Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 yıl önce yaşanan çatışmalar sırasında bölgede kalan ve daha sonra açılan koridordan dışarı çıkan 11 çocuğa, ‘Örgüt üyesi olma’ suçundan toplam 36 yıl hapis cezası verildi. Cezaya gerekçe olarak bazı çocukların vücutlarına isabet eden şarapneller ve elbiselerindeki patlayıcı artıkları gösterildi.
Amerika'nın Sesi'nden Mahmut Bozarslan'ın haberine göre, Sur’da PKK’nın gençlik örgütü YPS’lilerin kazdığı hendekleri kapatarak barikatları kaldırmak için 28 Kasım 2015’te başlatılan operasyon sırasında içerde kalan sivillerin çıkması için üç kez koridor açıldı. 3 Mart 2016’da açılan koridordan tahliye edilen, yaşları 10 ile 17 arasında değişen, 11 çocuk hakkında, dava açıldı. 3’ü tutuklu toplam 11 çocuk hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan dava Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Çocuklarla ilgili hazırlanan iddianamede, çocukların üye olmakla suçlandıkları PKK’nın kuruluş ve gelişmesine yer verildi. Örgütün tüm birimlerinin detaylı bir şekilde anlatıldığı iddianamede savcılık, çocukların yakalanma anını şu cümlelerle açıkladı:
”PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından hendek kazma, barikat kurma ve güvenlik güçlerine karşı roketatarlı, uzun namlulu silahlı saldırı eylemlerinin yapıldığı Sur İlçesinde bulunan mahallelerde Sur Kaymakamlığı tarafından halkın can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Diyarbakır ili Sur İlçesinde icra edilen BAYRAK-12 isimli müşterek operasyon esnasında yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı suça sürüklenen çocuklar operasyon bölgesinde peyderpey gelerek güvenlik güçlerine teslim oldular."
İddianamede ayrıca çocuklarla ilgili tanık beyanlarına da yer verildi. Çocuklarla ilgili iddialara dayanak olan patlayıcı izleri ise iddianameye şu sözlerle yansıdı:
"Suça sürüklenen çocuklarda güçlü patlayıcı maddelerden olan HMX, RDX ve TNT kalıntıları tespit edildi. Ayrıca suça sürüklenen çocuk F.T'nin yakalandığı sırada yaralı olması sebebiyle ameliyat sonrası vücudundan çıkarılan 5 adet metal parçada güçlü patlayıcı maddelerden olan HMX, RDX ve TNT kalıntıları tespit edildi."
İddianameyi hazırlayan savcı, çocukların PKK ile bağlarını ise şöyle açıkladı:
”Suça sürüklenen çocuklar PKK/KCK terör örgütünün sözde özerklik ilanı ve bu özerklik ilanı çerçevesinde ülkemizin çeşitli bölgelerinde sözde özerklik ve öz yönetim için hendekler kazıldığı, barikatlar kurulduğu, örgüt üyelerince bu hendek barikatlara bombalar tuzaklandığı, güvenlik güçleri ile çatışmalara girildiği, İlimiz Sur ilçesinde de sözde özerklik ilanı bağlamında örgüt üyelerince hendekler açıldığı, barikatlar kurulduğu, bomba tuzaklamaları yapıldığı, güvenlik güçlerine karşı silahlı eylemlerde bulunulduğu, PKK/KCK terör örgütü üyelerinin bu silahlı direniş eylemlerine karşı, hendeklerin kapatılması, barikatların kaldırılması tuzaklanan bombaların etkisiz hale getirilmeleri amacıyla silahlı terör örgütü üyelerine karşı güvenlik güçlerince operasyon başlatıldığı, bu operasyonların yaklaşık 100 gün kadar sürdüğü, operasyon sırasında birçok güvenlik mensubunun şehit olduğu yine birçok güvenlik mensubunun yaralandığı, operasyonların bitmesi aşamasında örgüt üyesi olan SSÇ'lerin teslim oldukları, SSÇ'lerin kendi istekleriyle silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket etmek ve silahlı terör örgütünün amacına hizmet maksadıyla örgütün hiyerarşik yapısına dahil oldukları, örgüt yöneticilerinden emir ve talimat aldıkları, bu doğrultuda güvenlik güçlerine karşı yapılan silahlı eylem ve direnişlere diğer örgüt üyeleri ve yöneticilerle katıldıkları, uzmanlık raporları, teşhis tutanakları, SSÇ'lerin savunmaları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır."
Davanın son celsesinde tutuklu yargılanan Ö.S. ve M.Ç. hazır bulunurken, Elazığ E Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan F.Y görüntülü sistemle yargılamaya katıldı.
Avukatların ifadelerini alan mahkeme daha sonra çocuklara son sözlerini sordu. Kürtçe savunma yapan çocuklar, çatışmalar nedeniyle Sur’da mahsur kaldıkları için çıkamadıklarını söyledi. Çocuklar suçsuz olduklarını belirterek, tahliyelerini istedi. Tahliye taleplerini kabul etmeyen mahkeme, tutuksuz yargılanan M.F.D., S.K., F.B., M.S.K. ve A.A’ya “örgüt üyesi oldukları” iddiasıyla 2.5’er yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, çocukların sabıkasız oluşu ve suç işleme konusundaki eğilimlerini dikkate alarak, tekrar suç işlemeyecekleri yönünde kanaat varıldığı gerekçesiyle cezayı erteledi.
R.A., R.H. ve Ş.A. da “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla 3 yıl 4’er ay hapis cezası veren mahkeme, cezalarını ertelemedi. Tutuklu yargılanan F.Y. ve M.Ç’ye 4 yıl 5 ay 10’ar gün, Ö.S’ye ise 5 yıl 4 ay hapis cezası veren mahkeme çocukların duruşmada gösterdikleri olumsuz davranışları gerekçe göstererek verdiği cezalarda indirim yapmayarak, tutuklu çocukların tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Sur ilçesinde 3 Mart 2016’da açılan “yaşam koridoru”dan tahliye olan çocuklar gözaltına alınmıştı. Adliye sevk edilen 11 çocuktan 3’ü tutuklanmış, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yaşları 12 ile 17 arasında değişen 11 çocuk hakkında “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla 10’ar yıla kadar hapis istemiyle dava açmıştı.
Karara itiraz
Davanın Avukatlarından Şivan Cemil Özen, karara itiraz ettiklerini söyledi. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Özen, sanıkların elbiselerine bulaşan patlayıcı artıklarının sadece emniyetin bilirkişisi tarafından tespit edildiğine dikkat çekerek, “Biz yoğunluğunun tespitini istedik, nasıl bulaştığının tespiti için bilirkişi gönderilmesini istedik. Yoğunluk önemlidir bu tip davalarda, bunun tespitini istedik mahkeme kabul etmedi. Biz de temyize gönderdik. Bağımsız bilirkişiye gönderilmesini istedik. Hiçbir tespit yapılmadan ceza verildi.Örgüt üyesi oldukları iddiasıyla ceza verildi. Surda bulunması, sanık ve tanık beyanları delil gösterildi. Ama sanıklar ifadelerinin işkence altında alındığını söyledi. Hatta bazıları okuma yazma bilmiyor onlara da biliyor gibi imza attırılmış” dedi.