Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, “Anayasalar darbe dönemlerinde yapılıyor diye yağmur duasına çıkar gibi darbe duasına mı çıkacağız” dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, tarihte anayasaların darbe, iç savaş, bölünme ve totaliter dönemlerden kurtulunca yapıldığını belirterek, "Anayasalar darbe dönemlerinde yapılıyor diye oturup yağmur duasına çıkar gibi darbe duasına mı çıkacağız" dedi.
Genç Siviller Platformu’nun düzenlediği "Sivil Anayasa Nasıl Yapılır?" konulu sempozyum, Hotel Midas'ta yapıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Kuzu, Türkiye'de şu anda sivil anayasa yapma konusunun değil, küresel sorunların tartışılması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin yeni kurulmuş bir devlet gibi anayasa tartışması yapmasını üzüntü ile karşıladığını belirtti.
Kuzu, 1982 Anayasası'nın hazırlanırken Anayasa Komisyonu, Danışma Meclisi ve Anayasa Konseyinden geçtiğini, üç kurulun anayasa şekil verdiğini anımsatarak, anayasa yapan sivillerin kafalarının sivil olması gerektiğini, aksi halinde anayasaların sivilleşemeyeceğini söyledi.
İyi anayasaların olağan dönemlerde çoğunluğun bir araya gelmesiyle hazırlanabileceğini anlatan Kuzu, bu şartların Türkiye'de tam olarak sağlanamadığını, bu şartlar oluşmadan sivillerin Türkiye'de anayasa yapamayacağını öne sürdü.
‘Anayasa Mahkemesi engel oluyor’
Mevcut Anayasa'nın 70'e yakın maddesinin değiştiğini, değişikliklere devam edilebileceği gibi mini paketler halinde de anayasa yapmanın mümkün olduğunu ifade eden Kuzu, "Türkiye'de anayasa maddelerinin değiştirilmesinin Anayasa Mahkemesi'nin kararlarıyla imkansız hale geldiğini" savundu.
Tarihte anayasaların ihtilaller, iç savaş, bölünme, totaliter dönemlerden kurtulunduğunda yapıldığını anlatan Kuzu, şöyle konuştu:
"Anayasa yapmak için bu dönemlere mi dönecek Türkiye. Anayasalar darbe dönemlerinde yapılıyor diye oturup yağmur duasına çıkar gibi darbe duasına mı çıkacağız. Bugünkü TBMM bir kurucu meclis sıfatıyla seçilmiş olmadığı halde yeni bir anayasa yapmaya yetkilidir, asli kurucu organ yetkisi kullanabilir. Bunun aksini düşünmek anayasa yapma yetkisini yalnız kurucu meclislere ya da ihtilal sonrasının olağanüstü iktidarlarına tanımak olur ki bu da şiddet yolunu önermek anlamına gelir. Geçmişte böyle düşünen arkadaşlarımız bizim metin ortaya çıktığında hiç ses çıkarmadı."
Kuzu, anayasa taslağının kapalı kapılar ardında yapıldığı eleştirisinin doğru olmadığını, bugüne kadar değişik kurumların hazırladığı taslakların da belli bir heyet tarafından hazırlandıktan sonra tartışmaya açıldığını belirterek, AK Parti'nin akademisyenlere hazırlattığı anayasa taslağını tartışma fırsatı bile bulamadıklarını söyledi.
‘Mahkeme, yetkisi dışına çıktı’
Üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasını öngören Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin ardından "artık maalesef Anayasanın değiştirilmez maddeleri dışındaki maddelerini acaba değiştirebilir miyiz noktasına geldiklerini" ifade eden Kuzu, "Anayasa Mahkemesi yetkisi dışına çıkmıştır, olmayan yetkiyi kullanmıştır. 'Yaptım, oldu' mantığıyla hareket etmiştir. Bu durum karşısında yeni bir metin hazırlamak, değişiklik yapmak çok zor hale gelmiştir. Belki bütün partiler bir araya gelirse, Anayasa Mahkemesine gidilmezse bir umut var. O zaman da ana muhalefet, 'ben bu işte yokum, siz yapın' diyor. Biz yapalım da sende bir yerinde dur o zaman. Hemen Anayasa Mahkemesine gidiyor. Orası zaten bekliyor, gelen metin kuşa çevriliyor. Metin midir, değişiklik midir bilinmiyor" diye konuştu.
Sempozyumda oturum başkanı olan DTP Muş Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Sırrı Sakık da oturum öncesi yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana kadar kavgaların bitmediğini, Türkiye'nin zenginleşmediğini öne sürdü. Sakık, "Bugünkü anayasanın bir askeri anayasa olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama anayasanın değiştirilmesi için ortak çaba sarf etmiyoruz. Türban ile ilgili 411 rakamını hepimiz biliyoruz. Türkiye'de hepimizin ortaklaşması gerekir" dedi.