Beşitaş'ın eski başkanlarından Süleyman Seba, ölümünün üçüncü yıl dönümünde anılıyor.
Süleyman Seba, 5 Nisan 1926'da Sakarya'nın Hendek ilçesine bağlı Soğuksulu köyündeki Rıza Bey Çiftliği'nde doğdu.
Çerkez asıllı baba Rıza Seba, oğlunu çiftçilik işleriyle uğraştırmıyor, okumasını istiyordu ve Süleyman Seba tahsil için İstanbul'a gitti. Önce Galatasaray'da Mekteb-i Sultani'de kısa bir süre öğrenim gören, sonra Kabataş Erkek Lisesi'ne kayıt olan Süleyman Seba'nın hayali kaptan olup, denizlere açılamak ve dünyayı dolaşmaktı.
Fakat, Süleyman Seba lisenin bahçesinde futbol topuyla tanışınca hayalinde küçük bir değişiklik oldu. Gemi kaptanı değil, takım kaptanı olacaktı artık. Futbola iyice gönül vermişti ama bir engel vardı ortada. Baba Rıza Seba, oğlunun futbolcu olmasına kesinlikle karşı çıkıyordu.
Süleyman Seba, futbol sevgisini babasının hatırına bir süre askıya aldı. Babasının vefatından sonra okulla birlikte futbolculuğu da yürütmeye karar verdi. 1943 yılında okul takımında göz doldurarak Beşiktaş'ın genç takımında forma giymeye başladı.
O yıl siyah beyazlı takım İstanbul şampiyonu oldu. Seba, 1944 yılında Beşiktaş genç takımının kaptanı oldu. Hayalleri gerçek olmuştu artık. Bir yıl sonra da kendini büyük futbolcuların arasında buldu.
1947 yılında İnönü Stadı'nın açılış maçında İsveç'in AİK takımına attığı gol tarihe geçti. Bu gol, İnönü Stadı'nda atılan ilk goldü çünkü. Seba, 1954 yılında menisküs sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kaldı.
Süleyman Seba futbolu bırakması sonrasında 1957 yılında Hakkı Yeten ( Baba Hakkı)'in yönetim kurulunda üye olarak Beşiktaş'taki ikinci dönem hizmetine başladı.
Şevket Belgin'in başkanlığı döneminde de genel kaptan olarak görev aldı. 1984 yılında Mehmet Üstünkaya'nın karşısında yer alan grup, Süleyman Seba'yı başkan adayı olarak açıkladı. Seba, bu görevi güçlükle kabul etti.
Kongrede müthiş bir çekişme oldu. Seba ve ekibi 488, Mehmet Üstünkaya ve arkadaşları 480 oy aldılar. On altı yıl önceki bu kongre, Süleyman Seba döneminin başlangıcı oldu.
Süleyman Seba, daha ilk sezonunda şampiyonlukla tanıştı. Stankoviç'in çalıştırdığı Beşiktaş, 1985/86 sezonunu zirvede tamamladı.
Seba, 1987-1994 yılları arasında Gordon Milne ile çalıştı. Bu dönemde üç şampiyonluk yaşandı fakat Avrupa kupalarında bir türlü başarılı olunamadı.
Beşiktaş, 1993/94 sezonunu dördüncü olarak tamamlayınca, Seba, Chiristoph Daum'u getirdi. Daum ilk yılında takımı şampiyon yaptı.
Ertesi yıl sezonu dördüncü olarak tamamlayınca Daum'un görevine son verildi. Seba, 1996/97 sezonunda Galatasaray'a özenerek eski kalecileri Rasim Kara'yla anlaştı.
Sezonu Fatih Terim'in ardından ikinci olarak tamamlamasına rağmen Kara'nın görevine son verildi. Beşiktaş'ı Benjamin Toshack çalıştıracaktı artık.
Toshack dönemi Süleyman Seba'nın en çok yıprandığı dönem oldu. Beşiktaş, 1997-98 sezonunda ne ligde, ne de Şampiyonlar Ligi'nde istediği sonuçları bir türlü alamadı.
