Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, "Büyük fikirlerin öfkeli sloganlar seviyesine düşürülmesi o fikri boğuyor. Elbette çeşitli partiler olmalı ama bir ülkenin zihin açıklığı için mutlaka her akımda bağımsız ve eleştirel aydınlar olmalıdır." düşüncesini dile getirdi.
Akyol, "Modernleşme fikri 1930’larda partizan tören nutukları düzeyine inmemiş miydi? Kadro dergisi bile kapatılmıştı, değil mi? Milliyetçi düşünce tarihimizin büyük isimlerinden merhum sosyolog Prof . Erol Güngör, “tenkitçi tavrı kaybeden bir aydın artık ruhları karartmaktan başka işe yaramaz” diyerek şöyle yazıyordu: 'Aramızdan politika hayatına giren ve bir parti mensubu olan meslektaşlarımızla çok defa aramızın açılmasında bu tavır farkının önemli rolü vardır. Yahya Kemal’in hatıralarını okuyanlar, Ziya Gökalp gibi alim ve faziletli bir insanın bile İttihat ve Terakki fırkasındaki rolü yüzünden bazen nasıl zihin esnekliğini kaybettiğini, hatalı yolda ısrar ettiğini görürler.' (Sosyal Meseleler ve Aydınlar, Ötüken Yayınları, s. 374) Erol ağabeyim bana da siyaseti bırakıp yazı hayatına yönelmemi tavsiye etmişti. Elbette fikirlerin partileri olabilir, demokratik çoğulculuğun da gereğidir bu. Sorun siyasi çıkar tutkusuyla fikirleri günlük siyasetin hizmetçisi durumuna düşürmektir, emir-komuta altına alarak hür düşünmenin engellenmesidir." görüşünü savundu.
Akyol, "Büyük fikirlerin öfkeli sloganlar seviyesine düşürülmesi o fikri boğuyor. Elbette çeşitli partiler olmalı ama bir ülkenin zihin açıklığı için mutlaka her akımda bağımsız ve eleştirel aydınlar olmalıdır. Bütün fikirlerin, hem ülkede hem kendi ‘mahalle’lerinde hür düşünen beyinlere ihtiyacı vardır. Ülkelerin ufku buna bağlıdır." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın