Frank-Walter Steinmeier Almanların büyük çoğunluğu açısından Alman diplomasisinin yüzü sayılıyor. 60 yaşındaki deneyimli siyasetçi açısından cumhurbaşkanlığı, 20 yılı bulan kariyerinde doldurduğu bir dizi siyasi pozisyondan sadece biri. Steinmeier; başbakanlık müsteşarlığı, meclis grup başkanlığı, dışişleri bakanlığı, başbakan adaylığı gibi çeşitli görevleri üstlenmişti. O nedenle Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un halefi, meçhul bir şahsiyet değil.
Almanya'nın en sevilen siyasetçisi
Tersine Steinmeier cumhurbaşkanlığı makamına bir dizi faydalı nitelik taşıyabilir. Başbakan Angela Merkel döneminde Dışişleri Bakanı olan Steinmeier partiler üstü bir itibar taşıyor, diplomatik deneyime sahip, uluslararası arenada muteber ve krizlerde çok defa sınanmış olma özelliğine haiz. Anket sonuçları da yüksek itibarını yansıtıyor. Steinmeier yıllardır Almanya'nın en sevilen siyasetçileri arasında en ön sırada. Bu popülerlik, haftalar süren gelgitlerin ardından neden hükümet partilerinin SPD'nin adayı konusunda uzlaştığını anlamak bakımından önemli bir gerekçe olabilir.
Kuzey Ren Vestfalya eyaletinden bir marangozun oğlu olan Steinmeier'in devletin en yüksek makamına ilgi duyduğunu, birçok gözlemci uzun süredir tahmin ediyordu. Yılda yaklaşık 400 bin kilometre kat ederek yaptığı çok sayıda seyahatle eski Dışişleri Bakanı, cumhurbaşkanlığına yakışır bir görünüm sergilemişti. Özellikle Ukrayna Krizi sırasında Kiev'le Moskova arasında yorulmaz mekik diplomasiyle itibar kazandı. Steinmeier o dönem krizin yatışmasına yardımcı oldu, bunda kısmen sözcük seçimleri de rol oynadı. Steinmeier'in en son tekrar manşetlere çıkmasında yine bir sözcük seçimi etkili oldu. ABD Başkanı Donald Trump'ı, bir diplomata yaklaşmayacak şekilde "nefret vaizi" olarak tanımladı. Daha sonra da Trump'ın başkanlığının "eski dünya düzeninin sonu" olduğunu ifade etti. Bazıları bunun Steinmeier'in dürüst bir bürokrat olmasıyla da bağlantılı diplomat olma özelliğine yakışmadığı yorumunu yaptı.
Başbakan Schröder ile birlikte yükseliş
Steinmeier'in kariyeri eski Başbakan Gerhard Schröder'in (SPD) safında başladı. Steinmeier, Schröder'in henüz Aşağı Saksonya Başbakanı olduğu dönemde başbakanlık dairesini yönetti. SPD 1998 yılında Berlin'de hükümeti kurma görevini aldığında Steinmeier de başkente, iktidarın merkezine gelerek önce devlet müsteşarlığı ve sonra başbakanlık dairesi başkanlığı görevlerini üstlendi. 2005'te Başbakan Angela Merkel liderliğindeki ilk Büyük Koalisyon'un dışişleri bakanı oldu. Başbakan Yardımcılığı görevi de yapan Steinmeier 2009 yılında Sosyal Demokratların başbakan adayı olarak seçimlere girdi. SPD'nin seçimleri kaybetmesinde birçokları Steinmeier'in halka uzak olmasının etkili olduğu eleştirisini getirdi. Steinmeier içli dışlı, teklifsiz bir tip sayılmıyor ancak uluslararası diplomasinin karmakarışık oyunları içerisinde sebatkârlığı ve geneli görme yeteneği ile iyi bir görüntü sergiliyor.
2013 Federal Meclis seçimleri sonrasında yeniden Büyük Koalisyon'un kurulmasıyla Steinmeier de dışişleri bakanlığına tekrar geri döndü. Hür Demokrat Partili (FDP) Hans-Dietrich Genscher ile birlikte Frank-Walter Steinmeier Alman dış politikasının şekillendirici beyinleri arasında sayılıyor.
5 Ocak 1956 Detmold doğumlu olan Steinmeier idare mahkemesi hâkimi Elke Büdenbender ile evli. Çiftin üniversitede okuyan bir kızları var. Siyasetçi 2010 yılında kamuoyunun gündemine insani yönüyle gelmişti. O dönem SPD Meclis Grup Başkanı olan Steinmeier ağır hasta eşine böbreğini bağışlamak için siyasi görevlerine ara vermişti. Kişisel motivasyonları bir yana bu, halkta Steinmeier hakkında saygı ve takdir uyandırmıştı.
Merkel: Akılla verilmiş bir karar
Steinmeier cumhurbaşkanı olmadan önce Hrıstiyan Sosyal Birlik (CSU) saflarından bile övgü aldı. Bavyera Eyaleti Başbakan Yardımcısı Ilse Aigner sosyal demokrat siyasetçinin "iyi bir aday” olduğunu söyledi. CSU'lu Avrupa Parlamentosu üyesi Manfred Weber de Steinmeier'in bir süreklilik sağlayacağına inandığını belirterek "Almanya'nın özellikle şu anki vaziyet içerisinde güçlü bir yönetime ihtiyacı var” dedi.
Steinmeier'in düzensizlik ve istikrarsızlığa karşı bir istikrar çıpası etkisi yaratması bekleniyor. Almanya Başbakanı Merkel de Steinmeier'in ortak adaylığını açıkladığı sırada buna vurgu yapmış ve bunun "mantıkla verilmiş bir karar” olduğunu söylemişti. Merkel halkın çoğunluğunun da bu kararı destekleyeceğine inandığını belirtmişti.
©Deutsche Welle Türkçe
Richard A. Fuchs