Farklı konulardaki kanunlarda tek bir yasayla değişiklik yapan "torba yasalar" son dönemde rekor düzeyde arttı.
TBMM'den bireysel bilgi edinme hakkı başvurusuyla edindiğimiz verilere göre AKP'nin ilk döneminde (2002-2007) sadece 2 torba yasa çıkarılırken, Kasım 2015'ten Kasım 2017'ye kadar olan dönemde bu sayı 23'e yükseldi.
Böylece son yasama döneminde geçen ay itibarıyla Meclis'ten geçen neredeyse her iki kanundan biri torba yasa oldu.
Bu torba yasalarla binlerce kanun maddesi yasalaştı veya değiştirildi.
Fakat torba yasa yöntemine itiraz edenler de bulunuyor. İtirazın temel nedenleri arasında bu yöntemin yasaların yeterince tartışılmamasına yol açması, tartışmalı yasaların diğer yasaların arasında çıkarılarak daha az itiraza neden olarak kabul edilme ihtimalini artırması bulunuyor.
Örneğin Posta Hizmetleri Kanunu, İhracatçılar Meclisi Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu gibi çeşitli kanunlarda değişiklik öngören bir torba yasa için oy veren bir milletvekili, desteklediği değişiklikler için karşı çıktığı değişiklikleri görmezden gelerek kabul yönünde oy vermeye veya tam tersine zorlanabiliyor.
Roma Hukuku'nda bu uygulama, milattan önce 98 yılında yasaklanmıştı. Bugün de çeşitli ülkelerde torba yasa çıkarmak mümkün değil. Avukat Fikret İlkiz'e göre ABD'deki 43 eyalette torba yasa yasağı var.
Peki Türkiye'de iktidar neden gittikçe artan sıklıkta torba yasalara başvuruyor?
AKP Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, bunun "usul ekonomisiyle" ilgili olduğunu söylüyor.
'nin sorularını yanıtlayan Turan, "Torba kanun yöntemi AK Parti olarak öncelikli tercihimiz olan bir yol değil" diyor ve ekliyor:
"Ancak vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretirken çoğu zaman onlarca kanunda birden değişiklik yapmanız gerekiyor.
"Her bir kanun değişikliğini ayrı ayrı Meclis gündemine getirmek usul ekonomisine aykırı bir tutum teşkil ediyor.
"Zorunlu olduğumuz zamanlarda torba kanun yöntemine başvurmamızın nedeni budur."
Anayasa Hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu ise AKP'nin özellikle 2010'lu yıllarda torba uygulamasını alışkanlık haline getirdiğini düşünüyor:
"AK Parti bu usulü yalnızca yasa yapımında değil aynı zamanda kanun hükmünde kararname yapımında da kullandı".
Türkiye'de torba yasaların 1982 Anayasası sonrasında arttığını söyleyen Kaboğlu, 2001'de AB'ye uyum yasaları kapsamında torba yasalar çıkarıldığını, bunlarla anadil yasağının kaldırılması, kültürel hakların iadesi gibi değişikliklerin yapıldığını hatırlatıyor.
Kaboğlu, "Şunu vurgulamakta yarar var ki bunlar genellikle olumlu anlamda yapılan değişikliklerdi. Son torba yasalarda olduğu gibi uçsuz bucaksız yasaları değiştirmedi" diyor.
Prof. Kaboğlu, AKP'nin 2011'deki genel seçim öncesi bir gecede çok sayıda KHK yayımlayarak devletin yapısını değiştirdiğini hatırlatıyor ve ekliyor:
"Siyasal açıdan bakıldığı zaman müzakereci demokrasi anlayışına aykırı bir durum olduğunu görüyoruz. Yasalar öngörülebilir, anlaşılabilir ve uzlaşılabilir olmalı. Türkiye'nin hazırladığı kanunlar bile anlaşılırlıktan uzakken torba kanunlar için bu durum daha belirgin. Hukukçular bile bu kanunları anlamakta güçlük çekiyor."
Demokratik ülkelerdeki örnekleri sorduğumuz Prof. Kaboğlu, müzakereci demokrasi geliştikçe ve parlamentolardaki muhalefete anayasal statü tanındıkça torba yasa uygulamasının sınırlı ve istisnai kaldığını söylüyor:
"Temel kanunların, yani devletin anayasal kurumlarını düzenleyen kanunların görüşülme süreçleri ve usulleri farklı olmalı.
"Mesela Fransa'da bu tür kanunlar Anayasa Mahkemesi'nce zorunlu olarak denetlenirler. Hem de bizde olduğu gibi 3-5 yıl sonra değil, yürürlüğe konulmadan önce otomatik olarak Anayasa Konseyi'ne gönderilirler. Ne yazık ki bizde bu yollar bulunmamaktadır."
