Spor

Spor yazarlarından kupa yorumu

Spor yazarları hiç olmadığı kadar önem kazanan ve kıyasıya puan mücadelesinin yaşandığı Fortis Türkiye Kupası’nı yorumladı.

29 Ocak 2009 02:00

Spor yazarları hiç olmadığı kadar önem kazanan ve kıyasıya puan mücadelesinin yaşandığı Fortis Türkiye Kupası’nı yorumladı. Yazarlar, Aragones’in taktiksel değişikliğe gitmesini ‘devrim’ olarak nitelerken, Beşiktaş’ın geçmişten ders alarak oynadığına dikkat çekiyor. İşte spor yazarlarının bugünkü yazılarından kupa özeti:


Rıdvan Dilmen: Acaba hangisi
Fortis Türkiye Kupası’nda uzun yıllardır bu sezonki kadar maçlar ciddiye alınmadığını kaydediyor. Her takımın hocasının eskiden angarya gördükleri maçları şimdi puan mücadelesi gibi oynadıklarını ve ideal kadrolarla sahaya çıktıklarını belirtiyor. Fenerbahçe-Bursaspor maçının iyi maç oldu dendiğini ama pozisyon olmadığını ifade ediyor ve ekliyor: “Futbolda acaba hangisi doğru? Çok pozisyonlu maç mı, yoksa çok koşulu, mücadeleci ama pozisyon kısırı maç mı?”

Şansal Büyüka: Yarı final tamamdır
Futbol hangi sürprize açık olursa olsun ikinci Antalyaspor maçının formaliteden öte geçmeyeceğini kaydediyor. Beşiktaş yarı finalde olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Bu 2-0, Beşiktaş'a yeter de, artar bile...Üstelik sahada farklı bir Beşiktaş vardı...Geri dörtlüde sağlam duran...Orta alanda kalabalık kalan...İleri ikilinin hemen arkasında Serdar Özkan'ı koşturan...
Uzun bir suskunluktan sonra golleriyle Bobo'yu buluşturan...Önemli işaretler verdi Beşiktaş...
Dahası da var...Ekrem, Beşiktaş'ın yükselen yıldızı...Üstelik nihayet yerinde oynadı...
Yani sağda değil, solda...Göbekte Gökhan Zan ile Toraman ikilisini gördük...Demek ki Zapatocny vazgeçilmez değil...Serdar Özkan ileri ikilinin hemen arkasında oynamalı...
Ama ne zaman 'kement yiyeceğim' diye gözü kenarda olmamalı...Eğer iyiyse bırakın oynasın...Sivok orta alanda iyi...Ama sanki geçmişten ders almışa benzemiyor...
Sert hareketleri ve kart alışkanlığı sürüyor...Koca Kurt'a güveniyorum..Yani Mustafa Denizli'ye...”

Gürcan Bilgiç: Bu kez ışık var!
Fenerbahçe’nin Bursaspor karşısında forvetin arkasına Deivid'in gelmesi, Semih'in hücumu tekrar takımla buluşturan oyun karakteriyle, 20. dakikadan itibaren Fenerbahçe takımı Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynadığını hatırladığını kaydediyor. Fenerbahçe açısından en önemli farkın rakip ile aynı sayıda (Semih seçimi durumu eşitledi) olması ve bunun rahatlığını maç boyunca hissetmesi olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “26 yıllık kupa hasretinin kısalmaya başlayan yolunda, Bursa rövanşı sarı-lacivertliler için hiç kolay olmayacak.”

Altan Tanrıkulu: Şaşırdım 
Aragones’in taktiksel anlamda her zaman kendi sistemini oynattığını yönetime ve oyunculara bağımlı kalmadığını anladığını ifade ediyor ve ekliyor: “Evet şaşırdım dün akşam küçük bir devrimin ilk adımını attı Aragones.”

