Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, “Merkezi Fatih Çarşamba'da bulunan İsmailağa tarikatı başta olmak üzere birçok dini topluluk, aile içi şiddete devletin müdahalesini istemedikleri ve kadın-erkek eşitliğini reddettikleri için İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıkıyor. Ancak bu itiraz toplumda tepki çekeceği için eşcinsellik gerekçesine sığınıyorlar. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, toplumu sakinleştirmek için İstanbul Sözleşmesi yerine Ankara Sözleşmesi'ni hazırladıklarını söylüyor. Korkarım ki… Bu kafayla Çarşamba Sözleşmesi'ne imza atacağız." görüşünü savundu.
Saymaz yazısında, "İletişim Başkanlığı'nın açıklamasına bakınca Türkiye'de eşcinselliğin yasak veya suç olduğu sanılıyor. Oysa 1988'den beri cinsiyet değişimi yasal olarak tanınıyor. Türkiye Cumhuriyeti, bu açıklama ile dünyanın gözünde Pakistan ve İran seviyesine düşürüldü. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'ni altı ülkenin onaylamadığı belirtiliyor. Altı ülkeden Çekya'da eşcinsel evliliklerin yasal olduğunu, Letonya'da eski Dışişleri Bakanı'nın eşcinsel kimliğini ilan ettiğini, açıklamayı yazanlar bilmiyor mu? Polonya'nın sözleşmeden çekileceği belirtiliyor. Bu ülkeyi yöneten Hukuk ve Adalet Partisi, AB karşıtlığıyla biliniyor. Örnek alınacak ülke Polonya mıdır? AK Parti, toplumsal tabanını tutmak için İstanbul Sözleşmesi'ni tarikat ve cemaatlere diyet olarak verirken, içerideki tepkileri dindirmek amacıyla ‘eşcinsellik sopasına' başvuruyor. Bu ayrımcı gerekçe İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmakla sarsılan uluslararası saygınlığa yıkıcı bir darbe daha vuruyor." düşüncesini dile getirdi.
Saymaz şu ifadeleri kullandı:
"Oysaki Türkiye'yi batı dünyasında var edip saygın kılan, dini kimliği, toplumsal veya aile değerleri değildir. Zira her ulusta bu değerler var. Türkiye'yi farklı kılan… Nüfusu Müslüman, kendisi laik ve demokratik hukuk devleti olmasıdır.Birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesidir."