Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, "İktidar gencecik üniversite öğrencilerini bakanıyla valisiyle bürokratıyla hedefe koyuyor ki, diğer yandan can yakıcı asıl sorunlar perdelensin" görüşünü savundu.
Toker, "Sebebi olduğu sorunlara, halkı mutlu edecek çözümler üretmek konusunda ne kurumsal bir kapasitesi var artık, ne de iradesi. Onun için en iyi bildiği siyaset türü olan sertliği, tehdit dilini, kutuplaştırmayı yükseltiyor. Misal, pahalılık nedeniyle hedefe oturtulan esnaf, ürünü alamayan vatandaş kadar şikâyetçiyken bu durumdan, ya göremiyor bu basit gerçeği ya da işine gelmiyor." düşüncesini dile getirdi.
Toker yazısında, "Tek emeli var iktidarın, tek telaşı: Varsa yoksa iktidardan düşmemek. Kayyım zihniyetiyle atanan rektöre direnç gösteren Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri üzerindeki baskıya bakın… Gencecik üniversite öğrencilerini bakanıyla valisiyle bürokratıyla hedefe koyuyor ki, diğer yandan can yakıcı asıl sorunlar perdelensin. Bu perdelemede 'dini kutsallar' denildiğinde akan suların duracağı biliniyor olmalı. 'Provokasyon' diye tanımlanan gerçekliğin en azından olay sıcakken çok da merak edilmeyeceği, ayrıntılarının bulanacağı, suçlamaya konu sergi afişiyle ilgili açıklamanın okunmadan öğrenilmeden tepki verileceği de. Mevzuat açısından tutuklama gerekçesi oluşturmayacak bir suçla itham edilmeleri bile tartışılmıyor." ifadesini kullandı.