Sözcü yazarı Can Ataklı, "kulağı delik bir kaynağının" 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile halefi Tayyip Erdoğan'ın 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sürecinden beri aralarının kötü olduğunu iddia ettiğini aktardı.
"O günlerden bu günlere elbette çok şeyler değişti. Bilal Erdoğan uzunca bir süre ortalarda görünmedi. Dışarı çıkacağı zaman da hep babasının makam aracında oturdu" diyen Ataklı "Şimdilerde rahat olduğunu görüyoruz. Rahat olmasına rahat da nedense babasıyla birlikte bazı dış gezilere katılmıyor" ifadesini kullandı.
Can Ataklı'nın "Erdoğan Gül’e neden çok soğuk?" başlığıyla yayımlanan (15 Mayıs 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Ortada açık bir savaş yok ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aralarının hayli soğuk olduğu bilinmeyen bir gerçek değil.
Gül'ün Cumhurbaşkanlığı sırasında iki liderin eşlerinin geçinemediği, Emine Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmamak ve Hayrünisa Gül ile karşılaşmamak için bin dereden su getirdiği de çok konuşuldu.
Gül'ün 7 yıllık görev süresinin bitiminde yeni düzene göre yeniden aday olmak istemesi, buna Erdoğan'ın engel olduğu da bir gerçek.
Referandum sırasında Gül'ün hayır kampanyasına katılmamakla birlikte evet için hiç destek vermemesi de AKP çevrelerinde çok manidar karşılanmıştı.
Zaten saraya yakın kimi gazeteci ve akademisyenin Gül ve arkadaşlarına yönelik hakaret kampanyaları da iki lider arasındaki soğukluğu kanıtlıyor.
Ancak hafta sonu konuştuğum “kulağı delik” kaynaklarımdan biri “Aralarının kötü olması 17‐25 Aralık'a dayanıyor” dedi.
Anlattığına göre aslında bu gerçeğin bir bölümü 17‐25 Aralık tapelerinde var.
Erdoğan olay günü oğlu Bilal'ı arıyor. “Bu işin başında Zekeriya Öz var. Onu bana Hamdi Topçu (THY eski yönetim kurulu başkanı) getirmişti. Hemen ona git” diyor.
Bilal Erdoğan Hamdi Topçu'ya gidiyor. Topçu canı biraz sıkkın olsa da mecburen Bilal Erdoğan'ı alıp Zekeriya Öz'e gidiyor. Ancak Zekeriye Öz beklenen tepkiyi vermiyor ve “Artık çok geç. Ben istesem bile bir şey yapamam” karşılığını veriyor.
Bu operasyonda Bilal Erdoğan'ın da gözaltına alınması söz konusu olunca buna çok öfkelenen Tayyip Erdoğan “Abdullah Amcana (Abdullah Gül) git, hemen durumu anlat, bir şeyler yapsın” talimatı veriyor.
Bilal Erdoğan bunun üzerine Abdullah Gül'e koşuyor. Gül ise Bilal Erdoğan'a “Bu durumda bir Cumhurbaşkanı olarak müdahale edersem iş daha da büyür” dedikten sonra şu nasihati veriyor; “Evladım, herhalde bu yolsuzluk olayının içinde değilsin, olamazsın da, yani korkacak bir şeyin yok, bence hiç çekinme, git ifade ver, böylesi daha hayırlı” diyor. “Kulağı delik” kaynağım bunları anlattıktan sonra “Bilal Erdoğan, Gül'ün sözlerini babasına aktardığında kıyamet kopuyor, işte o gün bu gün Erdoğan Gül'ü affetmiyor” dedi. Kaynağımın daha sonra anlattığı bir şey ise gerçekten “akla ziyan” bir durum.
Çünkü iddiasına göre bir grup polis Bilal Erdoğan'ı gözaltına almak için eve geliyor. İşte o anda çok garip şeyler yaşanıyor. Tabii bunlar doğruysa gerçek bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır.
O günlerden bu günlere elbette çok şeyler değişti. Bilal Erdoğan uzunca bir süre ortalarda görünmedi. Dışarı çıkacağı zaman da hep babasının makam aracında oturdu. Şimdilerde rahat olduğunu görüyoruz. Rahat olmasına rahat da nedense babasıyla birlikte bazı dış gezilere katılmıyor. O da ayrıca dikkat çekici bir nokta.