T24 - Başbakan Erdoğan, Sivas'a gittiğinde birçok kez 18 yaşında, 19 yaşında, 15 yaşındaki kız çocuklarının babalarının hiçbir taksiratı olmadığı halde idama mahkum oldukları için hüngür hüngür ağladığını anlatarak, ''Bunları göz ardı etmek suretiyle burada tek tarafa ben siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Bu tür ideolojik yaklaşımlar yanlış. Ankara Adalet Sarayı'nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir fraksiyonun, ideolojinin borazanlığını yapmayı doğru bulmuyorum'' diye konuştu.
Erdoğan, cuma namazını evinin bulunduğu Subayevleri Mahallesi'ndeki Aksa Camisi'nde kıldı. Namazın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Afganistan'ın başkenti Kabil'in 5 kilometre kuzeyinde bu sabah iki helikopterin kalktığını, bunlardan önde olanın bir apartmanın üzerine düştüğünü söyledi.
Düşme nedeninin kendilerine net olarak ulaşmadığını ifade eden Erdoğan, ''Düşme esnasında subay, astsubay, uzman er, erbaş olmak üzere 12 kardeşimiz malesef şehit oldu'' dedi.
Şehit askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyen Erdoğan, ''Tüm milletimizin de başı sağolsun, şehadet mertebesinde olan kardeşlerimizin makamı ali olsun diyorum'' şeklinde konuştu.
Erdoğan, helikopterin çarptığı apartmanda 5-6 sivilin de hayatın kaybettiğini ifade ederek, gerek Genelkurmay Başkanı gerek Dışişleri Bakanı ve Müsteşarı'ndan aldığı son bilgilerin bu şekilde olduğunu söyledi.
Suriye'deki olaylar
Bir gazetecinin Dışişleri Bakanlığı'nın Suriye'deki Türk vatandaşlarının Türkiye'ye dönmeleri yönünde çağrıda bulunduğunu anımsatarak, ''Bölgede yeni bir durum mu söz konusu''şeklindeki sorusunu Erdoğan, şöyle yanıtladı:
''Şu anda bütün durumun değerlendirmesine yapıyoruz. İfade ettiğiniz konu bu değerlendirmelerimizin içerisinde var. Burada büyükelçimizin geri çağrılmasından tutun oradaki Türk vatandaşlarımıza varıncaya kadar değerlendirmelerimizin hepsini yapıyoruz.
Şu anda Kilis tarafındaki hazırlıklarımız bitmek üzere. Buradaki hazırlıklarımız bittiği anda da Hatay'daki çadır kenti konteyner kente taşımak suretiyle, gerek ibadethaneleri gerek okulları gerekse sosyal donatı alanlarıyla, daha önce hac konaklama merkezi olarak kullanılan bu merkezi ilk etepta 20 bin kişilik ufak bir şehir oluşturuyoruz.''
Yapılan çalışmalar içerisinde Suriye sınırında tampon bölge ya da güvenli bölge oluşturulup oluşturulmama konusunun da bulunduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Olaya tekdüze bakmak yanlış olur, birçok alternatifler değerlendirilerek çalışmalar yapılıyor. Şu anda ABD ve Rusya'nın birlikte oluşturmakta oldukları bir metin de var. Bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne gelecek, bu metin de nedir ne değildir onu da göreceğiz. Onun üzerinde de ayrıca çalışmamız var. Hepsinden öte 2 Nisan'da Suriye'nin Dostları Grubu olarak İstanbul Zirvesi var. İstanbul Zirvesi'nde Arap Ligi ve BM bir araya geliyoruz. Orada bu işi, çok geniş çaplı ama çok daha sonuca yönelik bir zirve olarak toplantı yapmayı planlıyoruz, şu anda onun ön çalışmalarını da Dışişleri Bakanımız yürütüyor. Bu çalışmayla birlikte inanıyorum ki İstanbul Zirvesi geleceğe yönelik çok daha farklı neticeleri oluşturacaktır.''
Meşal ile görüşmesi
Başbakan Erdoğan Hamas Lideri Halid Meşal ile bir görüşme yapacağını, görüşmede birinci derecede Filistin meselesinin ele alınacağını anlattı.
Erdoğan, Filistin'de Hamas ve El-Fetih arasında olumlu gelişmeler yaşandığını, bu konunun üzerinde de duracaklarını ve bölgeyi değerlendirme fırsatı yakaladıklarını kaydetti.
Sivas Davası
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sivas davasının zaman aşımına uğramadığını, davada 33 kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olduğunu belirterek, ''Tek tarafa ben siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Bu tür ideolojik yaklaşımlar yanlış. Ankara Adalet Sarayı'nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir fraksiyonun, ideolojinin borazanlığını yapmayı doğru bulmuyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Cuma namazını evinin bulunduğu Subayevleri'ndeki Aksa Camii'nde kıldı.
Namaz çıkışında gazetelerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Sivas davasıyla ilgili zaman aşımı kararının ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ihlali olan kamu görevlileri hakkında soruşturma açılabileceğine yönelik açıklamaları olduğunun anımsatılması üzerine, bu açıklamaların yargılama süreci içerisindeki değerlendirmeler olduğunu söyledi.
Türkiye'de şuanda aradan 30 yıl geçmesine rağmen 12 Eylül'de yaşananların da masaya yatırıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şuanda 5 kişinin zaman aşımı konuşuluyor. 'Sivas Davası zaman aşımına uğradı' ifadesini ben çok yanlış buluyorum. Sivas davası zaman aşımına uğramamıştır, 5 kişiyle alakalı zaman aşımı vardır. Sivas davasının içerisinde şuanda idama mahkum olduğu halde idam kalktığı için ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olan 33 kişi var. Bunun dışında ağır hapis cezasıyla cezalandırılmış onlarca kişi var. Bunlar hep gözden kaçırılıyor, saptırılıyor. Burada çok ciddi yanlışlar var.''
Başbakan Erdoğan, Sivas'a gittiğinde birçok kez 18 yaşında, 19 yaşında, 15 yaşındaki kız çocuklarının babalarının hiçbir taksiratı olmadığı halde idama mahkum oldukları için hüngür hüngür ağladığını anlatarak, ''Bunları göz ardı etmek suretiyle burada tek tarafa ben siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Bu tür ideolojik yaklaşımlar yanlış. Ankara Adalet Sarayı'nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir fraksiyonun, ideolojinin borazanlığını yapmayı doğru bulmuyorum'' diye konuştu.
Sivas davasından 33 kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Zaman aşımıyla ilgili olarak bu ülkede DHKPC'den, TİKKO'dan bunca insan zaman aşımına uğramıştır. Bunlar dışarıdadır şuanda. Efendim neymiş; 'Hizbullah da zaman aşımına uğramış' ne oldu? Hizbullah'tan, zaman aşımından çıktılar, bir kısmı yakalandı, bir kısmı tekrar içeride, bir kısmı şuanda kaçıyor. Hizbullah zaman aşımına bundan dolayı uğramamıştır, bu noktada da değildir. Bunu da böyle görmemiz lazım, değerlendirmeleri yaparken haksızlık yapmayalım diyorum'' dedi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması
Başbakan Erdoğan, ana muhalefet partisinin zorunlu eğitimin 12 yılla çıkartılmasına ilişkin çalışmaların ''yok hükmünde'' olduğuna dair iddiaları olduğunun anımsatılması üzerine, bu iddianın gerçekleri ve içtüzük hükümlerini bağlamadığını söyledi.
TBMM İçtüzüğü'nde her şeyin açık ve net olduğunu, yapılanların hepsinin içtüzüğe göre yapıldığını, neticelendirildiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Gerek ana muhalefet, gerek diğer muhalefetin söyledikleriyle bu Meclis, onların gayri hukuki istekleri doğrultusunda yürümeyecektir. Burada çok açık, net her şey ortadadır. Bir tarafta 326 sayısı vardır, bunun karşısındaki sayı da ortadadır ve bu sayı, diğer sayının yarısı kadardır. Yarısı kadar bir sayı 326'ya egemenlik tesis etmeye gayret etmektedir. Demokraside ölçü bu değildir, biz azınlığı çoğunluğa, çoğunluğu azınlığa... Aradaki dengeyi kuran partiyiz. Çoğunluğun azınlığa tahakkümünü istemeyiz, ama kalkıp azınlığında eline bant tankını alıp komisyon başkanını vurmak suretiyle, ona saldırmak suretiyle oradan netice çıkartmasına müsaade etmeyiz.''
Başbakan Erdoğan, İran'a gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine de nükleer zirveye katılmak için gideceği Güney Kore'den dönerken İran'a uğrayacağını, bu ülkede görüşmelerin en üst düzeyde, Ayetullah Hamaney'e varıncaya kadar gerçekleştireceğini söyledi.