Sözcü yazarı Aytunç Erkin, bugünkü yazısında 2004 yılında Avrupa Birliği (AB) uyum yasalarının ardından Leyla Zana’nın tahliye edilmesini hatırlatarak, “16 yıl geçti, ABD ve AB'yle yakın olmak için Leyla Zana'yı kurtarmak isteyen iktidar ‘hukuk' konusunda bu kadar savrulmamalı!” eleştirisi getirdi.
ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın kaleme aldığı “gizli” ibareli telgrafta yazanlara dikkati çeken Erkin, “Eğer Türk hükümeti meseleyi çözüme kavuşturmanın bir yolunu bulabilse, bunun, aralık ayında (AB Konseyi'nin Türkiye'nin tam üyelik başvurusuyla ilgili karar vermesi beklenen zirvesi kastediliyor) Türkiye'nin davasına muazzam yardımı olacaktı” sözlerini aktararak, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün de yanıtındaki, “Biz bunu çözmek istiyoruz. Bu bizim için büyük bir baş ağrısı. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını tersine çevirmesi için ne kadar çok çalıştığımıza inanamazsınız ama mümkün olmadı” sözlerini aktardı.
Erkin, telgrafın devamındaki şu satırları aktardı:
“… Abdullah Gül, Leyla Zana'nın ve birlikte yargılanan diğer sanıkların hapis yattıkları sürenin yeterli sayılarak ‘iyi hal' gerekçesiyle serbest kalacaklarını ümit etmiş olduğunu söyledi. ‘Onlara ve avukatlarına gittik ve dedik ki Allah rızası için, lütfen hâkimlere hakaret etmeyi bırakın da sizi dışarı çıkarabilelim. Ama reddettiler.' Ardından, Dışişleri Bakanı (Gül) ilerlemenin tek yolunun yeni bir Anayasa paketi olduğunu söyledi. Bunun iki hafta içinde olacağını öngördü. O zaman, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılması suretiyle bir çözüm yolu açılacaktı. Dava başka bir mahkemede yeniden görülecekti ve Gül, orada sonucun farklı olacağını umuyordu.”
Erkin son olarak, “2004'ten 2021'e 16 yıl geçti… ABD ve AB'yle yakın olmak için Leyla Zana'yı kurtarmak isteyen iktidar ‘hukuk' konusunda bu kadar savrulmamalı! Hukuk, Batı için değil, bu toprakların insanı için olmalı! Yerli ve milli olmanın bir koşulu da ‘adalet' değil mi?” değerlendirmesinde bulundu.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.