Gündem

Sözcü gazetesi davasında tanık olarak dinlenen Koru: Güzel insanlar tarifini cemaate yordum

"İfademde cemaat evinde yetiştiği ile ilgili bir şey geçiyorsa bu doğru değildir"

24 Ocak 2018 09:10

Sözcü gazetesi davasında tanık olarak dinlenen gazeteci Fehmi Koru, gazetenin sahibi Burak Akbay’ın babasının ‘güzel insanlar’ tarifini cemaat olarak yorumladığını söyledi.

Cumhuriyet'ten Canan Çoşkun'un haberine göre, Sözcü gazetesinin darbe girişimi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın nerede olduğu haberi ve 17-25 Aralık soruşturmasına ilişkin haberleri nedeniyle hedef alındığı davanın ikinci duruşması dün İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanıklardan gazete çalışanı Yonca Yücekaleli ve dava avukatlarının katıldığı duruşmada gazetenin yazarlarından Rahmi Turan ve Burak Akbay’ın yurtdışında cemaate ait bir evde yetiştiği iddiasının sahibi Zaman gazetesinin kurucularından Fehmi Koru tanık olarak dinlendi.

‘İddialar doğru değil’

Tanıkların ifadelerine geçilmeden önce mahkeme başkanı Erdoğan Şimşek, Fehmi Koru’nun tanıklığı sırasında duruşma salonunda yer alan Burak Akbay’ın babası Ertuğrul Akbay’ın “tedbiren” dışarı çıkarılmasına karar verdi. Duruşmada ilk olarak gazetenin yazarlarından Rahmi Turan tanık olarak dinlendi. Başkan Şimşek, Turan’a gazetenin yayın politikasının ne olduğunu ve FETÖ ile ilgisi olup olmadığını sordu.

Turan da, kuruluşundan itibaren Sözcü gazetesinde görev aldığını belirterek, “Gazetenin FETÖ ile ilişkilendirildiği iddiası karşısında elimde olmadan tüylerim diken diken oluyor, acı acı gülümsemek istiyorum” dedi.

Burak Akbay’ı doğduğundan beri tanıdığını ifade eden Rahmi Turan, “İsviçre’de bir yüksekokulda okudu. ‘FETÖ okullarında okudu’ lafı bana sanki uzaydan uydurma bir söz gibi geliyor. Bu iddiaların hiçbirinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Gazetenin FETÖ ile ilişkisi olsaydı kurulduğu yıllarda büyük reklamlarla girerdi ama öyle olmadı” dedi.

‘Muhalif gazeteyiz’

Turan, gazetenin kurulduğu günden beri muhalif olduğuna dikkat çekerek, “Şimdiki iktidar geldikten sonra da muhalefete devam etti. Gazetenin önünü kesmek için Burak Akbay’a böyle bir iftira atılmış olabilir” diye konuştu. Mahkeme başkanı Erdoğan Şimşek, Turan’a, “Başlıkların FETÖ ile ilgili gazetelerin manşetleri ile benzer olmasına ne diyorsunuz” diye sordu.

Rahmi Turan da, “FETÖ’den talimat alma gibi bir şey söz konusu olamaz. Gazetedeki hiçbir arkadaşımın FETÖ ile ilgisi yok” yanıtını verdi. Rahmi Turan’ın ardından Fehmi Koru tanık olarak dinlendi.

Fehmi Koru’nun tanıklığı:

Koru, ifade vermeye başlamadan önce “Geçen duruşmaya çağrılmadığım için katılmadım. Bu duruşma için de davet almadım ama kendiliğimden geldim” diyerek mahkemeden özür diledi. Dava konusunun kendisi için “dar bir konu” olduğunu belirten Koru, “Gazetenin yayın politikası, kuruluşu, yayın felsefesi, çalışanları ve sanık 3 kişi hakkında kişisel bilgilere sahip değilim. 2010’da yayımlanan yazım nedeniyle tanık olarak Ağustos 2016’da savcılığa ifade için çağrıldım” dedi. Koru, Ertuğrul Akbay’ın bir yurtdışı gezisi sırasında “oğlunun yurtdışında güzel insanlarla tanıştığını, dini hassasiyetle yetiştiğini” söylediğini ifade ederek, “Son birkaç ay içerisindeki tartışmalar ekseninde baktığımda bunun o dönemin şartları altında mübalağalı bir övünme meselesi olduğunu ve gerçeklik payı olmadığı hissiyatına kapıldım. Güzel insanlardan kastının cemaat olduğuna yordum. Yurtdışında başka faaliyet gösteren kimse olmadığı için o yöne çektim. Çocuğuyla övünmek amaçlı bir açıklama olduğunu düşünüyorum” dedi. Başkan Şimşek’in, “Güzel insanlar kim, cemaat veya FETÖ adı geçti mi” sorusu üzerine Koru, “Bu olay 1990’lı yılların ilk yarısında geçti. O zaman FETÖ yok. Cemaat diye adlandırılan bir grup var. Ben oraya çektim. Yani o ‘güzel insanlardan’ kastının o olabileceğini tahmin ettim. Tahminden de daha az belki bir şey” yanıtını verdi. Koru, savcılıkta verdiği ifadenin hatırlatılması üzerine de “İfademde cemaat evinde yetiştiği ile ilgili bir şey geçiyorsa bu doğru değildir” dedi.

Temelsiz kuşku

Gazete avukatlarından İsmail Yılmaz da söz alarak Koru’ya 2010 yılında “Taha Kıvanç” takma adıyla yazdığı Burak Akbay’ın cemaat bağlantısı iddiasının herhangi bir bilgiye dayalı olup olmadığını sordu. Koru, bu soruya “Bu konuda bir komploculuk atfederek böyle bir gazete ile irtibatlı olabilir mi diye temeli olmayan bir kuşkuyu ifade etmiştim” şeklinde cevap verdi.

Gazete avukatlarından Celal Ülgen de, Burak Akbay hakkındaki yakalama kararının, Gökmen Ulu ve Mediha Olgun hakkındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti. Avukatların taleplerini reddeden mahkeme, soruşturma aşamasında görevlendirilen bilirkişi Ömer Faruk Gerçek hakkındaki görevi kötüye kullanma suçlamasıyla yürütülen soruşturmanın akıbetinin sorulmasına karar verdi. Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişimi ile ilgili Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlanan davanın kararının istenmesine hükmeden heyet, duruşmayı 30 Mayıs’a erteledi.