Siyah beyazlılar için tek tesellisiyse Türkiye Kupası'nın kazanılması oldu.
97-98 sezonunun ortasında yapılan kongrede Süleyman Seba'nın karşısına ilk kez bir aday çıktı, efsanevi başkan ilk kez böylesine eleştirildi. Ama İhsan Kalkavan karşısında yeniden başkanlığı aldı.
Beşiktaş'ı 1998-99 sezonunun ortalarına kadar yine Toshack çalıştırdı. Avrupa Kupa Galipleri Kupası'ndaki Valeranga hezimeti Toshack ve Seba'yı iyice yıprattı.
Bunun üzerine Toshack sezonun ortasında Real Madrid'e giderken, Seba da iyice yaşlanan Feldkamp'ı takımın başına getirdi. Sezonu Feldkamp'la tamamlayan Beşiktaş, 1999-2000 sezonuna Briegel'le başladı.
Lige kötü bir başlangıç yapılması ve Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında Hapoel Haifa'ya elenilmesi Seba'ya karşı eleştirileri iyice yoğunlaştırdı. Kaybedilen her puanın ardından tribünlerden şu sesler yükseldi:
"Yeter artık Seba, artık istifa", "Ahmet Dursun, Seba gitsin"...
Ve Süleyman Seba Olağan Mali Genel Kongre'de duygusal bir konuşma yaparak bir daha aday olmayacağını açıkladı.
Konuşmasının ardından Seba ayakta alkışlandı, kongre üyelerinden bazıları ağladı. Daha sonra Seba'nın onursal başkan olması için önerge verildi. Önerge oy birliğiyle kabul edilince Seba Beşiktaş'ın onursal başkanı oldu. Ayrıca kulüp binasının bulunduğu Spor Caddesi'nin ismi Süleyman Seba Caddesi olarak değiştirildi.
Seba'nın bir daha aday olmayacağını açıklaması Beşiktaş'taki parasız başkanlık döneminin de sonu oldu.
16 yıl süren başkanlığı boyunca 8 kongrede rakiplerine sürekli üstünlük sağladı. Süleyman Seba başkanlığı döneminde kazanılan kupalar şu şekildedir: 5 Süper Lig, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 6 TSYD Kupası.
Sportif başarılar dışında 1980'lerin başında maddi yönden son derece sıkıntılı olan kulübü yönetimi boyunca tesis zengini ve maddi açıdan zengin bir kulüp haline gelmiştir.
Seba döneminde Akaretler'deki BJK Plaza, Fulya Stadı ve Kamp Tesisleri Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri, BJK Koleji yapılırken, BJK İnönü Stadı da, 1998'de 49 yıllığına Beşiktaş'a devredildi.
Uçak korkusu yüzünden uçağa binemeyen ama futbolcularını Almanya'da yalnız bırakmamak için günlerce Almanya'ya giden, kulübün parasını harcamamak için kulübün arabasını kullanmayan, annesine, ''Ben biricik çocuğumu Beşiktaş'a kaptırdım'' dedirten Sba, Beşiktaş'a değil ama kendine bunu yaşatanlarla küsmüştü. Yine de dayanamadı ve Beşiktaş'ın 110.yıl kutlamalarında hasta olmasına rağmen stadyuma geldi. Tüm saha ayağa kalkmış “Süleyman Seba” diye bağırırken, gözyaşlarını tutamadı...
Beşiktaş'ın Onursal Başkanı, tüm renkleri kardeş yapabilen, “İstanbul'un son beyefendisi” olarak bilinen Seba, 15 Ağustos 2014 tarihinde hayatını kaybetti.
"Beşiktaş'ı üzmesinler"
''Beşiktaş'ı üzmesinler'' sözü Seba’nın vasiyeti olarak kabul edilmiştir.
Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba'nın 13 Şubat 2000 tarihinde Genel Kurul'da yaptığı, başkanlığa veda konuşmasında “1984 yılında huzurlarınıza hangi heyecan ve duygularla gelmişsem, bugün de huzurlarınızda, aynı heyecan ve duygularla başım dik gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum'' demişti.