Uğur Meleke: Sivas-G.Saray tekrarlanmasa...
Eski İngiliz hakem Graham Poll’ün geçtiğimiz hafta Daily Mail’deki köşesinde Federasyon Kupası statüsünün “11a” maddesinin, iki takımın kendi aralarında anlaşmaları halinde eşleşmeyi ikinci maça götürmeden tek müsabakada (uzatma ve penaltı atışlarıyla) sonucu belirleyebileceklerine imkân verdiğini yazdığını ifade ediyor. Türkiye’de böyle bir madde olsa Sivasspor ve Galatsaray’ın sıkışık fikstürde farklı alternatifleri düşünebileceklerini belirtiyor ve ekliyor: “Eğer FA Cup statüsündeki madde, Türkiye Kupası’nda da olsaydı, salı gecesi iki taraf İzmir Atatürk Stadı’nda tek maç oynayıp yarı finalisti belirleseler, G.Saray-Sivas 7 gün sonra tekrarlanmasa nasıl olurdu? (Sivas’ın rövanştaki hasılat kaybını da sanırım İzmir’deki gelirin yarısı rahatlıkla kompanse edebilirdi).” 

Selçuk Yula: Böyle devam edin! 
Bursaspor karşısında Fenerbahçeli futbolcuların mücadelesini çok beğendiğini kaydediyor. Emre’ninözellikle ikinci devredeki futboluyla "Artık ağırlığımı koyacağım" der gibi olduğunu ifade ediyor ve ekliyor. “Kazım'ın çok iyi oynarken, kenara alınması ise hiç hoşuma gitmedi. Şu bir gerçek ki F.Bahçe'nin sisteminde, dünyanın en iyi forvetini de getirseniz işi çok zor. Bu tek forvetli oyunda elbette tercih edilecek isim Semih olur. Çünkü topu iyi saklayan ve servis yapan bir futbolcu. Ama görüyoruz ki o da aynı Güiza gibi ceza sahası içinde yalnızları oynuyor. Geçen maç Güiza çıkıp Semih girmişti. Şimdi de Semih çıktı, Güiza girdi. Herhalde İspanya ve Türkiye gol krallarını yan yana seyretmemiz mümkün olmayacak! Neticede F.Bahçe, Vederson'un korneri Deivid'in kafasıyla Brezilya işi bir golle Bursa'ya avantajlı gidiyor.”

Zeki Çol: Sarı-Lacivertliler bir adım önde 
F.Bahçe’nin, Bursaspor karşısında ilk yarının son dakikalarında attığı golle galibiyete ulaştığını ve kupadaki bu eşleşmede ilk raundu kazanan taraf olduğunu kaydediyor. Pozisyon sayısının azlığına karşın, zaman zaman zevkle izlenen, kora kor oynanan bir maç olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “İkili mücadelelerin renklendirdiği oyunda en çok da Volkan ile Roberto Carlos arasındaki topa sahip olma uğraşı ön plana çıktı. Genç Volkan, deneyimli ve kariyeri kendisinden çok önde duran Roberto Carlos'a çoğu kez zor anlar yaşattı. Takımının en iyisi olarak ön plana çıktı. Ve Bursaspor'un neredeyse tüm etkili ataklarını başlatan adamdı.”

Kemal Belgin: Beşiktaş’ın tur sırrı
Beşiktaş’ın, öne doğru çabuk çıkan, ileride topu tutup atağı olgunlaştıran takım görüntüsü veren Antalyaspor’a karşı kurduğu tezgâhın daha rövanş oynanmadan yarı final biletini kestirdiğini kaydediyor. Beşiktaş’ın oyun şifresini düne kadar hiç kimsenin çözemediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Ben de dahil. Ama dünkü haftalığımda Beşiktaş için ‘Çakma Barcelona’ yakıştırması yapıp şifreyi çözdüğüme inanmıştım. Yani dörtlü alan savunmasının içinden 2-3-2-3 çeşitlemesi dün de bütün (tabii ki bana göre) çıplaklığıyla karşımıza çıktı. Bu oyun düzeni şayet sahanın ortasında geri bloğun önünde, ileri ucun arkasında Sivok, Uğur, Cisse gibi ya da sonradan oraya monte edilen Serdar Kurtuluş gibi elemanlarla oynanabilirse, Rüştü’nün kalesi sağlama alınabilir.”

Ercan Saatçi: Futbol ciddi iştir
Hazırlık maçı bile olsa futbolun şakaya gelmediğini belirtiyor. Fenerbahçe camiası’nın Türkiye Kupası maçlarına biraz soğuk baktığını. Geçmişte yaşadığı talihsizliklerin, hakem hatalarının bu kupada verdiği hasarların, camianın bu kupayı önemsememesine yol açmış olabileceği ihtimali üstünde duruyor ve ekliyor: “Fakat şimdi genç bir jenerasyon var. Ve onlar Fenerbahçe’nin 26 yıldır bu kupayı kaldırmadığına şahit oldukları için değil, tarihten öğreniyorlar. Dolayısıyla Fenerbahçe her maçını ciddiye almalıdır.”

Erdoğan Şenay: Merhaba Aragones!
Fenerbahçe’nin doğru tertip ve oyun formatıyla yarıştığı Bursaspor maçında gürül gürül top çeviren bir futbol anlayışı olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Bu düşünce rötarı Trabzon maçı öncesi yatsaydı Aragones hocanın kafasına, Trabzon maçının Fenerbahçe adına yaşanmış arızaları gündem dışı kalırdı bizce...”

Alaattin Metin: Semih, Güiza yan yana oynarsa
Fenerbahçe’nin en azından kendi sahasında çift forvetle oynasa daha iyi olabileceğini ifade ediyor ve ekliyor: “En azından gol atmakta zorlanmayabilir... Gol başlangıcı olan hücuma hazırlık pasları iyi, sıkıntı top rakip kaleye taşındığı anlarda. Roberto Carlos soldan kanat bindirmesi yapıyor, ortaladığı topta Kazım sağdan destek vermiyor.”

Ali Sami Alkış: Rahat futbol... Rahat goller... 
Beşiktaş’ın Antalyaspor karşısında ilk gole kadar; maçı ciddiye alan havası, makul ve makbul sayılacak düzeyde temposu, arka arkaya girdiği pozisyonları ile gayet iyi olduğunu kaydediyor. Ama Bobo golü atınca; deplasmanda öne geçmenin kupadaki müthiş avantajını, bundan sonraki dakikaları rahat geçirmek için gerekli mazeret yaptığını ifade ediyor ve ekliyor: “Beşiktaş, belki çok iyi değildi ama; bir kupa maçı için gereken futbolu oynadı, gereken golleri attı. Turu neredeyse garantiledi. Yarı final şimdiden kutlu olsun”

Atilla Gökçe: Bunun adı kabak tadı! 
Antalyaspor - Beşiktaş; Fenerbahçe - Bursaspor maçları Kupa kavramıyla, Kupa felsefesiyle hiç örtüşmeyen eşleşmeleri olduğunu kaydediyor. Adı geçen dört takımın, dünkü rakipleriyle ikişer ikişer aynı grupta mücadele ettiklerini, oradan çeyrek finale geldiklerini vurguluyor. Ayrıca bu eşleşmeyle Antalyaspor’un Kupa iştahını da kaybetmiş göründüğünü ifade ediyor ve ekliyor: “Şimdi ajandamızda aynı takımların lig ve Kupa’da iki maçı daha var...Bence bu kadar dar zamanda üst üste üç maç kabak tadı verir... Ne dersiniz ?

Turgay Şeren: Kıran kırana
Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor'u koşan, mücadele eden, kısa pas oynayan ve defansını sağlam tutarak rakip kalede gol arayan bir takım yaptığını kaydediyor. İyi bir maç olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Hem Fenerbahçe hem Bursa her şeyini ortaya koyarak mücadele etti ama gol atan maçı kazanıyor.”

Ziya Şengül: Kupanın tadı yok
Kupa maçlarının havasının lig maçları gibi olmadığını kaydediyor. F.Bahçe’nin, 3 gün önce oynadığı Trabzon maçının yakınından bile geçmeyen bir oyun anlayışı sergilediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Her iki takımın da pozisyon fakiri olduğu maçı Fenerbahçe’nin kazanıp, tur için avantaj yakaladığını söyleyelim. Tabi bu skor avantajsa” 

Sanlı Sarıalioğlu: Kartal vizeyi aldı 
Antalyaspor karşısında Beşiktaş orta alanda rakibine hiç söz hakkı tanımadığını ifade ediyor ve ekliyor: “Rövanş bence artık bir formalite. Beşiktaş yarı final vizesini aldı.” 

Onur Belge: İlk raund şöyle böyle
Aragones'in oturtmak için çok uğraştığı 11’in, Bursaspor karşısında epeyce delindiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Edu'nun yerine Önder Turacı girince, Lugano bir pozisyon sola kaymıştı. Güiza kulübede Semih sahadaydı. Uğur Boral'ın yerinde Vederson vardı. Moral sakatı Alex'in Deivid'de, onunki ise Emre Belözoğlu'ndaydı. Kupa kalecisi Volkan Babacan her zamanki gibi hazır ve huzur vericiydi.”