Gündem
BBC Türkçe

'Siyasi cinayetler' tartışması: AKP'de Kılıçdaroğlu'nun sözleri nasıl yorumlanıyor?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "iktidardan gitmemek için her şeyi yapabileceğini" savunarak, "Siyasi cinayetler kaygım var" sözleriyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "resen soruşturma" başlatması, AKP'de de tartışılıyor. Ankara'dan Ayşe Sayın'ın haberi.

14 Ekim 2021 05:21

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "iktidardan gitmemek için her şeyi yapabileceğini" savunarak, "Siyasi cinayetler kaygım var" sözleriyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "resen soruşturma" başlatması, AKP'de de tartışılıyor.

AKP kulislerinde, Kılıçdaroğlu'nun bu önemli iddiayla ilgili milletvekili dokunulmazlığı olsa da savcılığa bilgi vermesi gerektiğini savunularak, "Eğer elindeki bilgi ve belgeleri savcılığa iletmez veya bir delil sunamazsa, belki hukuken bir yaptırımı olmaz ama siyasi olarak bu iddianın hesabını millete verir" yorumu yapılıyor.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının ardından İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, "Siyasi suikastler yapılacağı yönünde bizim de aldığımız duyumlar var" demişti.

Son olarak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV'de katıldığı programda, kendisine de "dostça uyarılar" geldiğini belirterek, "Hepimizin teyakkuz halinde olması gerekiyor" diyerek tartışmaya katılmıştı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dün "resen" soruşturma başlattığı "siyasi cinayet/suikast" iddialarına Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise tepkili.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan
EPA

'Kaos iktidarlara yaramaz'

AKP kulislerinde, Kılıçdaroğlu'nun sadece Erdoğan'ın muhalefete yönelik "Bunlar daha iyi günleriniz, daha neler olacak neler" ve "Ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz" sözleri üzerinden, "siyasi cinayet" olabileceğini dile getirmesinin "sorumsuzluk" olduğu ve Erdoğan'ı yıpratma amacı taşıdığı savunuluyor.

Muhalefetin, 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki süreçte yaşanan olaylar üzerinden bir okuma yaparak, "kaos senaryosu" ürettiği belirtilerek, "1 Kasım'da seçimi 7 Haziran sonrasında yaşanan kaos ortamı nedeniyle kazanmadık. Seçmen, 7 Haziran'da hükümet kurulamadığını gördü ve siyasi istikrarın yine AK Parti ile sağlanabileceğini düşünerek tercih yaptı. Kaos hiçbir zaman iktidarlara yaramaz, bunu 1990'lı yıllarda gördük" yorumu yapılıyor.

1990'lı yıllarda faili meçhul cinayetler sonrasında enflasyonun fırlayıp, ekonominin çöktüğü anımsatılarak, "Hangi iktidar, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık içinde seçime gitmeyi göze alır?" yorumu yapılıyor.

'İstanbul, Ankara seçimle CHP'ye devredildi'

İktidar partili siyasetçilere göre, muhalefetin "AKP kaybedeceği seçime gitmez" ve "Erdoğan gitmemek için her şeyi yapar" yaklaşımı da dayanaksız bulunuyor.

Türkiye'de hala en iyi işleyen mekanizmalardan birisinin "seçim sistemi" olduğu vurgulanarak, 2019 yerel seçimlerinde AKP'nin 25 yıl aradan sonra İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını "seçimle" CHP'ye devrettiği anımsatılıyor.

'Savcılığa gitmezse, hesabını millete verir'

Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın, Kılıçdaroğlu'nun Mersin'de gazetecilere yaptığı açıklamada dile getirdiği iddiaları ihbar kabul ederek, resen soruşturma açtığına dikkat çekilerek, CHP liderinin, milletvekili dokunulmazlığına karşın, savcılığa ifade vermekten kaçınmaması gerektiği ifade ediliyor.

Parti kulislerinde, "Kılıçdaroğlu'nun, elinde bu yönde bir bilgi ve belge varsa derhal savcılığa vermesi gerekir" görüşü dile getiriliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir