T24 - Wikileaks'in yayımladığı Stratfor maillerinde, Türkiye'deki bir numaralı ve en önemli kaynağın Başbakan Erdoğan'ın danışmanı olarak atandığı bilgisi yer aldı. Stratfor'da çalışan İslam uzmanı Kamran Bokhari'ye ait mailde, "Bu adam, ideolojik olarak Gül’e yakın ve Davutoğlu ile temasımı sağlamıştı. Dolayısıyla kendisi muhtemelen Ankara’ya en iyi erişimimizi sağlayacak kişi olacak" ifadeleri yer aldı.
Taraf gazetesinde "TR1 BAŞDANIŞMAN OLDU" başlığıyla yayımlanan (16 Mart 2012) Wikileaks kriptosu şöyle:
TR1 BAŞDANIŞMAN OLDU
WikiLeaks’in sızdırdığı yazışmalarda, kodundan da anlaşılabileceği gibi Stratfor’un Türkiye’deki bir numaralı ve en önemli kaynağı olarak gösterdiği TR1’in, İslam uzmanı Kamran Bokhari ile ilişkide olduğu ortaya çıkıyor. Bokhari 29 Eylül 2009’da, uzun süredir ana Türk kaynağından haber alamadıklarından söz ederek, buna karşı kendisinin çok üst düzey bir göreve geldiği müjdesini veriyor. Bokhari, kaynağının bu yükselişini şöyle duyurmuş:
“En önemli Türk kaynağım TR1’den bir süredir haber alamadığımızı fark ettiniz mi bilmiyorum. Çünkü bundan birkaç ay önce Erdoğan’ın danışmanı olarak atandı. Herhalde bir süredir yeni görevine alışmaya çalıştığını tahmin ediyorum. Bugün bana yeni cep telefonu numarasını gönderdi. Bu adam, ideolojik olarak Gül’e yakın ve Davutoğlu ile temasımı sağlamıştı. Dolayısıyla kendisi muhtemelen Ankara’ya en iyi erişimimizi sağlayacak kişi olacak. Ondan ne zaman ne elde edebileceğimden tam olarak emin değilim, bana sormam için önemli olduğunu düşündüğünüz soruları gönderin.”
Stratfor uzmanlarının TR1’e danıştıkları konulardan biri, Ağustos 2010’da yabancı gazetelere yansıyan, ABD Başkanı Barack Obama’nın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon konuşmasında ültimatom verdiği söylentisi olmuş. İngiliz Financial Times gazetesi manşet haberinde Obama’nın, Ankara’nın İsrail ve İran’a yönelik tutumunu değiştirmediği sürece ABD’nin Türkiye’ye silah satışlarını durduracağı konusunda uyarıda bulunduğu öne sürülmüştü. Ültimatom iddialarını daha sonra Beyaz Ev yalanlamıştı. Haberin içyüzünü öğrenmek için Bokhari, son derece güvenilir bir kaynak olarak sunduğu TR1’i devreye sokmuş. Kaynağını “Erdoğan’ın dış politika baş danışmanı” olarak tarif eden Bokhari görüşmesini şöyle aktarıyor:
“Ültimatom haberi tamamen düzmeceymiş. Böyle bir şey yokmuş. Financial Times’a konuşan ABD’li yetkili her kimse (bir tahminim var!) olayları yanlış yorumlamış. Evet, iki mevzu yüzünden zor bir görüşme olmuş; İran oylaması ve Gazze saldırısı son derece taze ve sıcak gelişmelerdi. Şimdi olaylar epeyce sakinleşti. Obama Erdoğan’ı geçen hafta Irak’taki hükümet ve ABD’nin geri çekilme planlarıyla ilgili konuşmak için aradı. Amerikalılar İranlıların Viyana Grubu’na mektup göndererek Ramazan Bayramı’ndan sonra yeniden masaya oturacaklarını belirtmiş olmalarından memnun. Her ne kadar bir araştırma komisyonu [BM Palmer Paneli] kurulmuş olsa da, Mavi Marmara saldırısı ve Türkİsrail ilişkiler hâlâ tartışma konusu. Şimdi de İsrailliler bunu başka şekilde yorumlamak istiyor, mesela yetkisini ve önemini azaltmaya çalışıyorlar.” Bu değerlendirmelerin ardından TR1, ABD’nin Türkiye’yi eskisine nazaran daha güçlü bir partner olarak da gördüğünü ekleyerek, o tarihlerde ABD Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan ve Türk medyasının dikkatlerini üzerine toplayan Türkiye toplantısının gündeminde de bu konuların olduğunu söylemiş.