itibar’ konusunu sorduğumda; “İtibarimi hiç kaybetmediğim için iadesini de beklemiyorum. Haklarımı verirlerse alırım. Vermeden ‘Gel’ derlerse yine de gelirim. Harbiyeli bir Türk subayı olarak kalbimde o üniformayı hiç çıkarmadım.

Mesleğimin zirvesindeyken sistemin dışına atıldım ama ben yine de hizmetimi ettim” diye cevaplıyor. Keza, yeniden yargılama sonunda tereddüt etmeden görevine dönmek istiyor:“

Layıkıyla 12 sene görev yaptım ama bir şekilde sistemin dışına itildik. Üç kere cezaevine girdim ama hiçbirinde polis kapıma gelmedi. Hep ben gittim.

Başka ülkeye kaçmaya çalışmadım, başım dik yürüdüm. Diğerleriyle aramızdaki fark bu; onlar Fetullah’ın askerleriydi, biz Atatürk’ün askerleriyiz. Hapse girdim, bunu da görev olarak kabul ettim. Şahıslara kızıgnlığım yok ama keşke devlet kademeleri bu hale gelmeseydi.”