Spor

Spor yazarları neler yazdı? İşte özetler...

01 Mart 2009 02:00

Rıdvan Dilmen: Fenerbahçe kanser eder
“Fenerbahçe adamı kanser eder” lafının çocukluğundan beri var olduğunu hatta bu sözün Fenerbahçe’nin atasözü olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Kazanırken de kanser eder, kaybederken de. Kaybederken ‘Ya böyle takım olur mu? Bu kadar ruhsuz mu oynanır?’ derler. Kazanırken de ‘Beş gün önce neredeydiniz?’derler. Çok değil 13 günde üç maç oynadılar. Bir maçta yedi gol, arada sıfır pozisyon. Ve sonra ligin liderine dört gol. O atasözü hakikaten doğru.”

Erman Toroğlu: Hangi Fenerbahçe
Dün gece Sivas maçında çok net olarak "Lig şampiyonluğunda ben de varım" dediğini belirtiyor ve ekliyor: “Ama hangi Fenerbahçe? Bu haftaki. Geçen haftaki Gençlerbirliği maçındaki Fenerbahçe değil. Fenerbahçe biraz koşunca, biraz hırslanınca, rakip takımlarla aradaki farkı meydana çıkıyor. Sivasspor dar kadrosuyla bugüne kadar iyi geldi. Bıkmadan, usanmadan pres yapıyorlardı, ilk yarılarda rakiplerini durdurup, ikinci yarılarda vuruyorlardı. Ama Fenerbahçe, kadro olarak Sivas'ın çok önünde bir takım. Ama ne olursa olsun sahada dün daha iyi daha diri bir Sivasspor bekliyordum.”

Ahmet Çakar: Aklınız neredeydi?
Fenerbahçe papatya falı gibi futbol oynadığını belirtiyor ve ekliyor :”Bir hafta iyi bir hafta kötü, sonraki hafta ise çok iyi. Mesela geçen hafta Gençlerbirliği maçına bakıyoruz, Fenerbahçe diye bir takım yok. Ama dün gece fevkalade iyi bir Fenerbahçe vardı. Bu fevkalade ifadesini tümüyle oynadıkları futbol için söylemiyoruz. Ama dün geceki mücadele, kavga, topu kapmak için verilen uğraş, istek ve hırs müthişti. Bırakın uzun haftaları Fenerbahçe'yi aylardır böylesine hırslı görmedik. Fenerbahçe kazanamasıydı yarıştan kopacaktı. Ama şimdi tekrar lige döndüler ve camiada çıkması beklenen kaosu önlediler. Lig son haftalara yaklaştığımızda sanki yeniden başlayacak gibi. Tepe puan olarak sıkışıyor. Hadi hayırlısı olsun.”

Mehmet Demirkol: Halı saha gibi
Aragones’in öğrencilerinin muhtemelen Aragones’ten bağımsız olarak ortaya koymuş oldukları tercihleri oyunun Fenerbahçe’ye bu kadar dönmesine yol açtığını belirtiyor ve ekliyor: “Öncelikle Gökhan ve Uğur’un neredeyse Alex ve Semih kadar hücumun parçası oluşları önemli. Ortaya bir karakter koydular. Ve bu karakter Fenerbahçe’yi şekillendirdi. Belki Tuncay ve Ümit Özat’tan bu yana ilk kez Türk oyuncular fark yaratan bir tavırla sahadaydılar. Bu Alex için ideal bir oyun ortaya çıkardı. Ne bir orta saha kavgası vardı oyunda, ne de ileri de yalnızlık. Uzun süredir ilk kez bu kadar keyifle oynadığını gördük. Fenerbahçe açısından en çok sevinmeleri gereken durum herhalde bu. Ancak öte yandan son derece şizoid bir halin varlığı da ortada. Bu kadar farklı, her hafta siyahla beyaz kadar uzak bir oyun, ruh hali, motivasyon, adanmışlık vs. Bunun standardını bulmak lazım gibi.”

Ömer Üründül: Öyle inanmışlardı ki...
F.Bahçe’nin son iki sezonun en iyi futbolunu sergilediği maçta çok önemli bir üç puan kazandığını kaydediyor. Daha ilk dakikadan itibaren F.Bahçeli futbolcuların tümünün büyük bir hırsla bu maça çıktıkları belli olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Erken yenen beklenmedik şok golden hemen sonra skora denge geldi. Her geçen dakika tempoyu yükselten ve Sivasspor'un alışılmış başarılı takım savunmasını sürekli arızaya uğratan bir F.Bahçe gündeme geldi. Saha içi dengeleri ev sahibi lehine işlerken, bir şok gol daha yendi. Ama F.Bahçeli futbolcular öyle inanmışlardı ki, kısa sürede, önce beraberlik sonra da galibiyet gollerini attılar. İkinci yarıda da oyunun tüm kontrolü F.Bahçe'nin elindeydi. Rakibi oynatmadıkları gibi sürekli gol aradılar. Ve de bir tane daha bulup, skoru garantiye aldılar ve maçı bitirdiler.”

Gürcan Bilgiç: Sahne sırası gelenler

Fenerbahçeli futbolcuların ligin en az gol yiyen takımına (Sivas) Kadıköy'ün havasının da gerektiğinde çok soğuk olabileceğini hatırlatmak göreviyle sahaya çıktıklarını vurguluyor ve ekliyor: “Aslında tüm Fenerbahçeliler'in bu isteği görüp, ‘Daha önce neredeydiler’ diye düşündüklerini de biliyorum. Şunu düşünsünler, daha önce ileriye çıkmakta zorlanan, pozisyon bulamayan ve rakibe teslim olan bu takım, dün bıkmadan koşmasıyla bilinen rakibini nasıl 'çaresiz' kıldı. Sorunun cevabı Hacettepe maçıyla başlayan değişim ile ilgili...Alex neden kaldı? Semih nasıl oynuyor? Sahada kavgalar neden ediliyor? Fenerbahçeli futbolcular dosta düşmana kalitelerini gösterdiler. Saracoğlu'nda başka olduklarını da kanıtladılar.”

Selçuk Yula: Uğur'un gecesi
Sivasspor karşısında Uğur Boral'ın sahanın tek yıldızı olduğunu kaydediyor. Boral’ı her daim ıslıklayanların ve yuhalayanların artık şapkalarını önlerine koyup biraz düşünmeleri gerektiğini belirtiyor. Deniz ve Deivid'in akıl almaz pas hatalarına karşın Fenerbahçe'nin, lider takıma 9 kişiyle saldırması takdire şayan olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Fenerbahçe özellikle Kadıköy'de kimseye boyun eğecek takım değildir. Sevgili Bülent Uygun elbette galibiyet için geldi ama kime geldiğini galiba unuttu. Yıllarca Kadıköy'de top oynamış olan Bülent, Fenerbahçe'yi kendi kafasına göre küçük görmemeliydi. Bu sonuç kime yarar bilemem. Beni de ilgilendirmez. Lider olan takımı 4 golle yenmişse o zaman Fenerbahçe'nin de şampiyonlukta iddiası var demektir.”

Zeki Çol: Fener 'devam' dedi, Sivas opsiyon kaybetti
Fenerbahçe-Sivas maçında tempo, keyif, heyecanın doruklarda dolaştığı, takır takır mücadele olan ilk yarısını uzan zamandır izlemediğini kaydediyor. F.Bahçe’nin çok kritik bir aşamayı puan, moral ve özgüven kazanarak geçtiği Sivas maçını, "Bu yarış bensiz olmayacak" mesajını vererek noktaladığını belirtiyor ve ekliyor: “Sivasspor, 11 maç sonra, hem de 4 gol yiyerek yenildi. Ancak avantajı hâlâ sürüyor. Kazansa hem F.Bahçe'yi yarışın dışında bırakacak hem de şampiyonluk için kocaman bir adımı atacaktı. Kaybetti, pozisyon değil, opsiyon yitirdi.”

Sergen Yalçın: Ava giden işte böyle AVLANIR
Geçmiş maçlarda haddini bilen Sivaslı oyuncularının hepsinin kendilerini Fenerbahçe maçında Barcelona oyuncusu gibi sandığını belirtiyor ve ekliyor: “F.Bahçe’nin en büyük silahı olan sağ kanat çıkışlarına önlem üretemedi.. Hayrettin’in sakatlığı yüzünden sol bekte oynayan Murat Sözgelmez otobana döndü.. Uygun o kadar kibirli davrandı ki, hem kendi zaafını göremedi, hem de rakibi küçümsediği için silahını dikkate almadı.. Ve dağıldı. 2. yarıda maaile F.Bahçeliler’i hayran hayran seyrettiler..Bülent Uygun’un bu hatası Sivas’a pahalıya patlayacak.. Karizmaları çizildi, kimyaları bozuldu, canları yandı, dokunulmazlıkları bitti.. Bu travmayı atlatmaları pek kolay değil..”

Kemal Belgin: Aragones’in dersi
Aragones daha kendisi kadar olmak için bir fırın ekmek yemesi gereken Bülent Uygun ve kendisine “Sulanan büyük otoritelere” yeni bir ders daha verdi.ğini belirtiyor ve ekliyor: “Demek ki, iş Aragones‘te değil başkalarındaymış!.. Hüseyin Göçek hocaya bir soru sorarak yazıyı noktalayayım. Attığı tabandan sonra görüp de cezalandırdığına göre Alex’i ikinci sarı karttan neden atamadı? Acaba maçlara kırmızı kartsız mı çıkıyor?”

Ercan Saatçi: En sevdiğim "kem" bizim hakem
Fenerbahçe-Sivas maçı karşılaşmasının hakemlerinin inanılmaz kararlar vermesine rağmen tribünde taraftarlar, sahada futbolcuların bu inanılmaz hatalara karşı tepkisiz kalmak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtiyor ve ekliyor: Sivasspor ' un ilk golü net bir biçimde ofsayt. Ama hakemler golü verdi…Ardından bir Fenerbahçe atağında net bir elle oynama, penaltı . . . Yine hakemler ‘devam’ dedi. Birkaç kez düdük çaldıktan sonra topa vuran Kamanan' a hakem hiç bir uyarıda bulunmazken Fenerbahçeli oyunculara çok rahat bir şekilde sarı kartını gösterdi.”

Erdoğan Şenay: Üç puanlık çelme
Kadıköy’de müthiş bir futbol gösterisi yanında, hırs-tempo-hız gibi bu oyunun ana unsurları dışında göz kamaştırıcı gol ve goller lezzetinin de gündemde olduğunu kaydediyor. Dün “heyecan kasırgası” halinde geçen yarışmada Fenerbahçe’nin tam bir takım oyunu sergilediğini belirtiyor ve ekliyor: “İnsan görkemli galibiyete rağmen ‘geçmiş haftalar nerelerdeydiniz kardeşler?’ diye düşünmeden edemiyor işte. Ama Fenerbahçe’nin ligde başına buyruk yol alıp zirvede oturan Sivas’a müthiş bir üç puanlık çelme taktığı da günün manşetiydi...Eee... Ne de olsa büyük olmak farklı bir şey... Anlaşılan Bülent kardeşimiz bu yarışmaya gelirken kazanma hesaplarını pek de doğru ölçeklere oturtamamış... Bakalım gelecek haftalar kıran kırana devam eden ligde hangi teknik adamların hesaplarını doğru çıkaracak?”

Alaattin Metin: İşte gerçek F.Bahçe
Fenerbahçe oynadığı hırslı, inançlı futbolla yalnız Sivas'ı değil, sahada yanlış kararlar veren hakemi de yendiğini kaydediyor ve ekliyor: “Lugano'nun orta sahada kenar çizgiye yakın yerde kayarken; topla elle oynaması sarı kartsa, ki sarı kart; o vakit ceza sahası içinde hava topuna yükselen Sylla'nın elle oynaması penaltı değil mi! Bu maç sabaha kadar oynansa Sivas kazanamazdı.. Fenerbahçeli futbolcuların da sahaya yüreklerini koyacağı, hırslı mücadele edecekleri, maç başlamadan 15 saniye önce belli olmuştu.
Santrada hakem başla düdüğü çalmaya hazırlanırken, Emre'nin Uğur'a, Deivid'e 'İleriye gidin, pres yapın' diye eliyle işaret etmesi, F.Bahçe'nin 'hücuma dönük, baskılı oyun oynayacağının' ilk belirtisiydi.”

Ziya Şengül: Nefesleri kesen maç
Fenerbahçe’yi bu sezon ilk kez istekli ve arzulu gördüğünü kaydediyor. Fenerbahçe’nin bu maçı kazanmaktan başka hiçbir alternatifi olmadığını belirtiyor ve ekliyor: “ Okçu Daniel Güiza’dan fazla gol atan savunma oyuncusu unvanını alan Lugano, 6’ncı kez ağları havalandırarak, takımının galibiyetini perçinleyen isim oldu. Sivasspor karşılaşmanın başında puan avantajını korumak için en azından maçı eşitleyerek noktalamak istiyordu. Puan farkının rahatlığıyla çıktığı maçta bunu başaramadı ama bulunduğu yeri hakeden bir takım olduğunu da gösterdi...”