Ekonomi

Suç ekonomisinin cirosu 8 milyar lira

2010 yılında 27 kalemde Türkiye’de yasadışı faaliyetlerde oluşan ciro en az 8 milyar lira, elde edilen net kazanç ise 3 milyar 250 milyon lira oldu.

31 Temmuz 2011 03:00

T24 - İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) "Suç Ekonomisinin Türkiye Bilançosu" adlı araştırmasına göre, 2010 yılında 27 kalemde Türkiye’de yasadışı faaliyetlerde oluşan ciro en az 8 milyar lira, elde edilen net kazanç ise 3 milyar 250 milyon lira oldu.



İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan suç ekonomisinin kamu düzeni açısından büyük tehlike oluşturduğunu belirterek, "Ekonominin kara deliğine dönüşen, insanlarımızın canına ve malına kasteden suç ekonomisinin önüne geçmek için kolluk kuvvetlerine ve hukuk sistemimize büyük iş düşüyor" ifadelerini kullandı.


Araştırmaya ilişkin olarak İSMMMO’dan yapılan açıklamada, Türkiye gündeminde kaçak içki ölümleri, artan fuhuş, hırsızlık gibi olayların sıkça tartışma masasına yatırıldığı ifade edilerek, 2010 yılında 27 kalemde Türkiye’de yasadışı faaliyetlerde oluşan ciro en az 8 milyar lira olduğu savunuldu.


Araştırmaya göre suç ekonomisini oluşturan kriminal ve kaçakçılığa dayanan illegal sektörlerde, kaçak içki, fuhuş, uyuşturucu, hırsızlık, sahtecilik gibi birçok kalemdeki toplam yıllık net gelir de en az 3 milyar 250 milyon lirayı buluyor.


İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan yaptığı değerlendirmede, suç ekonomisinin önüne geçmek için kolluk kuvvetlerine ve hukuk sistemine büyük iş düştüğünü vurgulayarak, suç ekonomisin temelde kayıt dışı ekonomi içinde büyüdüğünü,aynı zamanda bu durumun kamu düzeni açısından büyük tehlike oluşturduğunu dile getirdi.


İSMMMO’nun, Emniyet Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu verileri ile Birleşmiş Milletler ve OECD suç istatistikleri üzerinden yaptığı araştırmaya göre suç ekonomisi, asıl olarak doğrudan suçla elde edilen "kriminal sektör" ve kaçakçılığa dayanan "illegal sektör"den oluşuyor. İllegal sektörü, yasalara aykırı üretim ve dağıtım, kriminal sektörü ise doğrudan suça dayanan yüksek riskli ve karlı girişimler oluşturuyor.


Araştırma sonuçlarına göre, uyuşturucu, insan ticareti, hırsızlık gibi klasik suç kalemlerinin yanı sıra, yüksek oranlı Özel Tüketim Vergisi ve gümrük vergileri yüzünden cazip hale gelen içki, sigara, çay gibi ürünlerde yasadışı ticaret pazarın beşte birine kadar ulaşıyor.


Öte yandan, emniyet kaynakları, uluslararası suç trafiği ve dünya suç ortalamaları resmi istatistiklerine göre yakalananın en az 5 çoğunlukla da 10 katı kaçakçılık olduğu kabul görmüş bir tahmin yöntemi olduğu ifade edilen İSMMM açıklamasında, İSMMMO araştırmasında Türkiye özelinde 5 katlık artış ortalama olarak kabul edilirken, net gelirde ise dönen cironun yüzde 40’ı düzeyindeki bir oranın hesaplandığı belirtiliyor.

Sonuçlar


İSMMMO araştırmasında, veriler ve elde edilen kazançların "sektör" bazında da tek tek ele alınarak 2010 yılı Türkiye suç ekonomisinin panoramasının ortaya konulduğu ifade edilen açıklamada, bazı suç alanlarındaki duruma ilişkin olarak özetle şu bilgilere yer verildi: "2010 yılında yakalanan 12 ton eroin baz alındığında tahmini yılda 60 ile 120 ton arasında eroin Türkiye’den kaçak olarak geçiyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Bürosu’nun raporlarında da Türkiye’den geçen eroinin yılda 100 ton civarında olduğu kabul ediliyor. İran sınırında kilo fiyatı 4 bin 500 lira civarında olan eroin İstanbul’a geldiğinde 16 bin liralık kilo fiyatına ulaşıyor. Bu yüzde 80’in üzerinde saflıkta eroin için geçerli olan toptan fiyatlar sokağa indiğinde katkı maddeleri yüzünden düşen saflık oranıyla 30 bin liranın üzerine çıkıyor. Bu eroinin İran’dan İstanbul’a getirildiği varsayıldığında ortaya çıkan rakam. Eroin Avrupa’ya ulaştığında kilo fiyatı toptan satışlarda bile 60 bin lira civarında. Bu rakamlarla eroinin sadece yurt içindeki cirosu yıllık en az 1.8 milyar liraya ulaşıyor. Bunun yaklaşık üçte ikisi ise net gelir. Kaçırılan malın Batı Avrupa’ya ulaştırıldığı düşünüldüğünde ciro daha da artıyor.


