Spor

Spor yazarlarının yorumları...

05 Nisan 2009 03:00

Ömer Üründül : Beşiktaş klasiği
Beşiktaş’ın uzun süre eksik oynayan rakibi karşısında iyi bir futbol sergilemese de hırslı mücadelesi ve disiplini ile önemli bir üç puanın sahibi olduğunu kaydediyor. Maça ligin ikinci yarısındaki İnönü klasiği ile başladıklarını ve agresif bir anlayış ile oyunu Kayserispor sahasına yıktıklarını ifade ediyor ve ekliyor: “Ancak bu baskıda uzun süre pozisyon sıkıntısı çekildi. Çünkü hücum girişimleri her zamanki gibi planlı, programlı değil, hırsa ve bireysel hareketlere dayalıydı. Tello ile Delgado'nun eksikliğinde serbest vuruşlar da rakip kaleyi tehdit etmedi.”

Altan Tanrıkulu: Top çizgiyi geçerse
İkinci yarının yenilmeyen tek takımının Beşiktaş olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Üst üste aldığı istikrarlı sonuçlarla şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri haline gelen takım Beşiktaş.. Yusuf ve Ernst gibi iki devre arası transferinden birden çok yüksek verim alan takım da Beşiktaş.. Seyircisiyle barışan, savunmasını toparlayan, küskün yabancılarını hizaya sokan takım da Beşiktaş..”

Uğur Meleke: Biber gazı
Kayseri karşısında Ernst’in çok iyi olduğunu, Serdar’ın da özgüvenini geri toparlayabilecek bir oyun oynadığını kaydediyor. Maçın gizli yıldızının Sivok olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Terim, İspanya müsabakaları öncesi Bilica’nın adını anmıştı, bu maçta bir stoperin takımının pas bağlantısına ne kadar iyi entegre olabildiğini görünce herhalde Sivok için de iç çekmiştir.”

Sergen Yalçın: Bu statta ‘şampiyon’ kokusu var
Takım olan, takım savunmasının en iyi örneklerini sergileyen Beşiktaş’ın emin adımlarla şampiyonluğa yürüdüğünü kaydediyor. Dün, Bobo’nun gol kaçırma rekoru kırdığı, Nobre’nin en etkisiz kaldığı maçta, sazı eline alan sorumluluk üstlenen isimin Yusuf olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “26. hafta bitiyor ve Denizli’nin ön görüleri gerçekleşiyor. Hocanın en önemli öngörüsü ise Beşiktaş’ın şampiyon olacağı. Ve görünen o ki böyle de olacak...”

Ali Sami Alkış: Kredi kartı mı, kırmızı kart mı?
Bir saat boyunca 10 kişi kalmış bir takıma, bu süre içerisinde gol atamamış olmak biraz tuhaf kaçsa da, Beşiktaş’ın iyi oynadığını belirtiyor ve ekliyor: “Ama maçın kırılma anının önemini unutmayalım... Rakip 11 kişiyken ortadaki pasif Beşiktaş’la, rakip eksik kaldıktan sonraki aktif Beşiktaş, birbirinden tamamen farklı olunca; kırmızı kart maçın kaderini belirledi demektir. Kırmızı kart ağırdı... Hakem baltayı verdi, Beşiktaş doğradı durumu ortaya çıktı.”

Atilla Gökçe: Söz verdiği gibi
Beşiktaş sezonun en iyi maçlarından birini çıkardığını kaydediyor. Kayserispor’un 1 saate yakın 10 kişi oynamasının, Beşiktaş’a çok avantaj sağladığını sanmadığını belirtiyor.
Hemen her yıl sezona büyük umutlarla girip hayalkırıklığı yaşayan Beşiktaş’ı sarsıp silkeleyen, onlara yepyeni bir vizyon ve anlayışla yeniden hedef duygusunu yaşatanın Mustafa Denizli olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Söz verdiği saatte, 26. haftayı en iddialı şampiyon adaylarından biri olarak geçti... Unutulan adrese vardı, kapıyı çalıyor şimdi.”

Bülent Yavuz: Gol olsa yanmıştı
Beşiktaş-Kayseri maçında Genç hakem Tolga Özkalfa’nın, oyunun gidişatına tesir edecek önemli hatalar yaptığını kaydediyor.. Maçın kontrolünde zaman zaman zorlansa da ipin ucunu kaçırmadığını belirtiyor. Disiplin uygulamalarında son derece başarısız, faul değerlendirmelerinde de bir o kadar eksik olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Ali Turan'ın birinci sarı kartı doğru, ikinci sarı kartı ise yanlıştı. Dolayısıyla kırmızı kart Kayseri'yi 10 kişi bıraktı. Bu da Beşiktaş için büyük bir avantaj oldu. Cangele'nin penaltı beklentisi pek tatmin edici değildi. Oyunu devam ettirmesi doğruydu. Köşe vuruşunu iki defa üst üste kullanan Cangele'ye düdük çalıp en direkt veremedi. Az daha bir kural hatası gündeme bomba gibi düşecekti. Şansı varmış ki gol olmadı.”

Sanlı Sarıalioğlu: Kartal'ın 'Yusuf'u var
Serdar Özkan’ın, tam 27 dakika Beşiktaşlı taraftarlara saç baş yoldurduğunu her topu rakibe ikram ettiğini kaydediyor. Sonra Yusuf'a çok güzel gol attırdığını ifade ediyor ve ekliyor: “Bu iş böyle... Bir anda rezil de olursun vezir de. İş bitiren oyuncu daima vitrindedir. Serdar servis yaptı, Yusuf noktayı koydu. İkili alkış aldı. Yusuf sadece attığı golle ön plana çıkmadı. Sahanın yıldızıydı. Müthişti. Gözü hep karşı kalede. Olağanüstü driplingler yaptı, paslar verdi. Oyunu tek başına yönlendirdi. Tam anlamıyla bir maestroydu.”