Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciaya ilişkin davada, sanıklardan Alp Gürkan'ın ilk kez talimatla ifade verdi. Gürkan, "Bu olayın herhangi bir maden kazası olduğuna emin değilim" dedi.
İstanbul 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit'in yanı sıra yaklaşık 50 madenci ailesi müşteki olarak katıldı. Müştekilerin yoklaması ve sanıkların kimlik tespitinin ardından sanık Alp Gürkan'ın savunmasına geçildi. Alp Gürkan sanık kürsüsüne çıktığı sırada mahkeme başkanına "Kulağım çok iyi duymuyor, o yüzden size bazı şeyleri tekrar ettirmek zorunda kalabilirim" dedi. Bunun üzerine müştekilerden Elmas Kaya ayağa kalkarak "İhtiyarladın mı?" diye bağırdı. Mahkeme başkanının uyarısı üzerine salondaki gerginlik son buldu.
Mahkeme heyeti ve iki tarafın avukatlarının sık sık usule ilişkin tartıştığı duruşma sırasında, aileler de hem Gürkan'a hem de sanık avukatlarına tepki gösterdi.
Yaklaşık 30 madenci yakınının Soma ve çevre ilçelerden gelerek takip ettiği duruşmada, Gürkan madencilik mevzuatının kendilerine yükledikleri bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini savundu.
Madenci yakınlarının avukatlarının üretim zorlamasına ilişkin soruları üzerine ise Gürkan, "Maden işletmeleri için en önemli konulardan biri, bir yerde kurulurken kalifiye işçi bulunmasıdır. Zaman içinde kendiniz yetiştirirsiniz veya Türkiye'nin her yerinde ekipler vardır. Bunlar ekiplerin başında bulunurlar. Ama zorlamaları mümkün değildir. İşçi 8 saat çalışmak zorundadır. Tamamen makineyle çalışan bir işyerinde 'haydi, haydi' diyemezsiniz. Bu kaza olduğunda yüzde 80'i mekanize bir madendi. Dolayısıyla insanların görevleri bu makinaları işletmekten ibarettir" dedi.
Soma faciasından hemen sonra sağ kurtulan işçiler madende savcılık tarafından alınan ifadelerinde madende üretim zorlaması olduğunu ve bu nedenle bazı güvenlik tedbirleri alınmadan üretime devam edildiğini, ihmaller yaşandığını söylemişlerdi.
Madenci ailelerinin avukatlardan Can Atalay'ın, Gürkan'a işçilerin bir facia anında kaçması öngörülen, "kaçamak" adı verilen çıkışın Soma Kömür A.Ş'nin üretim sahası dışında olduğu konusundaki sorusuna ise, Gürkan, 'sonuçta bu tür bir facia anında oradan çıkış sağlanmasında sakınca olmadığını' söyleyerek yanıt verdi.
Avukat Atalay ise, bunun şirketin kendi sahası içinde etkili bir çıkış planı olmadığını ve bunun cezai sorumluluk yaratacağını ifade etti.
Bahsi geçen kaçamak, facia sırasında yaklaşık 250 madencinin öldüğü S panosu isimli üretim alanının sadece birkaç yüz metre ötesindeydi. Ancak bazı işçiler bu alanı bilmediği, bazı işçiler ise yoğun dumandan kurtulacakları umuduyla kaçamağa yönelmemişti. İşçiler bu üretim alanında hayatlarını kaybetti.
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı daha önce ek soruşturmaya gerek olmadığı belirtilen Gürkan ve Soma Kömür İşletmeleri'nin dört yöneticisi hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermek iddiasıyla dava açmıştı.
Dava 23 Ocak'ta devam edecek
Her sanığın ifadesi ikamet ettiği şehirde alındığından Gürkan da İstanbul'da hakim karşısına çıktı. Birleştirme talebi olan davanın diğer duruşması 23 Ocak'ta Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
İddianame
301 işçinin hayatını kaybettiği Soma'daki faciası nedeniyle Soma Kömür İşletmeleri AŞ yöneticileri ve sorumluları hakkında Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Bu davadan ayrı olarak Soma Kömür İşletmeleri AŞ'nin bağlı olduğu şirketin yönetim kurulu başkanı Alp Gürkan ve 4 yönetici hakkında, Soma Cumhuriyet Başsavcılığınca 16 Ekim 2016 tarihinde yeni bir iddianame hazırlanmıştı.
Şirketin yönetim kurulu başkanı Alp Gürkan, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yiğit, Genel Müdür ve Teknik Müdür Yardımcısı Hayri Kebapçılar, İş Güvenliği Uzmanı Murat Bodur ile Acil Durum Yöneticisi Haluk Evinç'in "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmakla" suçlandıkları iddianame, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince 22 Kasım 2016'da kabul edilmişti. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince, sanıkların ikamet ettikleri illerdeki mahkemelere ifadelerinin alınması için talimat yazılmıştı.
Dosya kapsamında Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit'in 26 Aralık 2016 İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Hayri Kebapçılar'ın 13 Aralık 2016'da İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Murat Bodur ve Haluk Evcin'in ise Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, talimat duruşmalarında ifadelerinin alınacağı bildirilmişti.