T24 - Türkiye-Suriye İşadamları Derneği Başkanı Oktay Tarhan, Türkiye'nin Suriye'nin tepkisel hareketinden dolayı Türkiye'nin iki şekilde zarar gördüğünü ve göreceğini belirterek, “Türkiye ile Suriye arasında yapılan ticaretin ve bu ülke üzerinden yapılan transit ticaretin azalması, Türkiye için 7-8 milyar dolar gibi çok büyük kayba işaret etmektedir” dedi.
Hürriyet'te yer alan habere göre;Tarhan, Türkiye ile en uzun sınıra sahip olan Suriye'de, çok sayıda Türk vatandaşının akrabasının bulunduğunu anımsatarak, “Suriye, ticari anlamda da kayıt içi ve kayıt dışı çok sıcak ticari ilişkilerin kurulduğu kurulabildiği bir pazardır, bizim için. Bölgeden günübirlik git gellerle dahi özellikle son 2 yılda çok ciddi bir canlanma yaşanmış. Başta Gaziantep, Hatay, Mardin ve Kilis olmak üzere bölge ekonomisinde ve turizminde çok ciddi gelişmeler kat edilmiştir” dedi.
Türkiye-Suriye ticari ilişkilerinin son 5 yılda ciddi düzeyde arttığına dikkati çeken Tarhan, “2007 sonu itibarıyla 995 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2010 sonunda 3 yıl gibi bir sürede 2.5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Yapılan karşılıklı açıklamalara göre, 2011 yılı için iki ülke arasındaki ticaret hacminin 3 milyar dolara çıkarılması hedefleniyordu” diye konuştu.
'İki ülke arasındaki ticaret verileri, siyasi gelişmelere endeksli'
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri incelendiğinde, Suriye'de meydana gelen olayların, alınan yaptırım kararlarının iki ülke arasındaki ticareti olumsuz etkilediğini bildiren Tarhan, bu yılın 7 ayında 1,42 milyar dolarlık bir ticaret hacminin oluştuğunu söyledi.
Suriye'deki karışıklıklar ile bu ülkeye uygulanan yaptırım kararları dikkate alındığında, iki ülke arasındaki ticaret verilerinin önümüzdeki dönemde yaşanacak siyasi gelişmelere endeksli olduğunu anlatan Tarhan, şöyle konuştu:
“Arap Birliği Suriye'ye yönelik, Suriyeli yetkililer ve büyük şahsiyetlerin Arap ülkelerine seyahatlerinin yasaklanması, Arap ülkelerindeki mal varlıklarının dondurulması, Suriye merkez bankasıyla ilişkilerin durdurulması, Suriye halkını etkileyen stratejik malların dışında hükümetle devlet düzeyinde ticaretin durdurulması, Suriye hükümeti mal varlıklarının dondurulması, Suriye ile parasal ilişkilerin durdurulması, Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulması, teknik icra komitesinin bir hafta içinde Suriye'ye çift yönlü havayolu seyahatlerinin durdurulması için tarih belirlemesi gibi kararlar almıştı. Türkiye'de birkaç değişiklikle Arap Birliği'ne karara yakın kararları Türkiye de aldı. Ancak henüz yasal mevzuat olarak yayımlanmadı.”
'Suriye, sert tepki gösterdi'
Suriye'nin Türkiye'nin kararlarına sert tepki göstererek, Suriye hükümetinin iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşması kapsamındaki tüm çalışmaları askıya aldığını ilan ettiğini anımsatan Tarhan, “Türkiye'den ithal edilen mallara uygulanmakta olan gümrük harçları artırıldı, özellikle sınır illerinde yaygın olarak uygulanan mazotun Suriye'den daha ucuz alınması dönemi sona erdi. Ayrıca, Suriye'den transit olarak geçit yapacak tırlara da zorluk çıkarıldığı basında yer aldı. Suriye bu uygulamalarla yetinmeyip Gaziantep Konsolosluğu'nun faaliyetlerini de durdurdu” diye konuştu.
Türkiye'nin, Suriye'nin bu tepkisel hareketlerinden dolayı iki şekilde zarar gördüğünü ve göreceğini bildiren Tarhan, “Suriye ile yapılan ticaretin azalması, Suriye üzerinden yapılan transit ticaretin azalması, bu iki husus Türkiye için 7-8 milyar dolar gibi çok büyük kayba işaret etmektedir” dedi.
Suriye-Türkiye ilişkilerine herhangi bir uzak ülke ilişkilerinden farklı yansımalar göstereceğinin unutulmamasını isteyen Tarhan, bu ilişkinin ticari boyutu yanında sosyal ve kültürel yansımasının da olduğunu söyledi.
Türk hükümetince Hatay'da kurulan çadır kentte 10-15 bin arası Suriyeli'nin yeme, içme, barınma, eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçlarının uzun süredir karşılandığını anımsatan Tarhan, şunları kaydetti:
“Suriye'nin bizi tahrikine karşılık, ülkemize, ülkelerindeki karışıklıktan kaçıp gelen binlerce Suriye vatandaşına rahatça ülkemizde yaşama fırsatı tanınmaktadır. Tüm tahrik edici çalışmalara rağmen Suriye halkı ile Esad yönetimi birbirine karıştırılmamıştır. Türkiye Suriye İşadamları Derneği (TUSUDER) olarak bizim kanaatimiz, uluslararası arenada siyasi irade olarak şu ana kadar çok iyi bir sınav verdiğimiz söylenebilir. Özellikle Başbakanımız ve Dışişleri bakanımız bölgeye ve konuya çok hakim. Esad yönetimi, artık bu şekliyle dünya muvazenesinde varlığını çok da sürdüremez. Devletimiz ve Hükümetimiz, bölgede çok yönlü bir dengeyi gözetiyor. Satranç gibi her hamle karşısında 3-5 hamle var. Biz bir an önce Suriye'de akan kanın durmasını, demokratik bir yapının bölgede hakim olmasını en önemlisi de barışın yeniden tesis edilmesini arzuluyor ve bunun için her türlü desteğe hazır olduğumuzu özellikle beyan ediyoruz.”