Fuhuş yasal faaliyetle yasadışı faaliyetin iç içe geçtiği, insan kaçakçılığı ve organize suçla da organik bağları olan bir sektör. Türkiye’de 56 genelevde 3 bin kadın seks işçisi çalışıyor. Bunun dışında 15 bin civarında kayıtlı seks işçisi olduğu ileri sürülüyor. Bunun dışında Türkiye’de yabancılardan yılda ortalama 2 bin kişi fuhuşa karıştığı için sınırdışı ediliyor.


Bu rakamlar yabancılar da dahil tahmini 100-150 bin seks işçisinin varlığını gösteriyor. Aylık ortalama 2 bin liralık gelirle yapılan minimum hesaplarla bile ortaya çıkan ciro 3 milyar liranın üzerinde.


Türkiye ABD’nin İnsan Ticaretini İzleme raporlarına göre dünyada stratejik ülkelerden biri. Hem önemli bir geçiş noktası hem de insan kaçakçılığının kontrol edildiği merkezlerden. 2010 yılında Türkiye’de 33 bin göçmen yakalandı. Her bir göçmen için insan kaçakçıları ortalama 3 bin doları peşin para alıyor. Pazarın büyüklüğü yakalanmayan kaçaklarla birlikte 750 milyon liraya yaklaşıyor.


Yüksek Özel Tüketim Vergisi oranları yüzünden sigara, kaçakçılığın gözde mallarından biri. Türkiye’de yılda 5 milyar paket sigara satılıyor. Geçen yıl 43,5 milyon paket kaçak sigara yakalandığı düşünülürse tahmini olarak bu pazardaki kaçakçılığın büyüklüğü 250 ile 500 milyon paket arasında. Pakette 2,65 lira Özel Tüketim Vergisi olan ithal sigaralar ortalama 5-6 liraya satılırken kaçak sigara en az 2-3 liraya alıcı buluyor. Bu miktarda kaçakçılığın sadece ÖTV karşılığı bile yüz milyonlarca lira. Ve pazarın toplam büyüklüğü en az 652 milyon lira." -KORSAN KİTAP-DVD-KAÇAK AKARYAKIT-ÇAY- Araştırma sonuçlarına göre, korsan kitap ve DVD’de yakalanmayan miktar üzerinden düşünüldüğünde 450 milyon liraya yakın bir pazar oluşuyor. Yüksek oranlı ÖTV’nin yarattığı bir başka pazar kaçak akaryakıtta, geçen yıl 7.6 milyon litre kaçak akaryakıt yakalandı. Hepsinin motorin olduğu varsayılsa bile 1.3 liralık ÖTV ile 50 milyon liralık bir vergi avantajı ve en az 153 milyon liraya ulaşan bir pazar söz konusu.


Çay gümrük tarifesi yüzünden kaçakçıların ilgisini çeken bir ürün. Kaçak çayın toptan kilo fiyatı 6-8 lira. Perakendede 18 liraya kadar ulaşıyor. Yılda 200 bin ton çay tüketilen Türkiye’de piyasaya yılda 25 bin ton çayın kaçak olarak girdiği tahmin ediliyor. Kaçak çay yüzde 45 oranındaki gümrük vergisi kaybına yol açıyor ve yılda 205 milyon liralık ciroya ulaşıyor. 2010 yılında ele geçirilen kaçak çay miktarı ise 2 bin 286 ton.

Kaçak içki


Kaçak içkinin de yüksek ÖTV oranları yüzünden ortaya çıkan bir suç kalemi olduğuna işaret edilen açıklamada, Türkiye’de 2010 yılında 362 bin şişe kaçak içki yakalandığı, verilere göre bunun en az beş, ortalama on katının yakalanmadan piyasaya sunulduğu, bu durumda 1 milyon 810 bin ile 3 milyon 620 bin litre kaçak içkinin söz konusu olduğu ifade edilerek, ortalama 50 liralık şişe fiyatıyla düşünüldüğünde kaçak içkiyle elde edilen cironun 100 milyon liraya yaklaştığı savunuldu.


Araştırma sonuçlarında ayrıca oto hırsızlığı, kaçak cep telefonu, ev ve işyerlerinden hırsızlık, kaçak ilaç, kapkaç, gasp ve yankesicilik gibi olaylarda oluşan pazara ilişkin bilgilere de yer verildi.