Helin Alp/ Ankara
Meclis’te kurulan Barış ve Çözüm Komisyonu toplumsal barışın sağlanması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi için yol haritasını bu hafta belirleyecek. Çözüm Komisyon’un nasıl bir yol izleyeceği merak edilirken Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’dan sürece katkı verecek ve çözüm komisyonun yükünü hafifletecek bir öneri geldi.
T24’e konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, ‘Siyasi Cinayetler ve Zorla Kaybetmeleri Araştırma Komisyonu’ nun kurulmasını önerdi. Çerçevesi kanunla belirlenmiş, bağımsız kişilerden oluşan bir komisyon kurulmasını öneren Türkdoğan ve Elçi şöyle konuştu:
‘Siyasi cinayetlerin aydınlatılması yaraları saracaktır’
İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan:
İHD verilerine göre 1980-2004 yılları arasında 450 kişi gözaltında kaybedildi. Bu insanlar, devlet gücünü kullanan polis, jandarma, köy korucuları ve JİTEM tarafından karakollara götürüldü. Fakat daha sonra kendilerinden haber alınamadı. Bu insanlar, ‘zorla kaybetmeler’ olarak kayıtlara geçmektedir. Siyasi nedenlerden dolayı işlenen faili meçhul sayısı İHD verilerine göre yaklaşık 5 bin kişi. Failleri JİTEM, Hizbullah ve diğer yasadışı örgütlerdir. Vedat Aydın, Bahtiyar Aydın, Musa Anter , Uğur Mumcu, Eşref Bitlis birçok insanın öldürülmesi aydınlatılmamıştır. ‘Siyasi Cinayetler ve Zorla Kaybetmeler Özel Komisyonu’ gibi bir komisyon hakikatlerin açığa çıkmasına yardım ederken bu cinayetlerin bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızanın oluşmasına yardım edecektir. Komisyon, yapacağı araştırmayı rapor haline getirerek adaletin sağlanmasına katkı sunacaktır. Son 30 yılda işlenen siyasi cinayetlerin ve gözaltında zorla kaybetmelerin aydınlatılması barış ve çözüm sürecinde yaraların sarılmasını sağlayacaktır.
Toplumun hakikatleri bilmeye hakkı var
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi:
Türkiye’de özellikle son 30 yılda siyasi nedenlerle işlenen binlerce cinayet, ağır insan hakları ihlali, gözaltında kayıplar, toplu öldürmeler, ağır işkenceler yaşandı. Meclis çatısı altında kurulan Çözüm Komisyonu’nu oldukça önemsiyoruz. Ancak, tam anlamıyla bir hakikat komisyonu değildir. ‘Siyasi Cinayetler ve Zorla Kaybetmeler Özel Komisyonu’ gibi bir komisyon kurulursa dönemin tanıkları ve yakınlarını kaybedenler dinlenebilir. Bu komisyonun çalışma çerçevesi yasalarla çizilmeli ve komisyon tarafsız, bağımsız kişilerden oluşmalıdır. Komisyon, kamu kurumlarının elindeki bilgilere ulaşılabilir ve bunlar rapor halinde kamuoyu ile paylaşılabilir. Bir hakikat komisyonu gibi çalışabilir. Toplumun hakikatleri bilmeye hakkı var. Böyle bir komisyon aynı zamanda barış ve çözüm komisyonun yükünü de hafifleterek sürece de olumlu katkıda bulunacaktır.
