Gündem

Sur'un yeniden inşasıyla ilgili düzenlemeye itiraz edilemeyecek

Riskli alanlardaki taşınmazlarla ilgili olarak adli yargıda açılan davalarda ise ihtiyati tedbir kararı istenmeyecek

13 Nisan 2016 18:50

TBMM Genel Kurulu’nda 18 kanunda değişiklik öngören Torba Tasarı görüşmeleri sürerken CHP ve HDP’nin karşı çıktığı Diyarbakır Sur'un yeniden inşasıyla ilgili düzenlemeye gözler çevrildi. 'Sur'u Toledo'ya çevirme' düzenlemesi Plan ve Bütçe Komisyonu maratonunda kabul edildi. Tasarının 26. Maddesi, riskli alan ilan edilecek yerlerin kapsamını, "Kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde" olarak genişletiyor. Düzenleme Genel Kurul'da aynen kabul edilirse, 'Riskli alan kararı ve bu kararın uygulanmasına yönelik olarak yapılan diğer işlemlere karşı açılan davalarda da yürütmenin durdurulması' talep edilemeyecek, buralardaki taşınmazlarla ilgili olarak adli yargıda açılan davalarda ise ihtiyati tedbir kararı istenmeyecek. 

CHP ve HDP’nin bütçe komisyonunda verdikleri muhalefet şerhleri şöyle:

-CHP, tasarının 24-25-26 maddeleri Plan ve Bütçe Komisyonu torba kanun çalışmalarının bittiği geç saatlerde getirilmiş, dolayısı ile ne gerekli bilgi verilebilmiş, ne de tartışılabilmişti. İfade edildiğine göre bu maddeler Sur ile ilgilidir ve Başbakan’ın tabiriyle, “Sur’u Toledo’ya çevirme” maddeleridir.

-Getirilen düzenlemelerin genel evrensel hukuk normlarına aykırı oldukları çok nettir. Anayasa’nın kişi hak ve hürriyetleri ile ilgili maddelerine, özellikle de mülkiyet hakkı ve dava açma hakkı ile ilgili maddelerine aykırıdır. Doğal olarak taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir çok maddesine de aykırı ibareler içermektedir.

-6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, adı üzerinde afetten dolayı riskli hale gelmiş veya gelebilecek alanlarla ilgilidir. “Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı bozacak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerler”  kavramı henüz hukukumuzda yoktur ve 6306 sayılı Kanun ile hiç uyuşmamaktadır. Dolayısı ile terörden zarar gören alanlarla ilgili iyi niyetli bir düzenleme yapılmak isteniyor ise konunun hukuk mantığı içerisinde daha farklı bir anlayışla ele alınması gereklidir.

-Bu maddelerin uygulaması nedeniyle mağdur olacak vatandaşlarımızın kendi devletleriyle karşı karşıya gelebileceklerini ve Devlet açısından halkı kaybetme riski taşıdığını düşünüyoruz. -Diğer taraftan hukukun temel ilkelerinin, Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerin dikkate alınmadığı bu düzenlemeler dolayısı ile terör örgütünün zaten güçlü olduğu uluslararası toplum nezdinde haklılık kazanacağı ve Türkiye’ye baskı yaptıracağını da unutmamak gerekir.

-HDP, Torba tasarıya komisyonumuzda son dakikada ek madde ihdası ile eklenen 26. Madde de açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Zira 26. Madde ile “Riskli alan kararına karşı dava açılabilmesi mümkün kılınsa da, “uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamayacağı” öngörülmüştür. Ayrıca yine madde ile “riskli alan kararına ve bu kararın uygulanmasına yönelik olarak tesis edilen diğer idari işlemlere karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması, riskli alanlardaki taşınmazlarla ilgili olarak adli yargıda açılan davalarda ise ihtiyati tedbir talep edilemeyeceği” düzenlenmiştir. 

-Oysaki Anayasa’nın 125. maddesinin birinci fıkrasıyla “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmü getirilmiş, beşinci fıkrasında ise idari işlemin uygulanması hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceği kurala bağlanmıştır. İdarenin işlemleri, hukuka uygunluk karinesinden faydalandıkları ve icrai olduklarından, iptal edilene kadar hukuk düzeninde kalmayı sürdürürler ve dava açılması kendiliğinden işlemin yürütmesini durdurmaz. Bu itibarla yürütmenin durdurulması mekanizması, haklarını korumak bakımından idare edilenlere anayasa tarafından tanınmış bir imkândır, kanunla ortadan kaldırılması da mümkün değildir.