Soma'daki maden faciasında ocağın işleten Soma Holding CEO’su Can Gürkan, 12 Eylül 2012'de Hürriyet'ten Vahap Munyar'a verdiği söyleşide, "Ocakta metan gazı düzeyi yüzde 1’e yaklaştığı an bizde iş bırakılır" açıklamasında bulunmuş. Munyar, "Maden ocaklarında metan gazı oranının yüzde 4.5’e çıktığında patlama olur" diyerek, "Bu kadar iddialı konuşmakla sorunlar çözülmüyor, canların yanmasının önüne geçilmiyor" eleştirisinde bulundu.
Aynı zamanda Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan'ın da oğlu olan Can Gürkan, o günkü söyleşide, "Kömürü artık mekanize pano çıkarıyor, işçiler makine başında duruyor" sözlerine atıfta buluunan Munyar, "Hani, kömürü “mekanize pano”lar çıkarıyor, “Yüzde 100 mekanize” sisteme doğru gidiliyordu?" dedi.
Vahap Munyar'ın Hürriyet gazetesinde "Hani kömür mekanize çıkıyordu" başlığıyla yayımlanan (15 Mayıs 2014) yazısı şöyle:
Eylül 2012’de Soma Holding CEO’su Can Gürkan ile o madene girmiştim....
Bana, “Kömürü artık mekanize pano çıkarıyor, işçiler makine başında duruyor” demişlerdi. Madem iş mekanikleşmişti, o zaman bu kadar can nasıl yandı?
Soma’daki yüreğimizi yakan acı olayla ilgili ilk bilgiler elimize ulaşmaya başladığında Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’a kısa mesajla sordum:
- Trafo patlamasının yaşandığı kömür madeni sizin mi?
Alp Gürkan’dan yanıt beklemeye gerek kalmadan Soma’dan gelen haberler, söz konusu maden ocağının onların işlettiği yer olduğunu ortaya koydu. İlk haberlerde 20 dolayında olan can kaybının birkaç 100’e çıkabileceği bilgisini okuyunca inanamadım. 2012 Eylül’ünde Soma Holding’in Başkanvekili ve CEO’su Can Gürkan’la birlikte o madene girmiş, yazının bir bölümünde şu başlığı kullanmıştım:
- Kömürü artık mekanize pano çıkarıyor, işçiler makine başında duruyor.
Bunun anlamı şuydu:
- Artık işçiler eskisi gibi kazma kürekle kömür çıkarmıyor. Mekanize panonun kopardığı parçaların yürüyen bantlara yönelmesine yardımcı oluyor.
Yani, o kadar insanın aynı yer altında olmaması gerekiyordu. Sonra gelen haberlerde trafo patlamasıyla başlayan yangının tam vardiya değişimi saatine denk geldiği anlaşıldı. Maden ocağındaki yöneticiler, bunun ne anlama geldiğini söylemişlerdi:
- Görevi devralacak personel o noktaya ulaşmadan mevcut personel yerini terketmez.
Gece boyunca can kaybının arttığı haberleri yüreklerimizi yakarken, o yazımdaki bazı bölümleri tekrar tekrar okudum. Can Gürkan, maden ocağına inişimizden önce mekanize panoları göstermişti:
- Yer altında kömürü çıkarmak üzere kazı işlemini bu panolar yapıyor. İşçi arkadaşlarımız bir taraftan panoları çalıştırıp kontrol ederken, diğer taraftan yürüyen bantları denetliyor.
Mekanize oranını sormuştum:
- Şu anda yüzde 50 mekanize olmuş durumdayız. 2013’te bu oran yüzde 80’e çıkacak. Tam mekanizeye doğru ilerliyoruz.
İthal panoların yanındaki makinelere işaret etmişti:
- Kendimiz yarı mekanize pano üretimi yapıyoruz. Böylece makine üretimine de geçmiş olduk.
Raylı sistemle ocağın derinliklerine doğru ilerlerken şu cümleyi kullanmıştı:
- İşçilerin çalışma koşulları iyileştikçe verim artıyor.
Can Gürkan’ın bu cümlesinin ardından babası Alp Gürkan’ın şu sözlerine odaklandım:
- TKİ, 2005’te rödovans sistemiyle işleri özel sektöre devretmeye başlayınca zarardan kâra geçti. TKİ, kömürün tonunu 130-140 dolara çıkarıyordu. Biz ihalede TKİ’ye yüzde 15’lik rödovans payı dahil, ton başına 23.80 dolarlık fiyat taahhüdü verdik.
Alp Gürkan, bu modelin hem kendilerine, hem de TKİ’ye kazandırdığını belirtmiş ve kârlılık formülünü de şöyle açıklamıştı:
- Bizim mühendis ve işçilerimiz uzaydan gelmedi. Sadece işi iyi planlamak, özel sektörün çalışma tarzı devreye girdi o kadar.
Başbakan Tayyip Erdoğan, can kaybının 238’e ulaştığını söylediğinde Can Gürkan’ın o cümlesi ciğerime saplandı:
- İşçilerin çalışma koşulları iyileştikçe verim artıyor...
Hani, kömürü “mekanize pano”lar çıkarıyor, “Yüzde 100 mekanize” sisteme doğru gidiliyordu?
Yüzde 100 mekanizeye doğru adım atıldıysa bu kadar can nasıl yandı? Yer altında yangın çıkabileceği hiç mi akla gelmedi?
Can Gürkan, Soma’da birlikte kömür ocağına inerken personel için konulmuş uyarı levhalarından birini göstermişti:
- Ocakta metan gazı düzeyi yüzde 1’e yaklaştığı an bizde iş bırakılır.
- Patlama hangi düzeyde olur?
- Oran yüzde 4.5’e çıktığında patlama olur. Bazı şirketler yüzde 2-2.5’e kadar çalışmayı sürdürür. Biz yüzde 1’i aşmamaya özen gösteririz.
Ardından şu noktanın altını çizmişti:
- 24 saat aralıksız metan gazı düzeyini izleriz.
Bu kadar iddialı konuşmakla sorunlar çözülmüyor, canların yanmasının önüne geçilmiyor. 24 saat metan gazı ölçümü yapmakla övünürken, patlayan trafoyla çıkan yangın, Türkiye’ye maden ocağında tarihi can kaybı yaşatıyor.
Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin... Allah, Soma’da ateş düşen evlerdeki insanlarımıza sabır versin...
Türkiye’nin başı sağolsun...