Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, "Türkiye'deki beş yıldızlı oteller bu tür ihtiyaçları için 60 farklı sektöre toplam iki milyar dolar ödüyor. Türkiye'de turizm sektöründe iki milyon kişi çalışıyor. Turizm durursa, sadece turistik tesisleri vurmaz, Türkiye'yi vurur." düşüncesini dile getirdi. Özdil, "Turizm zaten komaya girmişken, yaptığımız sınır ötesi harekâtı bütün dünyaya göstermek zorunda mıydık?" diye sordu.
Özdil, “Etmeyin eylemeyin, kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulayın, bir ay kesintisiz kapatın, hayatı durdurun, küresel salgın sırasında ekonomiyi kurtarmanın tek yolu ekonomiyi erkenden açmak değil, olabildiğince uzun kapalı tutmaktır, çünkü bugün zaten kaybedildi, bari yarını kurtaralım, ne kadar uzun süre kapalı tutarsak, ekonomiyi o kadar az hasarla kurtarırız, erkenden açmaya kalkarsak, tam tersine çoook uzun süre geç açılmasına sebep oluruz, bakın önümüz yaz mevsimi, kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulayan Yunanistan kendini kurtarır, bizim turistimizi bile kapar, salgını sıfırlayamazsak, bize ambargo uygularlar, lütfen şeffaf olun, gerçek vaka sayısını gizlemeyin, hangi şehirlerde olduğunu açıklayın, Türkiye'nin güvenilir olmasını sağlayın, inanılır olmasını sağlayın, kimsenin aklında soru işareti bırakmayın, kendi vatandaşınızın gözünü boyamaktan vazgeçin, gerçek bilgilerle yurtdışını, Avrupa'yı ikna etmeye çalışın, yoksa herkesin sınırları açılır, biz kapalı kalırız,' diye yalvarırken… Bunu kastediyorduk." görüşünü savundu.
Özdil, "Sahil beldelerimiz haklı olarak telaşlandı, özellikle İstanbullulara yönelik çağrılar yapıldı, “sakın İstanbul'dan kaçıp buralara gelmeyin, buralardaki hastane imkanlarımız yetersiz, doktor yetersiz” denildi.Bu çağrılar, sayın medyamız tarafından bangır bangır haber yapıldı. Bu tür haberler ilgi çekiyor diye, abartıldıkça abartıldı. Maalesef… Tanıtım (!) faciasıydı. Turizmde Türkiye'yi rakip gören Yunanistan, Hırvatistan, İspanya gibi ülkelerin, 'Sakın gelmeyin, hastane yetersiz, doktor yetersiz' laflarını, Türkiye'nin aleyhinde kullanacağı hiç düşünülmedi." değerlendirmesinde bulundu.
Özdil, "Üçüncü yaş turizmi' diye bir kavram var. 65 yaş üstündeki turistleri hedefliyor. Çok kıymetliler, çünkü çok para bırakıyorlar. Türkiye'ye üç milyondan fazla üçüncü yaş turisti geliyor. Peki, bütün dünyada, 65 yaş üstündekilere 'Sokağa çıkarsanız ölürsünüz' diyerek, sokağa çıkma yasağı uygulayan tek ülke hangisi? Bravo!" yorumunu yaptı.
Özdil yazısında şunları kaydetti:
Terörle elbette kesintisiz mücadele etmeliyiz. Hiç şüphe yok. Ama, turizm zaten komaya girmişken, yaptığımız sınır ötesi harekatı bütün televizyonlardan bütün dünyaya göstermek zorunda mıydık?
Avrupalılar televizyonu açıyor, Türkiye'den haber olarak sadece savaş uçağı, savaş gemisi ve tank görüntüleri izliyor.
Salgın olmasa bile… Aynı anda Libya'da Suriye'de Irak'ta ve Akdeniz'de askeri harekat yürütmekle övünen ülkeye, kafa dinlemeye turist gelir mi kardeşim? Ve, Ayasofya… İki turist gelsin diye takla attığımız tam şu dönemde cami yapın. Dört dörtlük durizm olsun!