Dünya
Deutsche Welle

Soykırım tasarısı için neden çekimser oy kullandı?

Hristiyan Demokratik Birlik (CDU) milletvekili Oliver Wittke, “Türkiye’nin geleceğini Türkiye’yi karşımıza alarak değil ancak Türkiye ile şekillendirebiliriz” dedi.

03 Haziran 2016 01:10

Federal Alman Meclisi’nde, 1915 Ermeni tehcirini soykırım olarak tanımlayan karar
tasarısı oylanırken çekimser kalan Hristiyan Demokratik Birlik (CDU)  Oliver Wittke,
DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Meclis kararının geleceğe değil geçmişe odaklandığını, günümüz
sorunlarının
aşılmasına katkı sağlamayacağını söyleyen Wittke, kendisi gibi düşünen birçok
milletvekili arkadaşının oylamaya katılmadığını söyledi. Wittke, “Bu denli önemli bir
konuda 630 milletvekilinden sadece benim tahminime göre 400 milletvekilinin katılması
yani üçte birinin katılmaması dikkat çekici” diye konuştu.
Türkiye kökenli çok sayıda kişinin yaşadığı Gelsenkirchen kentinden seçilen
CDU’lu
Oliver Wittke’ye yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
DW Türkçe: Oylamada karar lehine oyunuzu kullanmadınız, çekimser kalmayı
tercih ettiniz. Nedenini açıklar mısınız?
Wittke: Soru her daim şu: Siyasi hedefiniz ne? Benim için önemli olan Türkiye’de dini
özgürlüklerin olması, yeni kiliselerin inşasının mümkün olması ve dini azınlıkların
korunmasıdır. Bu karar bu konularda ilerleme sağlamamıza katkı sağlamayacaktır.
Karar geçmişe doğrultulmuş, geleceğe bakmayan bir nitelik taşıyor. Ben geleceğe
odaklanan siyasetten yanayım ve bu nedenle meclisteki karar için evet oyu
kullanamadım.
DW Türkçe: Federal Hükümet kısa bir süre öncesine kadar konunun tarihçilerin
alanına girdiğini söylüyordu. Ancak konu tekrar gündeme geldi ve karar kabul
edildi. Bu sürece hangi gelişmelerin kaynaklık ettiğini düşünüyorsunuz?
Wittke: Gerçek şu ki konuyu gündeme, Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve
Sosyal Demokratlar değil, muhalefetteki Yeşiller taşıdı. Ancak koalisyon hükümetinde
de oldukça etkili bazı kişiler, ‘Artık bu konuyu halledelim, rahatlayalım’ dedi. Ben
bunun yanlış olduğu kanaatindeyim. Çünkü sadece geriye bakamayız, geleceğe
bakmalıyız. Türkiye’nin geleceğini Türkiye’yi karşımıza alarak değil ancak Türkiye ile
şekillendirebiliriz. Havaya kaldırılmış bir işaret parmağı yanlış bir nasihat biçimi.
DW Türkçe: Başbakan Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve
Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier oylamada yoktu. Bu ne anlama geliyor?
Merkel karardan ötürü rahatsız mı sizce?
Wittke: Hayır rahatsızlık duyduğunu düşünmüyorum. Çünkü Merkel,
Hristiyan Birlik
partileri grup toplantısına katıldı ve oylamada tasarı lehine elini kaldırarak net bir
şekilde pozisyonunu ortaya koydu. Ancak gayet tabii ki ne başbakan, ne başbakan
yardımcısı ne de dışişleri bakanının oylamaya katılması dikkat çekici.
DW Türkçe: Çekimser kalmanızdan ötürü tepki aldınız mı? Eleştiren
oldu mu?
Wittke: Gayet tabii ki aynı yolu gitmemek açıklama gerektiren bir tutum. Ancak
birçok arkadaşım bunu anlayışla karşıladı ve benim gibi düşünüp oylamaya hiç
katılmayanları da biliyorum. Oylamada lehte oy vermemek mi, yoksa hiç katılmamak
mı, bu herkesin kendi kararıdır. Ancak Federal Meclis’te bu denli önemli bir konuda
630 milletvekilinden sadece benim tahminime göre 400 milletvekilinin katılması yani
üçte birinin katılmaması dikkat çekici.
DW Türkçe: Meclis kararı Türkiye ile ilişkileri zedeleyecek mi sizce?
Wittke: Zedelemeyeceğini ümit ediyorum. Türkiye gayet tabii ki tepki gösterecektir.
Ve sadece resmi Türkiye, Türk Hükümeti değil. Aynı zamanda Almanya’daki Türk
toplumunun büyük bir bölümünde karar reddediliyor. Ama çok büyük bir hızla
normalleşmeye dönmemizi ümit ediyorum. Çünkü şu açık: Bizim Türkiye ile şu anda
sahip olduğumuzdan çok daha yoğun ve yakın ilişkilere ihtiyacımız var. Türkiye ve
Almanya, Türkiye ve AB sadece ekonomik açıdan değil siyaseten de çok çok önemli
ortaklar. Bu nedenle kararın bizim, birbirimizden uzaklaşmamıza yol açmamasını umut
ediyorum. Gelecekteki zorlukların üstesinden birlikte gelmeliyiz.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle