Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen bekçi yasasına ilişkin, "TBMM'de kabul edilen Bekçi Yasası'yla binlerce Bekçi Murtaza sokaklara inecek. Ceplerinde taşıdıkları geniş yetkiler veren kanun, onların da Bekçi Murtaza gibi devletin kendilerinde vücut bulduğunu düşünmesini sağlayacak" düşüncesini dile getirdi.
Zeyrek, "12 Eylül 1980 sabahı, evimiz aranırken, jandarma karakol komutanı astsubaya yine aynı bekçilerin rehberlik ettiğini, yatak şiltelerini yere devirdiğini görünce, ikinci şoku yaşamıştım.Kafamdaki 'Babacan Bekçi Dayı' imajı sarsılmış, yerine kuralcı, kraldan çok kral cı, baskıcı 'Bekçi Murtaza' imajı gelmişti. Okuyanlar hatırlayacaktır, Bekçi Murtaza, adeta devletin kendi bedeninde vücut bulduğuna inanır, kendisini Balkan Savaşı'nda şehit düşen dayısı Hasan gibi bir kahraman olarak görürdü. TBMM'de kabul edilen Bekçi Yasası'yla binlerce Bekçi Murtaza sokaklara inecek. Ceplerinde taşıdıkları geniş yetkiler veren kanun, onların da Bekçi Murtaza gibi devletin kendilerinde vücut bulduğunu düşünmesini sağlayacak. Üstelik bu kez ellerinde sadece odundan cop ve düdük değil, bellerinde silah ve kelepçe olacak." ifadesini kullandı.
Zeyrek, "1940'larda yaşayan Bekçi Murtaza, Kolağası Hasan gibi davranırken nasıl trajikomik bir fotoğraf yarattıysa, güçlü bir polis ve jandarma teşkilatının olduğu, MOBESE ağlarının, gece görüş sistemlerinin, insansız hava araçlarının, yüksek teknolojinin bu kadar yaygın kullanıldığı bir çağda polis eşdeğerinde bir 'bekçi ordusu' oluşturmak da benzer bir durum yaratacaktır. Keşke bekçi kardeşlerimizin tamamını polis ya da jandarma olarak istihdam etseydiniz de yakın gelecekte sık sık önümüze çıkacak o trajikomik fotoğrafı yaratmasaydınız!" görüşünü savundu.
Yazının devamı için tıklayın