İlhami Işık, Mayıs 2016'dan bu yana köşe yazarlığını sürdürdüğü Star gazetesi ile yollarının ayrıldığını duyurdu. Işık, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda "Şimdiye kadar yazılarımı okuma zahmetinde bulunan herkese çok çok teşekkür ederim" dedi.
Işık'ın paylaşımı şöyle:
"İki yıldır köşe yazarlığı yaptığım Star gazetesine 'elveda' deme zamanı geldi. Şimdiye kadar yazılarımı okuma zahmetinde bulunan herkese çok çok teşekkür ederim. Allah'a emanet olun kurban olduğum saygılarımla."
"Griye tahammül edilemiyor"
Işık'ın Star'da yayımlanan (28 Aralık 2017) son yazısı şöyleydi:
Çok acılar çektik biliyorum.
Son dört yılda yaşananlar herkesi şu veya bu şekilde derin yaraladı, eğer bunlar başka bir ülkede yaşanmış olsaydı ne olurdu tahmin bile etmek istemiyorum.
Dostların tanımı değişti. Arkadaşlığın kriteri Kaf dağının ardında yazılır oldu.
Hiç suç işlemez denilenler seri katil olarak karşımıza çıktı.
Etrafımız kan gölü.
Kin ve nefret dalgası tüm coğrafyayı kaplamış durumda.
Dünya zulme kayıtsız.
Son Kudüs meselesi dışında dünya vicdani hiç ses vermedi. Bunca katliamlara göz yumdu ve aynı vicdan Miyanmar da kendini yine çirkin yüzüyle sahneledi.
Toplumda güven duygusu bitkisel hayata doğru hızla ilerliyor.
Toptan; Evetçilik.
Toptan; Hayırcılık, insanları öfke nöbetlerine sokuyor.
Her şey siyah ve beyaz üzerinden konuşuluyor, yazılıp çiziliyor.
Bırakın diğer renkleri.
Gri, artık tahammül edilmeyen bir renk olarak gömülmeye başlandı bile.
Oysa Gri, ne beyaz rengi kirletiyor ne de siyaha zeval veriyor.
Evet, bu ülkede kanlı darbeciler var mı? Var, elbet daha dün yaşadık bu darbecilerin barbar saldırılarını.
Bu ülkede FETÖ denilen, her kılığa, her renge giren ve kendini inanılmaz bir ustalıkla gizleyen örgüt var mı? Evet, var ve hala yaşıyor ve yaşamakla kalmıyor dünyadan da destek alıyor.
Bu ülkede kanlı terör örgütleri var mı? Evet var PKK, DEAŞ ve birçok örgüt bu topraklarda yaşamaya devam ediyor ve bunlarda dünyada destek bulabiliyorlar.
Tüm bunlar doğru ve gerçek .
Ama bu kadar olumsuz koşullara rağmen ve bunların dışında milyonlarca insanın bugün ve yarın adına bu ülkede huzur, güven ve mutlu yaşama diye bir derdi de var.
İşte esas mesele de bu.
Bunca olumsuz ve zorlu koşullara rağmen siyasetin bu milyonlara umut vermesi gerekiyor.
Ve hayatın sadece siyah beyaz olmadığını göstermesi gerekiyor.
Ve burada yanlışlar da olabilir.
Hatalar da olabilir.
Eksikler de olabilir.
Ancak ölüler hata yapmaz.
Bir zamanlar biri şöyle demişti. "Akıllı insan, hata yapmayan insan demek değildir. Akıllı insan hatasını çabuk telafi eden insandır"..
Eğer Türkiye gibi hem Ortadoğu, hem de Avrupa, jeopolitiği bir arada barındırıyorsanız ve aynı anda hem kazanım ve hem de tehlike arz eden bir ülkede yaşıyor ve siyaset yapıyorsanız hata yapmama şansınız yoktur ve bu hatayı telafi etmenin yol ve yöntemi ise bu gerçeği kabullenmekten geçiyor.