Suriye sınırında hazırlık: Türkiye’nin önceki askeri operasyonlarında neler yapıldı?
08 Ekim 2019 03:12
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Pazartesi günkü açıklamalarının ardından Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine bir operasyon düzenlemesi bekleniyor.
Suriye sınırında hazırlıklar sürerken, Türkiye'nin Suriye'de daha önce yürüttüğü askeri operasyonları inceledik.
2015: Şah Fırat Operasyonu
Türkiye, Suriye'de 2011'de başlayan çatışmaların ardından uzunca bir süre sınırın karşı tarafına askeri birliklerini göndermese de bu tutumu 2015 yılında değişti.
Türk ordusu, Türkiye'nin sınır dışındaki tek toprağı sayılan, içinde Türk askerlerinin bulunduğu ve etrafındaki topraklar IŞİD'in kontrolüne geçen Süleyman Şah Türbesi'ni güvenli bir bölgeye taşımak için 22 Şubat 2015'te Suriye'ye girdi.
39 tank, 57 zırhlı araç ve 572 personelle bölgeye giren ve savaş uçaklarının da destek verdiği Türk ordusu, Süleyman Şah Türbesi'ni Karakozak'tan Eşme'ye taşıdı. Türbe ve karakoldan geriye kalan binalar ordu tarafından patlatılarak yok edildi.
Yaklaşık altı saat süren operasyonda hareket halindeki bir tankın üzerinden fotoğraf çekmekte olan bir asker, tank kapağının kafasına düşmesi sonucu yaşamını yitirdi.
2016: Fırat Kalkanı
Bu operasyondan yaklaşık bir buçuk yıl sonra Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonunu başlatmak için bir kere daha Suriye'ye girdi.
24 Ağustos 2016'da başlayan Fırat Kalkanı'nın gerekçesi olarak sınır güvenliği gösterildi, Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin sınırından yapılan tacizlere daha fazla sessiz kalamayacağını söyledi.
Erdoğan 29 Kasım'da "Devlet terörü estiren zalim Esed'in hükümranlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Aralık 2016'da ise "Fırat Kalkanı operasyonunun hedefi de herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleridir. Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta hiç kimsenin şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin" dedi.
Operasyonun bir diğer gerekçesi olarak, o dönem ABD desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde IŞİD'e karşı düzenlediği operasyonlarla kontrol ettiği toprakları artıran YPG'nin, Fırat'ın batısında başlattığı son operasyonla Afrin'den Irak sınırına kadar tüm Türkiye sınırını kontrol altına alma ihtimali gösterildi.
Bu operasyonda Türkiye'nin eğittiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensupları da Türkiye ordusuna eşlik etti.
TSK ve ÖSO, Gaziantep'ın karşısında kalan Cerablus - Azez hattını kontrol eden IŞİD'in yanı sıra Menbiç'i kontrol eden ve YPG'nin temelini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile de çatıştı.
SDG Menbiç'in kuzeyindeki Sajur Nehri'nin gerisine çekildikten sonra TSK ve ÖSO, IŞİD ile çatışmaya odaklandı.
Yedi ay süren operasyonun tamamlanmasının ardından Türk basınında yer alan haberlerde operasyon boyunca 71 askerin ve 614 ÖSO mensubunun yaşamını yitirdiği aktarıldı.
TSK operasyon tamamlanmadan bir ay önce yaptığı açıklamada 2 bin 288 IŞİD'linin ve 322 YPG'linin öldürüldüğünü açıkladı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Türkiye'nin Fırat Kalkanı'ndaki bombardımanları sonucu sivillerin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
TSK ise iddiaları reddetti ve "Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri almakta ve bu konuda azami hassasiyeti göstermektedir" açıklamasında bulundu.
Fırat Kalkanı ile 2.000 kilometrekareden fazla bir alan TSK ve ÖSO'nun kontrolüne geçti.
Türkiye'nin Suriye'deki üçüncü operasyonu ise Zeytin Dalı oldu.
Operasyonun gerekçesi olarak Afrin'deki YPG güçlerinin bir yıl boyunca Türkiye'ye "700'den fazla saldırı düzenlemesi" gösterildi.
BBC Reality Check'in açık kaynaklardan yaptığı araştırma ise aynı dönemde Suriye'den Türkiye'ye 26 saldırı ve taciz ateşi yapıldığını ve bunların 15'inin Afrin'den geldiğini ortaya koydu.
20 Ocak 2018'de başlayan operasyonda Türkiye ve ÖSO güçleri çeşitli noktalardan Afrin'e girdi.
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım Türkiye'nin amacının, sınırından 30 kilometre içerde güvenli bir bölge oluşturmak olduğunu duyurdu.
İki ay süren operasyon, Afrin kırsalında şiddetli çatışmalara yol açtı. TSK ve ÖSO'nun Afrin'in kent merkezine kadar gelmesinin ardından YPG şehir merkezinde çatışmadan geri çekildi. Böylece Menbiç'in doğusunda YPG'nin elinde yalnızca (Afrin'in güney doğusunda ve Halep'in kuzeyinde bulunan) Tel Rıfat ve çevresi kaldı.
Zeytin Dalı operasyonu 24 Mart 2018'de sonlandırıldı.
Operasyonun ardından konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik, "56 şehidimiz vardı, şimdi iki daha arttı. 50 küsur şehidimiz var" dedi. Çevik, "Rusya hava sahasını açmasaydı bırakın El Bab'a, Afrin'e girmeyi, insansız hava aracı bile kaldıramazdık" ifadelerini kullandı.
TSK ise 31 Mart'ta yaptığı açıklamada operasyon boyunca 52 askerin yaşamını yitirdiğini, 229 askerin de yaralandığını duyurdu.
TSK, 6 Temmuz 2018'e gelindiğinde Afrin'de yaşamını yitiren askerlerin sayısı 54'e yükseldiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise operasyonun tamamlanmasının ardından yaptığı açıklamada 302 ÖSO mensubunun da yaşamını yitirdiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 19 Eylül 2019'da yaptığı açıklamada Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla oluşturulan güvenli ortam sayesinde, 354 bin Suriyelinin gönüllü olarak yaşadığı yere geri döndüğünü söyledi.
TSK'nın Suriye'deki bir diğer varlığı da İdlib bölgesinde.
Büyük bir bölümünü cihatçı örgütlerin, bir kısmını da Türkiye'nin desteklediği muhaliflerin kontrol ettiği bu bölgede Rusya ve İran'la varılan "Astana mutabakatı" sonrası Türkiye bölgeye gözlem noktaları kurmaya başladı.
İlk gözlem noktası 13 Ekim 2017'de kuruldu. İdlib'de muhalifler ve cihatçılarla Suriye ordusu arasındaki çatışma hattı yakınlarına kurulan gözlem noktalarının 12. ve sonuncusu 16 Mayıs 2018'de faaliyete alındı.
Milli Savunma Bakanlığı 27 Haziran 2019'da yayımladığı açıklamada Suriye'de Esad güçlerinin 10 numaralı gözlem noktasına havan topuyla saldırı düzenlediğini, bir askerin yaşamını yitirdiğini ve üç askerin de yaralandığını duyurdu.
Türkiye'nin bölgedeki gözlem noktaları faaliyetlerine devam ediyor.
Bunlardan Morik'teki 9 numaralı gözlem noktası, Suriye ordusunun Han Şeyhun'u isyancılardan geri alması sonucu tamamen Suriye hükümetinin kontrolündeki bir alanla çevrelenmiş durumda kaldı.