Gündem
Deutsche Welle

Süresiz nafaka tartışması: Adaletsizlik mi mecburiyet mi?

Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın süresiz nafakaya karşı olduğu yönündeki açıklamasına kadın örgütleri tepkili. Peki kadın örgütleri neden süresiz nafakanın ödenmesi gerektiğini savunuyor?

28 Temmuz 2023 15:11

Kıvanç El

Son olarak geçen yıl altıncı yargı paketine gireceği konuşulan, ancak daha sonra pakete dahil edilmeyen yoksulluk nafakasında değişiklik öngören düzenleme Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın önceki günkü açıklamasıyla yeniden gündeme geldi. "Süresiz nafaka" olarak da adlandırılan yoksulluk nafakasının adil olmadığını savunan Bakan Özdemir Göktaş, "Bazı insanlar 1990'lı yıllarda evlenmiş. Süresiz nafaka ödemek gibi bir uygulama kabul edilebilir olamaz" ifadelerini kullandı.

Ancak süresiz nafakanın kaldırılmasının mağduriyetlere sebep olacağına dikkat çeken kadın hakları savunucularından Bakan Özdemir Göktaş'a itirazlar var. Bu nafakanın kaldırılmasına karşı çıkan kadın hakları savunucuları, kadınların eğitim ve istihdam sorunlarına dikkat çekiyor.

Boşanmış ve nafaka ödeyen eşlerin oluşturduğu Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu'ndan ise Bakan'a destek ve çağrı geldi.

Yoksulluk nafakası neden veriliyor?

Boşanmış eşlere ve şiddet gören eşlere bağlanan nafaka, Türk Medeni Kanunu (TMK) ve kadına yönelik şiddetin önlenmesini hedefleyen 6284 sayılı kanunla düzenleniyor. TMK'nın 175'inci maddesi, "boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusurunun ağır olmaması koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilmesini" öngörüyor. 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine İlişkin Kanun'un 18'inci maddesine göre de şiddet mağduruna koruma amaçlı nafaka bağlanıyor.

"Örneğin 19 yaşında bir kadın ile 19 yaşında bir erkek evlendi. Kadın eğitime gönderilmemiş, erkek gönderilmiş. Eğitimsiz kadın evlendi ve doğum kontrol sistemi Türkiye'de çalışmadığı için iki çocuk da yaptı. 35 yaşına geldiler ve boşandılar diyelim. Kadının bir geliri yok, mesleği yok. Çocuklarını yollayabileceği bir kreş dahi yok. Mahkeme 'Eşine bakmak zorundasın' dedi. Bana bu süreçte adil olmayan bir nokta göstersinler" diyen Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, devlet içindeki sistemin kadını korumadığına dikkat çekiyor.

Nafaka tartışmasıyla ilgili olarak DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Güllü, sözlerini "Eğer devlet, devlet olsaydı sistemde kadının varlığını kontrol altına alsaydı kadın bir meslek sahibi olacaktı. İstihdamı olacaktı. Nafakanın konuşulmasının gerekçesi budur" diye sürdürüyor. Türkiye'deki koşullarda 35 yaşında boşanmış bir kadının iş bulmasının çok zor olduğunu anlatan Güllü, kadının yoksullukla mücadele edebilmesi için bu sistemin mecbur olduğunu ifade ediyor.

Nafaka mağduru olduğunu iddia edenlerin bir gerekçesi de "boşanmış kadına yardımı sosyal devlet yapmalı" yönünde. Ancak Canan Güllü, buna da itiraz ediyor ve "Devlet her geçinemeyene sosyal fon mu verecek? Boşanmaların ana gerekçesi şiddet. Sen eşini dövdün diye neden benim vergimle nafaka ödensin. Böyle bir adaletsizlik olmaz, mantık da yok" yorumunu yapıyor.

"Mahkeme kararına rağmen nafakalar ödenmiyor"

Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu, nafaka uygulamasının kadınların "haksız zenginleşmesine" yol açtığını savunuyor. 

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Avukat Hediye Gökçe Baykal ise ödenen nafaka miktarları dikkate alındığında zenginleşme durumunun söz konusu olmadığını söylüyor. DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede kadınların evlilikleri nedeniyle eğitim ve iş hayatından koparıldıklarını belirten Baykal, çoğunun boşanma sonucu çalışma hayatına dönmesi ve gelir elde etmesinin zor ya da mümkün olmadığını ifade ediyor. Bu gerçeklik nedeniyle böyle bir nafakanın öngörüldüğünü vurgulayan Baykal, "Uygulamaya baktığımızda çoğu kadının kendi lehine hükmedilen nafakaları tahsil dahi edemediğini görüyoruz. Yaratılmaya çalışılan algının aksine uygulamada nafaka asla bir zenginlik aracı olmadığı gibi kadının en temel ihtiyaçlarını karşılamaya dahi yetmeyecek miktarlarda" diyor.

Avukat Baykal'ın verdiği bilgiye göre hükmedilen nafaka miktarları genellikle asgari ücretin 10'da 1 ila 2'si seviyesinde. AKP Ankara Milletvekili Fuat Oktay da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğu dönemde Ocak 2022'de yargı reformuna dair yapılan bir toplantıda nafakaların yüzde 66'sının ödenmediğinin tespit edildiğini kaydetmişti.

