Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür ocağındaki faciada yaşamını yitiren 301 madencinin içersinde yer alan 27 yaşındaki İsmail Değirmen’nin eşi 23 yaşındaki Gamze Değirmen, çocukları 2 yaşındaki Yağmur ve 4 yaşındaki Mehmet Han Değirmen ile Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) Genel Müdürlüğü Ege Linyit İşletmesi Müessese Müdürlüğü ve madeni işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. aleyhine 390 bin lirası manevi olmak üzere toplam 393 bin liralık tazminat davası açtı.
Alper Çobanoğlu'nun Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberine göre, Soma’da geçen 13 Mayıs’ta meydana gelen maden ocağı faciasında yaşamını yitiren 301 aileden biri de Balıkesir’in Savaştepe İlçesi’ndeki Değirmen Ailesi oldu. Her gün birlikte indikleri madene, kardeşi Erkan’ın servisi kaçırması üzerine İsmail Değirmen o gün yalnız gitti. Akşam ise İsmail Değirmen’den acı haber geldi. Değirmen Savaştepe’nin Karaoluk Köyü’nde toprağa verildi. Facianın ardından adli ve idari soruşturma başlatıldı. Madeni işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve Genel Müdür Ramazan Doğru’nun da aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı.
Düzenli olmasa da facianın yaşandığı Soma’ya maddi manevi yardımlar sürerken, madenci ailelerinden ilk tazminat davası da geldi. Madende yaşamını yitiren işçilerden İsmail Değirmen’in eşi Gamze Değirmen, çocukları Yağmur ve Mehmet Han Değirmen ile aynı zamanda maden hukuku ve iş hukuku uzmanı olan avukatları Ünal Demirtaş aracılığıyla İş Mahkemesi sıfatıyla, geçen 5 Haziran’da, Soma Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, TKİ Genel Müdürlüğü Ege Linyit İşletmesi Müessese Müdürlüğü ve madeni işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. aleyhine 390 bin lirası manevi olmak üzere toplam 393 bin liralık tazminat davası açtı. Gamze Değirmenci için 150 bin, çocukları için ise 120’şer bin lira manevi ayrıca her biri için biner lira maddi tazminat istenen dava dilekçesinde, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.nin üzerinde kayıtlı tüm gayrimenkullerinin, araçlarının, üçüncü kişilerdeki istihkaklarının (hak ediş) ve teminat mektuplarının üçüncü kişilerin üzerine devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulması ve madende ölen İsmail Değirmen’in işe başladığı tarihten itibaren davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün işçisi olduğunun tespiti de istendi.
’Tehlikeye rağmen üretim durdurulmadı’ iddiası
Dava dilekçesinde, facianın yaşandığı ocaktaki yangının, daha öncedeki yıllarda da sıklıkla olduğu gibi, kömürün kendiliğinden kızışması ve yanması ile başladığı belirtilip, "Ocağın projesi, tasarımı, üretim planlaması ve havalandırma sistemleri bilimsel verilere uygun olarak düzenlenmemiş, kullanılan ekipmanlar da uygun niteliklerde seçilmemiştir. Olaydan önce ve olay sırasında ocak içi karbonmonoksit değerinde ani yükselme olmuş, ancak bu durum vardiya sorumluları tarafından gerekli özen gösterilerek takip edilmemiş ve gerekli önlemler alınmamıştır. Yer altındaki ocakta çalışan işçiler için hayati derecede önem taşıyan gaz maskeleri yetersiz ve kullanım tarihleri geçmiştir. Bu gaz maskelerinin kullanımı dahi, müteveffaya ve diğer işçilere anlatılmamış veya eğitimi verilmemiştir. İşçilere mevzuat gereği, işverenlerce verilmesi gereken işçi sağlığı ve güvenliği eğitimleri ya verilmemiş, ya da yetersiz verilmiştir. Bu konular mevzuata uygun şekilde, gerektiği gibi denetlenmemiştir. İhale sözleşmesini devreden Park Teknik A.Ş.’nin devir talebini içeren dilekçesinde, ’…Ocakta meydana gelen üretim çalışmaları sırasında oluşan yangınlardan dolayı üretim yapılamadığı…ileride telafisi mümkün olmayacak problemlerle karşılaşılacağının anlaşıldığı, bu durumdan hem şirketlerinin hem de TKİ’nin olumsuz olarak etkilenmemesi için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca mevcut sözleşmenin ihale şartlarına haiz Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye devredilmesi" ibaresi yer almıştır. Yani, Park Teknik A.Ş.’nin ihale sözleşmesini devretmek istemesinin sebeplerinden birisi, ocakta üretim esnasında çıkan yangınlar ve bu durumun ileride telafi edilemeyecek zararlara yol açılabileceğinin öngörülmesidir" denildi.
Ölen madenci İsmail Değirmen’in eşi Gamze Değirmen’e, kaza meydana gelmeden iki ay öncesinden başlamak üzere muhtelif aralıklarla, ocağın çok sıcak, bazı kömür parçalarının kızgın olduğunu, düştüklerinde vucutlarını yakarak yaraladığını ifade ettiği de vurgulanan dilekçede, "Bütün bu sebeplerle ocakta meydana gelen kömür kızışması ve yangınlar, tüm davalıların yetkili ve görevlileri tarafından da bilinmekte idi. Ancak üretim durdurulup, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri tamamen alınarak, ocaktaki kömür kızışması ve yangınlar söndürülüp üretime devam edilmesi gerektiği halde, üretim hedefini gerçekleştirmek ve aşırı kar elde etmek için, davalılar tarafından üretim durdurulmamış ve iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmamış, yangın söndürülmemiş ve bu feci kaza meydana gelmiştir. Bütün kömür ocaklarında karşılaşılabilecek bu olay yüzde yüz öngörülebilir, önlenebilir ve kontrol edilebilir bir durumdur. Olayın başından itibaren kriz yönetimi tam bir karmaşa ve panik ortamında bilinçsizce sürdürülmüş ve bu durum ölüm sayısını artırmıştır " denildi.
TKİ Ege Linyit İşletmeleri ile Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. arasındaki 27 Temmuz 2006 tarihli maden devir sözleşmesinin muvazalı (aldatmaya yönelik) ve yok hükmünde olduğu tespit edilmesi gerektiğine de dilekçede belirtildi. Yaşamını yitiren işçi Değirmen’in TKİ Ege Linyit İşletmeleri işçisi olarak tespit edilip, bu şekilde işlem görmesi gerektiği de kaydedildi.
Hukuk mücadelesini sonuna kadar devam ettireceğini belirten Gamze Değirmen, eşinin ölümünden sonra baba ocağına dönmek zorunda kaldığını anlatarak, "Belki eşim geri gelmeyecek, ancak çocuklarımın geleceğini, eğitimini düşünmek zorundayım. Açtığım bu davanın diğer ailelere örnek olacağını düşüyorum. Yapanın yanına kar kalmamalı. Sorumlular her kimse cezasını çekmeli. Benim çocuklarımın günahı ne" dedi.