Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, 'FETÖ'yle mücadele' konusuna ilişkin olarak, "Millet temizlik bekliyor. Üst bürokraside ve özellikle yargıda da benzer bir güncelleme kaçınılmazdır" dedi. "FETÖ ile mücadelenin en kritik dönemlerinde verdikleri güdümlü kararlarla, bu kritik mücadeleyi sulandıranlar, elindeki yetkiyi; iktidarın ve özellikle de sayın Erdoğan’ın zor durumda kalması için kullanan zehirlenmiş bürokratlar, bu millete layık değildir, saha kenarına çekilmelidir" diyen Albayrak, "Bu temizlik layıkıyla yapılabilirse milletin AK Parti’ye teveccühü artarak devam edecektir. Aksi taktirde 2019’da kötü bir sürprizle karşılaşılabilir" ifadesini kullandı.
Albayrak'ın Star'da "Geçmişte yalnız bırakanlar şimdi yol arkadaşı olamaz..." başlığıyla yayımlanan (22 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Dünkü kongreyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı olmasını sağlayan bir prosedür olarak görmek, Türkiye’de olup bitenleri anlayamamak demektir.
Bu kongre, 16 Nisan’da sandıktan çıkan Anayasa reformunu, sahaya taşımak için çıkılan yolun ilk adımıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hem AK Parti’yi hem de Türkiye’yi, yeni dönemi başlatacak olan seçime götürecek.
Bu süreç kazasız belasız sonuçlanırsa, vesayetlerden arınmış tam bağımsız yepyeni bir Türkiye’ye “Merhaba” diyeceğiz ki, bence bunun adı “Yeni Cumhuriyet”tir.
Ama başarılı bir şekilde tamamlanmazsa hiç tahmin etmediğimiz bir yere çıkabiliriz.
Kurtuluş Savaşı bitmedi
Çünkü bu dönem, Kurtuluş Savaşı’nda başlattığımız İstiklal mücadelemizin finalidir ve Türkiye düşmanları, 16 Nisan’da yapılan sistem değişikliğinin hayata geçmemesi için elinden geleni yapmaktadır.
Onun içindir ki, dün çıkılan bu yolculuğun tamamlanması her zamankinden çok daha önemlidir ve bu zor ve meşakkatli süreç ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde aşılabilir.
***
Çıkılan yol ve menzil bu kadar önemli olunca, yol ve yolculuk hakkındaki ayrıntılar da önem kazanmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında Sayın Erdoğan’ın işinin çok zor olduğu görülmektedir.
Zira, Türkiye’ye hizmet için yola çıktığı ilk döneme göre bugün içeride ve dışardaki düşmanları kat kat artmıştır.
Çünkü geçen süre içerisinde, kendisine kayıtsız şartsız tabi olan bu millet ile birlikte neler yapabileceğini gördükleri için şimdi çok daha fazla korkuyorlar.
Onu engellemek için terör örgütleriyle işbirliği yapma alçaklığını bile göze almalarının sebebi bu korkudur.
Ya gerçek dostları?
Peki buna mütenasip olarak, Hakk davasında destek için gözünü budaktan sakınmayan can dostlarının da aynı ölçüde arttığını söylemek mümkün mü acaba?
Korkarım buna “Evet” demek pek de kolay değildir.
Gerçi, ölçü; davetlerine koşmak ve ona övgü yağdırmaksa elbette kırılması zor bir rekora sahiptir. Sadece görünmek, bir kere dokunmak için bile nice “önemli” şahsiyetin birbirini ezen bir yarış içinde olduklarını görüyoruz.
Ama korkarım ki bunların çoğu, “kendi ikbal savaşını” veriyor.
Onu, hiçbir menfaat gözetmeksizin; dava için ölümüne destekleyenler; tıpkı milleti gibi uzaktan izlemektedir.
Sayın Erdoğan sayesinde, hayal bile edemeyecekleri yerlere gelenler, desteğe en çok ihtiyacı olan bir dönemde yalnız bırakanlar, yeni başlayan bu çetin süreçte asla yol arkadaşı olamazlar.
Nitekim önümüzdeki günlerde başlayacak olağan kongre sürecinde, bu tür öncelik sapması yaşayanların, partinin bütün kademelerinden büyük ölçüde ayıklanacağını tahmin ediyorum.
Millet temizlik bekliyor...
Aynı şekilde, üst bürokraside ve özellikle yargıda da benzer bir güncelleme kaçınılmazdır.
FETÖ ile mücadelenin en kritik dönemlerinde verdikleri güdümlü kararlarla, bu kritik mücadeleyi sulandıranlar, elindeki yetkiyi; iktidarın ve özellikle de sayın Erdoğan’ın zor durumda kalması için kullanan zehirlenmiş bürokratlar, bu millete layık değildir, saha kenarına çekilmelidir.
Bu temizlik layıkıyla yapılabilirse milletin AK Parti’ye teveccühü artarak devam edecektir.
Aksi taktirde 2019’da kötü bir sürprizle karşılaşılabilir.
Bu meyanda Sayın Erdoğan’dan çok şey beklenmektedir.
Yolun açık olsun sayın başkan…
***
(Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmadaki en çok alkışlanan ifade, “Kim dönerse dönsün, biz dönmeyiz bu yoldan” cümlesiydi…)