Star yazarı Ahmet Kekeç, Türkiye ile ABD arasında karşılıklı yaptırıma neden olan rahip Andrew Brunson hakkında, "Brunson meselesinde nasıl kıvırdım?" başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Kekeç, "Sadece, dövizdeki dalgalanmayla Brunson’ın tutuklanması arasında irtibat tesis eden arkadaşlara, 'Hani dalganızı geçiyordunuz... ‘Dış güçler’ diye bir şey yoktur diyordunuz... Bu irtibat çabanız bile dış güçlerin varlığına işaret etmiyor mu?' diye sordum" ifadesini kullandı.
İzmir’de 'FETÖ ve PKK adına suç işlediği', casusluk yaptığı iddiasıyla tutukluluğu ev hapsine çevrilen ABD uyruklu rahip Andrew Craig Brunson hakkında 'örgüt içi hiyerarşik yapıda olmamasına rağmen örgüt üyeliği' suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Yargılama sonunda Brunson’ın hakkındaki 'yurt dışına çıkış yasağı' ve ev hapsi kararları da kaldırılarak tahliye edilmesine karar verildi.
Tahliye edilen Brunson hakkında Star yazarı Kekeç bir yazı kaleme aldı. Kekeç bugünkü yazısında şunları kaydetti:
Rahip Brunson tahliye edilmiş... Bakalım Ahmet Kekeç nasıl kıvıracakmış...
Merakla bunu bekliyorlarmış.
Sosyal medyadaki “Atatürk kalpaklı” FETÖ’cüler böyle söylüyor.
Benden niçin “kıvırma” beklediklerini bilmiyorum.
Neden ben?
Onu da bilmiyorum.
Brunson meselesine daha önce hiç girmedim çünkü.
İddianameyi okusaydım (çünkü okumak istemedim), tutukluluğu konusunda ne düşündüğümü yazardım.
Bir rahip olduğunu biliyordum sadece.
Bir rahibin üzerine vazife olmayan işlerle uğraştığını, tecessüsünün geniş olduğunu ve bu “aşırı meraklılığın” görev alanı içinde telif edilemeyeceğini...
Salıverildiği gün, bir televizyon kanalında, konuyu (kendi zaviyemde) yorumlamıştım. Ekstra bir yazıyı “fazlalık” saydığım için sıcağı sıcağına bir şey yazmadım.
Nihayetinde adam 3 yıl, 1 ay, 15 gün ceza aldı ve tutuklu bulunduğu süre gözetilerek tahliye edildi.
Muhtemelen yargı, bu maksadını aşan aşırı tecessüsü tecziye konusu yaptı. Yapsın. Çok da iyi yaptı. Keşke fazlasını yapsaydı. Kürtleri Hıristiyanlaştırmak misyonuyla kilise kuran (kilise kurmasına izin verilmiş) bir din adamının, Türkiye’deki benzin istasyonlarının sayısını ve işletmecilerinin kimliğini merak etmesi, bu merakı çerçevesinde “arşiv çalışması” yapması ve bazı kriminal şahıslarla telefon irtibatı kurması anlaşılabilir bir durum değil.
Kaldı ki, tutuklandığında işin bu boyutunu bile yazmadım.
Konu yargıdaydı... Yargı halletsindi... (Görülüyor ki yargı, birçok konuda olduğu gibi, bu işi de yüzüne gözüne bulaşırmış. Çürük tanıklarla muhakemeye kalkışmış ve ortaya tevil edilemeyecek bir problem çıkarmış.)
Sadece, dövizdeki dalgalanmayla Brunson’ın tutuklanması arasında irtibat tesis eden arkadaşlara, “Hani dalganızı geçiyordunuz... ‘Dış güçler’ diye bir şey yoktur diyordunuz... Bu irtibat çabanız bile dış güçlerin varlığına işaret etmiyor mu?” diye sordum.
Bu sorum caridir...
Dolayısıyla, benden “kıvırma” bekleyenleri sukutu hayale uğratacağım.
Başka kapıya!