Sosyal Haklar Derneği, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen Soma katliamında hayatını kaybeden 301 madencinin ve geride kalanların hikâyelerini, “Öleni, kalanı ve Soma'ya ne olduğunu okuyun” başlığıyla yayınlamaya başladı. Dün Uğur Çolak ile başlayan öykülerden ikicisi İbrahim Duman’a ait…
Semra Duman, eşi İbrahim Duman’ı anlatıyor:
İbrahim öldüğünde 26 yaşındaydı. 2 yıldır evliydik. Oğlum 11 aylıktı o zaman. Sıcaktan şikâyet ediyordu o da. Çok uyuyordu. 15 gün veya bir ay öncesiydi. Konuşuyorduk. Sürekli uyuyordu. Gelip yatıyordu. Her seferinde niye böyle diye soruyordum. Bizim evin önünden bir sürü madenci geçiyor. Dedim ki bir gün, durdurup soracağım bunlara. Hepiniz mi böylesiniz diyecektim. Neden uyuyorsunuz diye soracaktım. Hep farkındaydık ama bilemedik ne olduğunu.
Eşimle çok iyi anlaşırdık. O ölünce çok değiştim. Çok tuhaf oldum. Dün mahkemeye gittim. Çok sinirlendim. Hep bizi suçluyorlar, eşlerimizi suçluyorlar. Kaldıramadım. Akşam hasta oldum.
Hayatımızda her şey değişti. Yaşlanmış gibi oldum. Çöktüm... Daha 26 yaşındayım. Artık her şeye sinirleniyorum. Allah’tan oğlum var.
Böyle değildim. Muhabbeti severdim. Şimdi hiç halim yok.
Madencileri de sıkça gördüğüm bir iş yapıyorum. Onları görmek iyi gelmiyor. Bazıları tanıyor, konuşuyoruz. İyi gelmiyor ama.
Oğlum doğunca çalışmayı bırakmıştım. Yine çalışmaya başlayacaktım. Zaten sıkışıktık. İbrahim'in aldığı maaşa geçinemiyorduk. Bin 300 lira alıyordu. Ben de gireyim işe, çocuğa annemler bakar diye düşünüyorduk.
Şimdi İbrahim için verilen iş hakkını kullandım, çalışmaya başladım o gidince.
Annem babamdan başka kimse kalmadı yanımda. Babamların evine taşındım. Ben dün gördüğüme göre pek düzgün bir yere gitmiyor dava. Hayırlısı olsun yine de. Ama bizim istediğimiz bir şey olmayacak. İşçilere soruyorlar, o sırada siz neredeydiniz diye. Onlar söylesin, onlar ölürken, onlar neredeydi?
Sosyal Haklar Derneği Soma Hikayesi