SPD Yönetim Kurulu Berlin'de yaptığı toplantıda Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz'u oybirliğiyle başbakan adaylığına seçti. Schulz partinin genel başkanlığı görevini üstlenmesi de kabul edildi. Parti yönetiminin kararı, 19 Mart'ta Berlin'de yapılacak olağanüstü parti kongresinde delegeler tarafından oylanarak resmiyete kavuşacak.
Martin Schulz yönetim kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada SPD'yi en güçlü parti haline getirmek istediğini söyledi. Toplumun yeniden bir araya getirilmesinin "en önemli ödev” olduğunu vurgulayan Schulz sadece Almanya'da değil tüm dünyada da toplumun içinde derin bir yarılmanın oluştuğunu belirtti.
Güven ve adalet vurgusu
Konuşmasında adalet vurgusu yapan Schulz "Eğer bir şirket şefi korkunç hatalar yaptığı halde prim alıyor ve bir tezgâhtar kadın küçücük bir kayıpta işten atılıyorsa adil bir gidişat yok demektir” dedi. SPD'nin yeniden seçmen nezdinde güven kazanması gerektiğini belirten Schulz "İnsanın merkezde olduğu cümlesi basmakalıp değildir. O bizim programımız ve gündelik görevimiz” diye konuştu.
Schulz ayrıca teröre karşı kararlı bir mücadele mesajı verirken özgürlük ve liberalliğin bu sırada kurban edilmemesi gerektiğini söyledi. Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisine de değinen Schulz AfD'nin "Almanya için bir alternatif değil utanç olduğunu” belirtti.
SPD'nin sol kanadı Schulz'dan parti ruhuna riayet etmesini ve eski Genel Başkan Sigmar Gabriel'e göre işbirliğine daha açık olmasını bekliyor. Meclisteki sol kanadın başını çeken milletvekili Matthias Miersch oylama sonrası "Eminim Martin Schulz işbirliğine açık bir yönetim tarzını hayata geçirecektir; yani dinlemeyi, tartmayı ve ondan sonra karar almayı” diye konuştu.
©Deutsche Welle Türkçe
DW, AFP, DPA / EC, MK