Gündem

'Suriye'de Kürt meselesi büyüyor mu?'

Taha Akyol Hürriyet'te, "Suriye'de Kürtler ve Nusayriler" başlığıyla yayımlanan yazısında, Suriye'de ki muhalif hareketlerde Kürtlerin olmadığını söyledi

11 Nisan 2012 13:37

Taha Akyol 

(Hürriyet, 11 Nisan 2012)

Suriye meselesi sarpa sarıyor. Bir mezhep çatışmasından ziyade Kürt meselesinin büyüyeceğini düşündüren işaretler var.

İşte, “muhalefet” hareketine her mezhepten Arap gruplar katıldığı halde, Kürtler ‘ayrı’ duruyorlar.

Suriye’de Baas rejimi genelde Nusayri (Arap Alevisi) nüfusun ve Sünni burjuvazinin desteğine dayanıyor. Reva Bhalla’ya göre, asker ve sivil bürokrasinin yüzde 70’inin Nusayri olduğu tahmin ediliyor. (Stratfor, 5 Mayıs 2011)

Sünni çoğunluk muhalif fakat Sünni ticaret burjuvazisi Baas rejimine entegredir.
Bu tablo Asad’ın niye kolay yıkılamadığının resmidir.
Baas rejiminin devamı da, çökmesi de tehlikeli belirsizliklere yol açabilir.

 

Nusayriler ve Sünniler

 

Bir Sünni fanatizmi veya Baas’ın Sünni katliamı gündeme gelmezse, Suriye’de büyük mezhep çatışmalarının çıkacağını pek sanmıyorum. Ortak Arap kimliği böyle bir çatışmayı önleyebilir.

Nusayri kimliğinin tarihte siyasi bir faktör olarak yükselmesinin iki sebebi oldu: Biri Sünni çoğunluk tarafından dışlanmalarına karşı, öbürü misyonerlerin Protestanlaştırma baskılarına karşı duydukları yüzyıllık tepki...
Osmanlı belgelerinde açıkça görülmektedir. Bilhassa Abdülhamid döneminde bölgeye gönderilen talimatlarda Sünnilerin Nusayrileri dışlamaları, cami ve okula kabul etmemeleri şiddetle eleştirilmiş, bunun önlenmesi için tedbirler alınmıştır. Nusayrilere kötü davranan Sünniler “mutaassıp cehele” (cahiller) olarak eleştirilmiş ve haklarında soruşturma açılmıştır. “Aradaki husumeti kaldırmak için” Sünni ve Nusayri çocukların aynı okullarda okumaları, arkadaş olmaları teşvik edilmiştir.

Amerikan ve Fransız misyoner okullarına karşı bu nitelikte çok sayıda Osmanlı mektebi açılmıştır. Bu konularda Prof. Ali Sinan Bilgili ve arkadaşlarının “Osmanlı Arşiv Belgelerinde Nusayriler ve Nusayrilik” adlı kitabında çok sayıda belge vardır.

Bugün de Suriye’deki kutuplaşma, mezhep faktörünün etkisi olsa bile, esasen siyasidir; diktatörlüğe tepkidir.

 

Kürt hareketi

 

Suriye’deki Kürtlerin 14 partisi var fakat genel çerçevede birlikte hareket edebiliyorlar. Bunlardan Salih Muhammed’in liderliğindeki Demokratik Birlik Partisi, PKK’nın uzantısıdır. Esad rejimini destekliyor, çünkü siyasetini PKK’ya göre ayarlıyor. Esad’ın resmen izin verdiği tek Kürt partisi olmasının anlamı açıktır!

Diğer Kürt partileri Esad’a muhalif olmakla birlikte muhalefetin genel organizasyonu olan Suriye Ulusal Konseyi’ne mesafeli davranmakta, etnik milliyetçilik duygusuyla hareket etmektedir. Bunu İstanbul toplantılarında da gördük.
Süreç demokrasiye doğru gelişe de, çatışmalar tırmansa da Suriye’de Kürt hareketi tırmanacak gibi gözüküyor.

 

Çok kritik bir süreç

 

Koffi Annan’ın açıklamaları, 12 Nisan Perşembe sabah saat 06.00’ya kadar silahların susmasını öngörüyor; hem Baas hem muhalefet için... Silahlar susarsa kan akması duracak ama sorun çözülmüş olmayacak. Neticeten, kırk yıllık Baas diktatörlüğü demokrasiye geçişi, kaybedeceği hür seçimleri kabul edecek mi?! O bunu kabul etmezse böyle bir çağda muhalefet niye yatışsın?! Yeniden gerilim ve çatışmalar çakmaz mı?!
Çok zor, sıkıntılı bir süreç...

Ben bölgede Kürt meselesini daha kritik bir konu olarak görüyorum. Hem etnik milliyetçiliğin tabiatından dolayı, hem bölgedeki dört ülkeyle ilgili olmasından dolayı.

Bütün bölge ülkeleri fevkalade kritik bir süreçten geçiyor. Bu petrol coğrafyasında süper güçlerin karmaşık çıkar hesapları da cabası!