"Nafaka değil erken yaş evlilik konuşulmalı"

Kadın hakları savunucusu Güllü'ye göre Türkiye'de nafaka tartışmalarının özü kadınlara olan sorunlu bakış açısının bir yansıması da aynı zamanda. Devletin erken yaşta evliliklerle mücadele etmediğini anlatan Canan Güllü, "Bu ileride boşanmaların artmasına, kadınların istihdamdan uzaklaşmasına yol açıyor" diyor. "Sayın Bakan, nafakadan önce erken yaşta evlilikleri konuşmalı" ifadelerini kullanan Güllü, devletin kadınlara yönelik istihdam alanları üzerinde çalışması gerektiğini söylüyor.

İmamlara resmi nikah yapma yetkisi verilmesinin ardından Türkiye'de resmi nikahtan daha çok dini nikah yapılmaya başlandığını belirten Güllü, "10 yaşından itibaren çocuklar evlendirilmeye başlandı. Yüz binlerce çocuk evlendiriliyor. Bu kişiler ileride boşanırsa ne diyecekler, 'ne yaparsan yap' mı diyecekler" şeklinde sözlerini sürdürüyor. 

Nafaka hangi durumlarda kesilebiliyor?

Bakan Özdemir Göktaş'ın açıklamalarından memnun olan Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu kurucusu İlhan Ergincan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Bakan'ın görüşleri bizim için önemlidir. Bu düşünceler yapılacak kanun düzenlemesi ile anlam kazanır. Bu kanunun yürürlüğe gireceğine inanmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Platformdan yapılan açıklamada da "Mahkemede kararlar erkek aleyhine çıkarılıyor. Eşit kusurda bile erkeğe nafaka hükmediliyor. Biz nafakaya karşı değiliz, süresiz olmasına karşıyız" denildi.

Yasa ve Yargıtay içtihatlarında nafakanın süresiz olduğunu, ancak mahkemelerin tersi durumlara da karar verebildiğini belirten Baykal, kadının tekrar evlenmesi, evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi başka biriyle yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması, işe girmesi veya bir yerden maddi gelir elde etmesi gibi durumlarında nafakanın kaldırıldığına dikkat çekti. Canan Güllü de nafaka ödenen kişinin iş bulup beğenmemesi veya bilerek çalışmadığının ispatlanması durumlarında da nafakanın kesildiği örneklerin bulunduğunu söyledi.

"Ünlü" ve "sanatçıların" boşanmalarının kamuoyunda yanlış algılara yol açtığını dile getiren Canan Güllü, "Milyonlarca lira nafakalar konuşuluyor. Sanatçı 'enerji alamadım' diyor, boşanıyor. Çevrenizde bu gerekçe ile boşanan duydunuz mu? Böyle bir lüks yok zaten. Türkiye geleneklerini biliyoruz. Bunlar yüzde 5 bile değil. Hayatın gerçekleri farklı" yorumu yaptı.

"Nafaka aileyi bitiriyor" tartışması 

Tartışılan bir konu da nafaka uygulamasının aileyi yok ettiği iddiası. Nafaka ödeyenlerin oluşturduğu platform da bu iddiayı yüksek sesle dillendiriyor ve hükümete çağrı yapılırken "Aile yok oluyor. Nafaka adaletsizliğine son verilip aile güçlendirilmeli" deniliyor.

TKDF Başkanı Güllü ise bu gerekçenin daha çok "dindar ve İslamcı kesimlerce" dillendirildiğine dikkati çekiyor. Bu kesimde "aile dağılmasın, boşanmaların önüne geçilsin" söyleminin kullanıldığına işaret eden Güllü, "Kutsal aile yapısına vurgu yapılıyor aslında. Kadını hane içine alan, biat içine alan ve kadın sadece cinsel anlamda üremesi için aile içinde varmış gibi yaklaşılıyor" diyor.

Burada konunun aslında cinsellik olduğunu vurgulayan Güllü, "Kadın, 'aile içinde erkeği hoş tutması gereken' kişi olarak görülüyor. Tersi olduğu zaman 'bu kadın başına buyruk oldu' denir hemen. Erkeklerin endişesi 'egemenliğimiz boşa çıkacak, kadını kandıramayacağız' endişesidir" nafakanın bu noktada önem taşıdığını ifade ediyor:

"Nafaka bu açıdan gereklidir, kanuni hakkını bilmesidir. Dolayısıyla biten aile değil erkeğin egemenliğidir. Rahatsızlık da kadının kanundaki bu haklarını bilerek güvenceli şekilde ayrılmasıdır. Nafaka kaldırıldığı zaman aile değil erkek egemenliği korunmuş olacaktır."

Düzenleme altıncı yargı paketine dahil edilmedi

Yoksulluk nafakasında değişiklik öngören düzenlemenin geçen yıl kabul edilen altıncı yargı paketine dahil edileceği iddia edilmişti. Ancak kamuoyu ve AKP içerisindeki tartışmaların ardından nafaka düzenlemesi pakette yer almadı.

Türk Medeni Kanunu'na göre boşanma kesinleştikten sonra öngörülen yoksulluk nafakası dışında üç nafaka türü daha bulunuyor. "Tedbir nafakası", boşanma davası kesinleşinceye kadar ödenen nafaka. "İştirak nafakası" velayet hakkı kendisinde bırakılan eşe, diğer eşin çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ödediği nafaka. "Yardım nafakası" da kendisine yardım edilmediği takdirde yoksullaşacak olan kişiye ödenen ve yakın akrabalardan talep edilen nafaka türü.


 
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle