Ekonomi

'S&P görünümü olağandan durağana çevirerek Türkiye üzerine soğuk su döktü'

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poor’s (S&P), zayıflayan dış talep ve kötüleşen ticaret kapasitesini gerekçe gösterdi

02 Mayıs 2012 13:40

 

Kredi derecelendirme kuruluşu S&P, 25 ay sonra ilk kez aylık bazda azalan ihracat rakamlarının ardından Türkiye’nin görünümü pozitiften durağana indirdi. S&P'nin kararı resmi tatil olan 1 Mayıs'ta yapması, piyasaları korumaya yönelik olduğu yorumları yapıldı. Ancak S&P'nin kararı piyasaların bugünkü açılışında olumsuz etki yaratmadı.
 

FT: S&P Türkiye üzerine soğuk su döktü

 
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's'un Türkiye'nin görünümünü olumludan durağana çevirmesi, Financial Times gazetecisince "S&P, Türkiye üzerine soğuk su döktü" sözleri ile değerlendirildi.
 
Ekonomi gazetesi Financial Times, "Türk ekonomisi için iyi haber, kötü haber olayı gibi görünüyor" ifadesi ile başladığı haber analizinde iyi haberi, Türkiye'nin dış ticaret açığında meydana gelen önemli iyileşme ve bunun devasa cari açığın yakında konrol altına alınabileceği umudunu artırması olarak açıkladı.
 
"Bunun ardından da kötü haber geldi" diyen gazete, ticaret verilerinin yarattığı iyi hissiyatın, S&P'nin, Türkiye'nin görünümünü olumludan durağana çevirmesi ile darbe yediğini belirtti.
 
İngiliz gazetesi, bunun sonucunda derecelendirme kuruluşunun, Türk ekonomisinin notunu yatırım düzeyine yükseltmesi konusunun, en az 12 ay masada olmayacağını düşündüğünü belirtirken, Kasım ayında Fitch'in de benzer bir adım attığını anımsattı.
 

'Şaşırtıcı enerji ithal faturası'

 
Türkiye'nin dış ticaret rakamları üzerinde duran gazete, ticaret açığının giderek daraldığına dikkat çektikten sonra Türkiye'nin enerji ithalatına odaklanarak enerji alımlarının, Mart'ta 5.3 milyar doları bulduğunu, böylece son 12 aydaki enerji ithal faturasının "şaşırtıcı" 57 milyar dolarlık düzeye ulaştığını vurguladı.
 
Buna ek olarak gazete, gazete, önceki aya göre ve mevsimsel etkilerden arındırılmış ihracat ve ithalat rakamlarının "pek etkileyici" olmadığını savunduğu haber analizinde, ihracat adeta yerinde dururken ithalatın yüzde 4 arttığına dikkat çekti.
 

'Kötüleşen ticaret hadleri'

 
S&P'nin de, Türkiye'nin hiç de parlak olmayan dış talebi ve kötüleşen ticaret hadlerinin, Türkiye ekonomisinin yeniden dengelemesini olumsuz etkileyebileceğini düşündüğünü kaydeden FT, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olan euro bölgesindeki duruma gönderme yaptıktan sonra "Kötüleşen ticaret hadleri olarak ise, Türkiye'nin halen yüzde 10 üzerinde olan enflasyon ve liranın geçen yıldaki değer düşüşü ile sağlanan rekabet avantajının, endekslenmiş ücret anlaşmaları ile yok edilmesi olasılığı kastediliyor" diye yazdı.
 

'Dış şoklarda kırılganlık'

 
FT, S&P'nin aynı zamanda "dış şoklara kırılganlığı" dahil Türkiye'nin bazı temellerine de baktığını belirtirken, S&P'nin, "Türkiye'nin cari açığının, 2011 yılında tüm dış gelirlerinin yüzde 40'ına eşit hale geldiğine, halbuki bu oranın, 2009 yılında sadece yüzde 7 olduğuna işaret ettiğini"nin altını çizdi. 
Haberde Türkiye'nin bu yılki dış yükümlülüklerinin, kaynaklarını iyice aşacağına dikkat çekildikten sonra da "Merkez Bankası rezervleri ve Türkiye'nin yabancı para gelirlerinin toplamı, dış yükümlülüklerin üçte ikisini zar zor aşıyor" denildi.
 

Avrupa 'resesyonla' boğuşuyor, durum kötü

 
Milliyet'in haberine göre, Türkiye’nin ticaretteki en büyük pazarı olan AB ülkelerine nisan ayındaki ihracat Avrupa’daki olumsuz havayla birlikte yüzde 18 oranında geriledi. İlk dört aylık düşüş rakamı 1.5 milyar doları buldu. Türkiye’nin en büyük pazarı olan Almanya’ya ihracat nisan ayında yüzde 12 azalırken, İngiltere yüzde 3, İtalya yüzde 35, Fransa kanadında yüzde 23’lük düşüş kaydedildi.
 
İngiltere ve İspanya ekonomilerinin resesyona girmesi, diğer önemli AB bölgesi ülkelerinde öngörülen düşük büyüme hızlarının etkisinin önümüzdeki aylarda da Türkiye’nin ihracatını olumsuz yönde etkilemesi bekleniyor. Bununla birlikte ilgili dönemde Afrika ülkelerine ihracat yüzde 43, Ortadoğu bölgesine ihracatın yüzde 17 yükselmesi yeni pazarlar ve kaybın aşağı çekilmesi tarafında Türkiye’nin avantajı olarak duruyor.
 

İhracatta ‘kara pazar’

 
Türkiye’nin ihracat rakamı 2012’nin nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.9 düşüşle, 11.4 milyar dolara geriledi. İhracat ilk dört ayda yüzde 8.1 azalışla 46.7 milyar dolar oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Balıkesir’de açıkladığı verilere göre ihracat son 12 aylık dönemde yüzde 13.6 artışla 138.4 milyar dolara yükseldi.
 
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yaşanan daralmanın, geçen yılın aynı ayına göre bir işlem günü eksik olmasından (Bu yıl 1 Nisan pazar gününe denk geldi) kaynaklandığını ifade etti.
 
Çağlayan, “Nisan ayında yaşanan bu gerilemenin Mayıs ayında telafi edileceğine, OVP hedefi olan 148.5 milyarı doları geçip, 150 milyar dolar ihracat gerçekleştirileceğine inanıyorum” dedi.
 
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye için bu yılın, krizden sonra ihracat için zorlu bir yıl olabileceğini belirterek, “Çünkü bütün ülkeler yavaşlayan iç pazarları nedeniyle ihracata ağırlık vermeye çalışıyorlar” dedi.
 

Sanayi sektörü yüzde 5.2 daraldı

 
- Toplam ihracat içindeki payı yüzde 83.9’u bulan sanayi sektörünün ihracatı nisan ayında yüzde 5.2 düşerek 9.57 milyar dolar oldu.
 
- Bu kategorinini yüzde 62’sine karşılık gelen sanayi mamulleri ihracatı nisanda yüzde 5.4 azalışla 7.1 milyar dolara geriledi.
 
- Bunun alt kalemi tarafına bakıldığında tekstildeki düşüş yüzde 14, hazır giyim ve kongeksiyondaki düşüş yüzde 12 olarak açıklandı.
 
- Nisanda Türkiye’nin en çok ihracat yapan sanayi sektörü otomotiv endüstrisinin ihracatı yüzde 7.53 azalışla 1.6 milyar dolar oldu. Otomotiv endüstrisinin toplam ihracat içindeki payı yüzde 14.3’e işaret ediyor.
 
- Tarım ihracatı toplamda yüzde 14 artarak 1.5 milyar doları bulurken, kalıntı gerekçesiyle bazı ülkelere satışında sorun yaşanan yaş meyve ve sebze ihracatında yüzde 13.6’lık gerileme kaydedildi.
 

Tatilde görünümü durağana çevirdi

 
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) Türkiye’nin yerel ve yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunun görünümünü pozitiften durağana indirdi. S&P, Türkiye’nin BB olan notunu sabit tutarken, görünümdeki düşüşe ‘dış talepteki yavaşlama ve dış ticaretteki kötüleşme’nin sebep olduğunu açıkladı.
 
Türkiye’de piyasaların 1 Mayıs nedeniyle tatil olduğu günde yapılan açıklamanın ardından son 6 gün içinde TL dolar karşısında ilk kez değer kaybederek yüzde 0.3 düştü. Dolar kuru 1.7591 liradan işlem gördü.
 
S&P’nin açıklamasında “Dış talepteki yavaşlama ve kötüleşen dış ticaret, ekonomik dengeyi daha zor hale getirdi. Türkiye’nin yüksek dış borcu ve bütçenin dolaylı vergilere bağımlılığı nedeniyle riskleri arttı” ifadeleri kullanıldı. S&P Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle Türkiye’nin şoklara açık olduğunu da belirtti.
 
Bank of America analisti Arko Sen, Türkiye’nin S&P’den not artışı beklememesi nedeniyle görünümdeki düşüşün kalıcı etkisi olmayacağı yorumunda bulundu. Royal Bank of Scotland’ın Gelişmekte olan Piyasalar Başkanı Tim Ash, “Sorun, uluslararası çevrelerin büyük cari açık ve dış kaynak ihtiyacını göz önüne alarak Türk Merkez Bankası’nın sıradışı politikalarından hoşlanmaması” açıklamasını yaptı. 
 

'Not 12 ay aynı kalır'

 
Türkiye’nin görünümünü değiştiren S&P’nin analisti Eileen Zhang, önümüzdeki 12 ay boyunca notun şu andaki seviyesinde kalmasını beklediklerini açıkladı. Kopenhag’daki Nordea Markets analisti Aurelija Augulyte ise, “Ben S&P’den daha pozitifim. Global piyasalar istikrarlı olduğu sürece Türkiye kademeli toparlanacak. Petrol fiyatlarındaki düşüş de buna katkıda bulunacaktır” dedi.
HSBC gelişen piyasalar stratejisti Murat Toprak da S&P’nin kararının piyasalara etkisinin sınırlı olacağını belirtti.
 

S&P'nin kararı bugün piyasaları etkilemedi

 
Standard & Poor's'un Türkiye'nin not görünümünü 'pozitif'ten, 'durağan'a çekmesi açılışta piyasaları olumsuz etkilemedi. Güne hafif düşüşle başlayan İMKB 100 Endeksi açılışın hemen ardından gelen alımlarla yükseldi. Endeks şu anda düne kıyasla yaklaşık yüzde 0.5'lik değer kazancıyla 60 bin 270 puandan işlem görüyor. Kur tarafında da lira, dolar karşısında güçlenerek yeniden 1.76'nın altına geriledi. Lira, euro karşısında da değer kazanarak 2.3240 seviyesine geldi.
 
S&P Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes ve Türkiye Baş Analisti Eileen X. Zhang'ın değerlendirmelerinde, revize kararının küresel ekonominin kırılganlığı nedeniyle enerji fiyatları üzerindeki baskının  oluşturduğu risklerden kaynaklandığı vurgulandı.
 
Revizyon kararına rağmen S&P analisti Zhang, Türkiye'nin makul borçlanma,  mali esneklik ve genel olarak etkili para politikasına sahip olduğunun altını  çizdi. Zhang, Türkiye'nin cari açığının tek başına risk oluşturmadığını, fakat cari açığın finansmanının daha fazla önem teşkil ettiğini belirtti.
 

S&P ülke kredi notunu nasıl hesaplıyor?

 
Kredi derecelendirmesi ve kredi riski araştırması konusunda faaliyet gösteren S&P, ülke derecelendirme kriterleri, derecelendirme kriterlerinin nasıl uygulandığı ve devlet borç ihraçlarının derecelendirme süreci gibi konu başlıklarına yer verdiği “Ülkelerin Kredi Notunu Nasıl Belirliyoruz?” konulu bir çalışma hazırladı.
 
Ülke kredi derecelendirme kriterlerini 2011 yılı Haziran ayında güncelleştiren S&P'nin güncelleştirilmiş kriterleri, kredi derecelendirme analizlerinde temel alınan beş ana faktörü nasıl değerlendirdikleri ve bu faktörlerin ne şekilde birleştirilerek ülkelerin kredi derecelendirmelerine ulaşmada kendilerine yardımcı olduklarını açıklıyor. Kriterler, özellikle ülkelerin finans sektörüyle bağlantılı koşullu yükümlülüklerinin geliştirilmiş bir ölçütünü içeriyor ve ülkelerin para birliği içerisindeki özel kredi karakteristiklerini dile getiriyor.
 
S&P'nin ülke kredi derecelendirmelerine dair kriterleri, bir ülkedeki devlet borçlarının vaktinde ve tamamıyla ödenmesi ile ilgili isteklilik ve kapasiteyi etkilediğine inanılan faktörleri kapsarken, kredi analizi söz konusu ülkenin geçmiş ekonomik ve siyasi döngülerdeki performansına ve aynı zamanda gelecekteki ekonomik döngüler boyunca artıp azalabilecek finansal ve parasal esnekliğine işaret eden faktörlere odaklanıyor.
 
Kuruluşun ülke kredi derecelendirmelerinin temelini oluşturan beş faktör “politik skorda yansıtılan kurumsal etkinlik ve politik riskler”, “ekonomik skorda yansıtılan ekonomik yapı ve büyüme beklentileri”, “harici skorda yansıtılan harici likidite ve uluslararası yatırım pozisyonu”, “mali skorda yansıtılan mali performans ve esneklik ile devlet borç yükü” ve “parasal skorda yansıtılan parasal esneklik”ten oluşuyor.
 
Politik skor, bir devletin kurumlarının ve politikalarının o ülkenin kredi temellerini sürdürülebilir kamusal finansman alanı oluşturmak, dengeli ekonomik büyümeyi desteklemek ve ekonomik veya siyasi şoklara cevap vermek açısından nasıl etkilediğine dair bakışı yansıtırken, verilerin ve kurumların şeffaflığı ile güvenilirliğinin yanı sıra potansiyel jeopolitik risklere bakışı da yansıtıyor.
 

Ekonomik, mali ve parasal skor...

 
Bir ülkenin ekonomik skorunda ele alınan üç önemli faktörün gelir seviyesi, büyüme perspektifi ve ekonomik çeşitliliği ile volatilitesini kapsadığı S&P çalışmasında, ülkenin harici skorunu etkileyen üç faktörün bir ülkenin para biriminin uluslararası işlemlerdeki statüsüne ait görüş, ülkenin harici likiditesi ve vatandaşlarının varlıkları ile borçlarının dünyanın geri kalanıyla kıyaslandığındaki halini gösteren harici borçluluğa olan bakış olduğuna dikkati çekiliyor.
 
Mali skor S&P'nin devletin bütçe açıklarının ve borç yükünün sürdürülebilirliğine dair bakışını yansıtırken, söz konusu ölçüt, mali esnekliği, uzun vadeli mali eğilimleri ve hassasiyetleri, borç yapısını, fonlama erişimini ve koşullu finansal yükümlülüklerden doğan potansiyel riskleri göz önüne alıyor.
 
Parasal skorda söz konusu olan ana faktörler ise özellikle para arzını ve yurt içi likidite şartlarını kontrolü suretiyle parasal karar otoritelerinin para politikalarıyla yurtiçi ekonomik sorunlara eğilme kabiliyeti, enflasyon eğilimlerinde ölçüldüğü şekilde para politikalarının kredibilitesi ve büyük ölçüde yurt içi finans sistemi ile sermaye piyasaları derinliği ve çeşitliliğinin bir işlevi olan para politikası kararlarının etkisini reel ekonomiye aktaran mekanizmaların etkinliğinden oluşuyor.<,
 
Beş faktörden her birinin 1'den 6'ya kadar (en zayıf) olan rakamlar kullanılarak bir skor alırken, ileriye yönelik bu skorların verilmesi için bir dizi niceliksel faktör ve niteliksel düşüncenin temel oluşturduğu, beş skorun daha sonra kriterler doğrultusunda birleştirilerek bir ülkenin devlet borçlarına yönelik politik ve ekonomik profili (politik skor ve ekonomik skorun ortalaması) ile esneklik ve performans profilinin (harici skor, mali skor ve parasal skor ortalaması) oluşturulduğu ifade ediliyor.
 
S&P'de bu iki profil, daha sonra bir gösterge niteliğinde kredi derecelendirme seviyesi belirlemek için kullanılırken, genel beklentinin, ülkelerin yabancı para cinsinden kredi derecelendirmelerinin söz konusu ülkelerin benzerleriyle kıyaslandığındaki konumuna dayanılarak, çoğunlukla gösterge niteliğindeki derecelendirme seviyesinin bir basamak altında veya üstünde olduğu, örneğin bir ülkenin politik ve ekonomik profilini “kısmen kuvvetli”, esneklik ve performans profili ise “çok kuvvetli” görülüyorsa, çok büyük ihtimalle “AA-“nin bir basamak altında veya üzerinde derecelendirme yapıldığına işaret ediliyor.
 
Bir ülkenin yerel para birimi cinsinden derecelendirmesini ise yabancı para birimi cinsinden derecelendirmenin iki basamağa kadar yükseltilmesiyle belirleyen S&P, ülkenin yerel para birimi derecelendirmesinin yabancı para birimi derecelendirmesinden daha yüksek olabileceğini, yerel para birimi kredibilitesinin ülkelerin kendi sınırları içinde sahip oldukları bazı özel güçlerle desteklenebildiğini, bunlara yerel para birimi ihracı ve yurt içi finans sisteminin düzenlemelerle kontrol edilmesinin dahil olduğunu belirtiyor.