Dünya

Suriye’deki katliamların arkasında Beşşar Esad'ın kardeşi mi var?

Suriye çapında haftalardır devam eden ayaklanmaların kanlı biçimde bastırılması girişiminin başında Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın kardeşi Mahir’in ol

10 Haziran 2011 03:00

T24 - Suriye çapında haftalardır devam eden ayaklanmaların kanlı biçimde bastırılması girişiminin başında Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın kardeşi Mahir’in olduğu düşünülüyor. Suriye’yi yakından tanıyanlar  ülkenin güvenlik ve istihbarat kurumlarında dizginleri elinde tutan Mahir’in asıl iktidar sahibi olduğunu söylüyor.



Yılın ilk günlerinde başlayan Arap Baharı’nın son haftalarda en sert ve kanlı geçtiği ülke Suriye. Daha Arap coğrafyasında halk ayaklanmaları başlamadan önce Devlet Başkanı Beşşar Esad reform sinyalleri vermişti. Suriye’de gösteriler başladıktan sonra da kısmi reformlar hayata geçirildi. Buna rağmen son haftalarda Dera başta olmak üzere ülkenin birçok yerinden katliam haberleri geldi.

Ilımlı olarak nitelendirilen Beşşar Esad’ın yönetiminde eylemlere bu kadar sert müdahale edilmesi ilk günlerde beklenmeyen bir gelişme olarak yorumlandı. Ancak Suriye’yi iyi bilenler, Beşşar Esad’ın reform çabaalrına rağmen ülkenin kana bulanmasını şaşırtıcı bulmuyorlar. Çünkü ülkenin iç dengelerine bakıldığında Beşşar Esad’dan çok kardeşi Mahir’in kontrolü ele aldığı belirtiliyor.

Suriye’de yaşananları anlamak için eski Devlet Başkanı Hafız Esad’ın öldüğü 2000 yılına geri gitmemiz gerekiyor. Hafız Esad’ın ölümünden sonra yerine Beşşar esad’ın geçmesi pek çok kişi için sürpriz olmuştu. Gerçi Hafız Esad’ın halefi olarak gösterilen büyük oğlu Basil Esad, 1994 yılında henüz babası hayattayken bir trafik kazasında ölmüştü ancak iktidara ikinci aday Beşşar değil, ailenin en küçük oğlu Mahir olarak gösteriliyordu. Buna rağmen Başşar Esad’ın 2000 yılında Devlet Başkanı seçildi.


Gücü ordu ve istihbaratdan geliyor

Devlet Başkanı ağabeyi olsa da, babasının ölümünden sonra Mahir Esad’ın ülkedeki rolü artmaya başladı. Aynı yıl Baas Partisi Merkez Komitesi’ne seçildi. Mahir Esad’ı ülkede güçlü kılansa babasının ölümünden sonra Cumhuriyet Muhafızları’nın başına getirilmesi oldu. Aynı zamanda ordunun en seçkin birimi olan 4’üncü Zırhlı Tümeni’nin de komutanlığına getirilen Mahir Esad, geçen dönemde Suriye Ordusu içinde etkinliğini giderek arttırdı. Mahir Esad’ın istihbarat örgütü Muhaberat’ta da etkin olduğu biliniyor.


‘Ülkenin bir numaralı hükümdarı'

ABD’ye sığınan Suriyeli eski diplomat Bassam Bitar, geçtiğimiz günlerde Amerikan New York Times gazetesine verdiği mülakatta Mahir’in “ülkenin bir numaralı hükümdarı” olduğunu ileri sürdü.

Ülkede ayaklanmalar başladıktan sonra Suriye Ordusu ve özellikle de Mahir Esad’a bağlı birliklerin katliamlara imza attığı ve yakalanan göstericilere işkence yaptığı haberleri de sık sık dünya medyasında yer aldı. Hatta Mahir Esad’ın bizzat göstericilere ateş açtığı ileri sürüldü.

Mahir Esad’la ilgi iddialar bununla sınırlı değil. Ablasıyla evli olan ve zamanında Suriye istihbaratının başında bulunan Asıf Şevket’le rekabete giren Mahir, bir tartışma sırasında eniştesini karnından vurmuştu. Saldırıdan yaralı olarak kurtulan Asıf Şerif daha sonra aralarında bir sorun olmadığını açıkladı ama bu olaydan sonra mahir Esad’ın gücü artmaya devam etti.


Hariri suikastinin emrini verdiği iddia edildi

Mahir Esad’la ilgili bir başka iddia da 2005 yılında Lübnan Başbakanı Refik Hariri’ye düzenlenen suikastın emrini verdiği. Birleşmiş Milletler suikastle ilgili Mehlis Raporu adı verilen bir rapor hazırlamıştı. Araştırma aşamasındayken Mahir Esad’ın suikast emrini verenlerden biri olduğuna dair bilgilerin raporda yer alacağı basına sızmıştı. Ancak daha sonra yayınlanan resmi raporda bu iddialar yer almadı.


Hama katliamını yapan amcasına benzetiliyor

Sert ve zeki olarak bilinen ve örgütleme becerisi yüksek olarak değerlendirilen Mahir Esad en çok hama katliamının sorumlusu olarak gösterilen amcası Rifat Esad’la karşılaştırılıyor.

1982’de Müslüman Kardeşler örgütü Hama kentinde bir ayaklanma başlatmış, ayaklanma Rıfat Esad’a bağlı özel kuvvetler tarafından şiddetle bastırılmıştı. Uluslar arası Af Örgütü 10 ila 25 bin kişinin bu sırada öldürüldüğünü açıklamıştı.