2002'den bugüne torba yasaların toplam yasalara oranı da büyük ölçüde arttı.
TBMM'nin 2002-2007 arasındaki 22. döneminde toplam 570 yasa çıkarılırken bunların yalnızca 2'si torba yasaydı.
Kasım 2015'ten günümüze uzanan 26. dönemde ise 2017 Kasım sonu itibarıyla TBMM'de çıkarılan 53 kanundan 23'ü torba yasa oldu.
Peki milletvekilleri önüne gelen torba yasalarda hem mutlaka yasalaşması gerektiğini düşündüğü, hem de asla yasalaşmaması gerektiğini düşündüğü maddeler olduğunda kullanacağı oya nasıl karar veriyor?
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Bülent Tezcan, torba yasaların maddeleri görüşülürken destekledikleri maddelere oy verip desteklemediklerine karşı çıkma gibi bir şansları olduğunu, fakat sonrasında kanunun tümü oylanırken karar vermekte zorlandıklarını anlatıyor:
"O zaman milletvekili iki arada bir derede kalıyor. Oy verseniz vermek istemediğiniz maddelere de vermiş olacaksınız. Diğer türlü oy vermek istediğiniz maddelere verememiş olacaksınız.
"O durumda verdikleri veya vermedikleri oyu kamuoyuna da anlatmakta zorlanıyor milletvekilleri."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, bu nedenle torba yasa uygulamasını "milletvekillerine kurulmuş bir tuzak" diye niteliyor ve bunun "parlamentoyu etkisizleştirme yöntemlerinden biri" olduğunu söylüyor:
"200 maddelik bir kanun çıkarıyorsunuz ve birbirinden farklı 40 ayrı konuyu bunun içinde düzenliyorsunuz. Bu yasama bütünlüğünü bozarak milletvekillerinin kanunu denetleme fırsatını ortadan kaldırıyor.
"Yasama süreçleri demokratik sistemlerde sadece parlamentonun etkili olacağı bir süreç olmamalı. Sivil toplumun, özellikle de meslek örgütlerinin görüşleri dinlenmeli. Fakat torba yasalarda kamuoyunun bu şansı olmuyor.
"Dolayısıyla torba yasa uygulamaları parlamentoyu devre dışı bırakmak isteyen, milli iradeyi devre dışı bırakmak isteyen, sadece belli çıkar gruplarının istekleri doğrultusunda kapkaççı yasama faaliyetini etkin kılmak isteyen anlatışın bir ürünüdür."
Bülent Tezcan, son 1,5 yılda torba yasalar ve OHAL KHK'larıyla yapılanların "tek kişinin iradesiyle oluşan düzenlemeler" olduğunu ve bunların denetimden uzak tutulduğunu söylüyor.
Tezcan'a göre hakimlerin, savcıların, hukukçuların ve bürokratların torba yasalarla değişen yasaları takip edebilmesi mümkün olmuyor.
CHP Sözcüsü Tezcan, bu uygulamadan bazı AKP'li milletvekillerinin de rahatsız olduğunu öne sürüyor:
"Özellikle torba yasa düzenlemelerinde etkisi olan yönetim kademesindekiler torba yasaların 'zaman meselesi' gibi gerekçelerle savunuyor. Ama kanun yapma meselesi süreyle sınırlandırılabilecek bir şey değildir. AKP milletvekillerinden samimi olanlar da rahatsız. Ama parti disiplini gereği ya da hükümetten kaynaklanan baskı nedeniyle ses çıkaramıyorlar."
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, partide torba yasalara bu kadar sık başvurulmasından rahatsız olan milletvekilleri olup olmadığına yönelik sorumuzu yanıtsız bıraktı.
Ancak Turan, "muhalefetin yapıcı tutum göstermemesinin" torba yasaların artışına yol açtığını söylüyor.
AKP'nin iktidardaki ilk döneminde (2002-2007) 500'den fazla yasa çıkarıp yalnızca 2 torba yasa çıkardığını hatırlattığımız Turan, o dönemki muhalefeti övüyor ve ekliyor:
"22. dönemde Meclis'te muhalefetin de yapıcı bir işlev üstlenmesi üzerine oldukça kapsamlı kanun değişiklikleri kısa bir süre içerisinde hayata geçti. Keşke muhalefet bu yapıcı tutumunu şimdi de sürdürse.
"Bu durumda Meclis daha az zaman harcayarak çok daha kapsamlı kanun değişiklikleri yapar, torba kanun yöntemine daha az başvurmak zorunda kalırız."