"Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesini Türkiye’mize yönelik de bir saldırı olarak görüyorum" diyen Star yazarı Cem Küçük, "Tahir Elçi’nin fikirlerine katılmazdım ama Elçi’ye yönelik tutuklama girişimine de net dille karşı çıktım, tıpkı Erdem Gül’ün tutuklanmasına şiddetle karşı çıktığım gibi. Yeniden ifade ediyorum ki, Erdem Gül derhal tahliye edilmelidir. Gül’ü tutuklamak FETÖ soruşturmalarını sulandırmak dışında bir işe yaramaz" görüşünü dile getirdi.
Küçük, yazısında "Can Dündar’ın Fethullahçı terör örgütüne bilerek ve isteyerek sistematik yardım ve yataklıktan tutuklanmasını haklı buluyorum ama FETÖ’nün azılı mensupları serbest bırakılırsa Dündar’ın tutuklu oluşu da saçma hale gelir" ifadelerine yer verdi.
Cem Küçük'ün Star gazetesinin bugünkü (30 Kasım 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesini Türkiye’mize yönelik de bir saldırı olarak görüyorum. Haberi duyar duymaz bir yakınım öldürülmüş gibi üzüldüm. Sevenlerinin başı sağolsun. Tahir Elçi’nin fikirlerine katılmazdım ama Elçi’ye yönelik tutuklama girişimine de net dille karşı çıktım, tıpkı Erdem Gül’ün tutuklanmasına şiddetle karşı çıktığım gibi. Yeniden ifade ediyorum ki, Erdem Gül derhal tahliye edilmelidir. Gül’ü tutuklamak FETÖ soruşturmalarını sulandırmak dışında bir işe yaramaz.
Elbette PKK terör örgütü değildir gibi marjinal bir söz hiçbir medeni ülkede anaakım medya organlarında dillendirilemez ama bunu ifade eden Tahir Elçi gibi insanları tutuklamaya kalkmak da bir rezalettir. Savcılarımızın da bu “Eski Türkiye” tarzı soruşturmaları artık çöpe atmaları şarttır. Öte yandan Elçi o olayda da kurban gibi seçilmişti ve ben bundan da rahatsız olmuştum. Çünkü hala özellikle CNN Türk ve nispeten Habertürk ve NTV’de “PKK terör örgütü değildir” diyen marjinal, loser Türk solcuları çıkıp propaganda yapmaya devam ediyor. Niye sadece Elçi’ye bu ağır dava açıldı hatta tutuklanmaya kalktı da diğer Türk marjinallere hiç işlem yapılmadı? Niye sadece Tahir Elçi hedef alındı? “PKK terör örgütü değildir” diyen Mirgün Cabas, Şirin Payzın, Nevşin Mengü gibİ marjinal tipler hergün bu propagandayı yapmaya devam ediyor. Bunlar Türk olduğu için mi kayırılıyor? Dediğim gibi bu ifadelerin kim derse desin yargı konusu yapılmasına karşıyım ama anaakım kanallarda FETÖ, PKK, DAEŞ gibi örgütlerin terörist olduğunu inkar eden hiç kimse çalışamaz. Evrensel standartlar da aynen bu yöndedir. Türkiye’de bu standartlar istense de istenmese de oturtulacaktır...
Bu marjinal tipler benimle ilgili de demokrat ve özgürlükçü bir yazar olmadığım yönünde algı oluşturmaya çalışıyorlar. Evet ben muhafazakar ve milliyetçi bir yazarım ama aynı zamanda özgürlükçü ve demokratım. Sünni bir Müslüman’ım ve İslami kimliğimle de gurur duyarım ama Alevi ve gayrimüslim yurttaşlarımızın hakları için kellemi bile ortaya atarım. Türk’üm ve Türk kimliğimle de gurur duyarım ama Kürt yurttaşlarımızın hakları ve özgürlükleri için kellemi bile ortaya atarım. Muhafazakarım ve bununla da gurur duyarım ama seküler yaşam tarzı olan yurttaşlarımızın hakları ve özgürlükleri için de kellemi ortaya atarım. Demokrat ve özgürlükçü olmak budur. Marjinal aydınların kalıpları bu kimliklerin bir arada yaşamayacağını söylüyor. Yalan söylüyorlar. Hem kimliğimizle gurur duyacağız hem de bizim gibi olmayan insanların hakları için de mücadele edeceğiz.
Hiç kimse endişe etmesin ki, benim gibi Sünniler ile Alevi kardeşlerimiz eşit ve özgür olacak Yeni Türkiye’de. Benim gibi Türkler ile Kürt kardeşlerimiz eşit ve özgür olacak Yeni Türkiye’de. Benim gibi muhafazakar olanlarla seküler yaşam tarzı olanlar eşit ve özgür olacak Yeni Türkiye’de.
Toplumun yüzde 40 nüfusunu oluşturan Atatürkçüler ve ülkücüler asla ve asla devlet ve toplum hayatından dışlanmayacak Yeni Türkiye’de. Zaten şu an hem devlet kurumlarımızda hem yargı makamlarında muhafazakarlar, Atatürkçüler, solcular, ülkücüler iç içe, kardeş kardeşe, Türk’üyle Kürd’üyle, Alevi’siyle Sünni’siyle beraber çalışıyorlar. Hep birlikte FETÖ denen kalleş terör örgütüyle mücadele ediyorlar. Çünkü FETÖ denen hain örgüt hepimizin düşmanıdır.
Bu arada şu yazıyı kaleme aldığım saatte Celepoğlu başta olmak üzere MİT tırları ihanetine imza atan üç hain Fethullahçı henüz tutuklanmamıştı. Hukukun emrettiği gibi üçünün de tutuklanması gerekir. Eğer Erdem Gül gibi bir insanın haksız yere tutuklu olduğu ortamda bu azılı FETÖ elemanları tutuklanmazsa bu gerçek bir skandal olur. Can Dündar’ın Fethullahçı terör örgütüne bilerek ve isteyerek sistematik yardım ve yataklıktan tutuklanmasını haklı buluyorum ama FETÖ’nün azılı mensupları serbest bırakılırsa Dündar’ın tutuklu oluşu da saçma hale gelir. Bir örgütün azılı suçluları dışardayken yardım edenlerin tutuklanması hukuk mantığına ve felsefesine de aykırı olur. Bu arada Ahmet Pek gibi FETÖ’nün azılı istihbarat şefleri bırakın yargılanmayı merkez valiliği görevine bile devam ediyor. FETÖ soruşturmaları doğru yoldan sapmamalı...
