Şırnak’taki 1 No'lu Kömür Ocağı'nda, 17 Ekim'de yaşanan göçükte 8 işçinin yaşamını yitirmesinin ardından gözler yeniden bölgedeki maden işçilerinin çalışma koşullarına çevrildi. Kentin neredeyse tek istihdam alanı olan ve işçiler tarafından ‘Ölüm kuyuları’ olarak adlandırılan saha, Şırnak, Silopi, Cizre üçgeni ile Uludere kırsalına kadar uzanıyor. Mezopotamya Ajansı'ndan Mehmet Şah Oruç ve Cihan Ölmez'in izlenim haberinde işçilerin yaklaşık 1 buçuk metre çapındaki kuyudan, halat yardımıyla ocağa indiği aktarıldı. Haberde, "tünele sürtüne sürtüne yapılan yolculuğun kör karanlığı yaşattığı" belirtildi.
Şırnak'taki kömür ocağı sahasının bir kısmında açık hava işletmeciliği yapılırken, bir kısmında ise bölge halkının kendi imkan ve deneyimleriyle yaptığı ‘kuyu’ tarzı ocaklar bulunuyor. Büyük şirketler iş makineleri ile çalışırken, küçük işletmeler kazma ve kürek ile kömür çıkarıyor.
Evrensel'de yer alan haber aynen şöyle:
Kazma kürek ile kömür çıkarılıyor
Ölümü göze alarak kuyulara inen işçiler, yüzlerce metre yükseklikteki kaya parçalarının altında bulunan eksvatörler aracılığıyla kömürü kamyonlara yüklüyor. Çıkan kömür taşeron firmalar tarafından Şırnak-Cizre karayolu üzerinde bulunan sahalara taşınıyor ve buradan piyasaya sürülüyor. Bireysel imkanlarla yerin 100 ile 120 metre derinliklerinden çıkartılan kömür ise, tamamen ilkel yöntemlerle çıkartılıyor. Şirketlerde çalışan işçilerin büyük çoğunluğu sigortalı iken, kuyu tarzı küçük ocaklarda çalışan işçilerin neredeyse tamamı sigortasız. Şirketlerde çalışan işçilerin çalışma saati yaklaşık 12-13 iken, kuyu tarzı ocaklarda bu süre 8 saatte düşüyor.
Yiyecekler akşamdan hazırlanıyor
Güne sabahın 5 buçuğunda başlayan işçiler, kahvaltıdan sonra akşamdan hazırladıkları peynir, ekmek, domates, zeytin veya diğer günün akşamından kalan yemekleri kumanya yapılıp, servise biniyor. Bir saatlik şehir turunun ardından kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta bulunan Dağkonak (Nerex) köyüne doğru yola çıkılıyor. Güzergah boyunca asker ve polis kontrol noktalarını geçtikten sonra köye varan işçiler, geriye kalan 8 kilometrelik yolu traktörlerle devam etmek zorunda.
Düşmemek için birbirlerine sarılıyorlar
Gün içerisinde su ihtiyaçlarını mola verilen köyde sağlayan işçiler, doldurdukları bidonları traktörün römorkuna yüklüyor. Stabilize ve çukurlarla dolu yolculuk tozu ve toprağa katıyor. 15 kişinin bindiği traktör römorkunda düşmemek için bir elleriyle su bidonlarını tutan işçiler, diğer elleriyle de birbirlerine sarılıyor. İnişli çıkışlı 20 dakikalık yoluculuk sonrası kömür mesaisi başlıyor.
İşçiler tehlikenin farkında
Her bir kuyuda 8 ile 10 arasında işçi çalışıyor. İş makineleriyle kömür çıkarılan sahada ise teraslama çalışması yapılmadığından dolayı oluşan falezler (yüksek eğim) göze çarpıyor. Kopmuş büyük kaya parçaları ve iş makineleri arasında çalışan işçiler, tehlikenin farkında olduklarını ancak başka çarelerinin de olmadığını dile getiriyor. İşçiler, kendilerinin girdiği ocaklarda daha detaylı görüntüleme isteğimizi ise ‘tehlikeli’ diye reddetti.
"Haberi yapsanız bile koşullarımız değişmeyecek"
Çalışma koşullarına dikkat çekme koşuluyla görüntü çekimine izni veren işçilerin en büyük korkusu, tek geçim kaynaklarının kapatılması. “Siz haberi yapsanız bile koşullarımız düzelmeyecek. Devlet bu ocakları kapatmak için gerekçe arıyor. Biz ölümü göze alarak çalışıyoruz. Başka çaremiz yok. Alın terimiz ile çalışıyoruz” diyen işçiler, kentin ekonomik durumuna dikkat çekiyor.
Sıra tehlikeli inişte
Kuyulardan ocaklara inmek için bir takım hazırlık yapan işçiler, ilk olarak bir önceki günden çıkartılan 100 ile 120 kiloluk kömür bidonlarını yanaşan traktöre boşaltıyor. Ardından, 120 metre derinlikte olan tünele girmek için asansör halatına bağlanan ipi üzerine geçiren işçiler, yaklaşık 1 buçuk metre çapındaki kuyudan, halat yardımıyla ocağa iniyor. Alışılmış tehlikeli yolculuğu adeta oyun gibi gören işçiler, tek tek yer altına iniyor. Kömürün çıkarıldığı tezgahtaki iki işçi ile halatlı asansörü kullanan bir işçi dışındaki tüm işçiler, ölüm kuyularına iniyor.
Bir dakikalık karanlık iniş
Onlar için rutinleşmiş ve gün içinde birkaç kez tekrarlanan halatlı iniş sırası bize geldiğinde, bilinmezliğin verdiği endişe hissi artıyor. “Gazetecileri indiriyoruz. Dikkat edin” uyarısı sonrası bir dakikalık yolculuk son buluyor. Asansör halatı ve tünele sürtüne sürtüne yapılan yolculuk, kör karanlığı yaşatıyor.
Nemli tavandan su damlıyor
Karanlık kuyuda kömür bidonlarını dolduran iki işçinin karşılaması ile yüksekliği 170 -180, genişliği 110-120 santimetre olan labirent şeklindeki alanda yüksek nem kokusuna maruz kalıyoruz. Tavanda oluşan su damlacıkları arasında 50 metre yürüdükten sonra el arabaları ile kömür taşıyan iki işçiyle selamlaşıyoruz. Büyük kömürler parçaları balyoz ile parçalandıktan sonra el arabaları ile kuyunun başladığı noktaya götürülüyor. Daha sonra bidonlara yüklenen kömür yine halat yardımı ile yukarıya çıkarılıyor.
Yaklaşık 3 el arabası ağırlığında olan bidonlar ise tezgah üzerindeki 2 işçi tarafından tezgaha yanaşan traktörün römorkuna boşaltıyor. Yaklaşık 15 bidon yükün ardından kömür, 500 metre uzaklıktaki sahaya taşınıyor.
"Klimadan havalandırılıyor"
İş güvenliği için bilimsel hiçbir önlemin olmadığı kuyuda, hava sirkülasyonu açılan bir başka bacadan sağlanıyor. Tüneldeki havanın soğukluğunu ‘klima’ olarak tarif eden işçiler, yerin derinliklerinde her 33 metrede bir artan hava sıcaklığından kaynaklı atletle çalışmalarını sürdürüyor. Kuyularda, yer yer geçmişte yaşanmış göçükler göze çarpıyor. Göçükler yine işçilerin kendi imkanlarıyla onarılmış durumda.
Tek eğlenceleri şakalar
Dört saatlik çalışmanın ardından 110 metre yerin altında yemek ve çay molası veren işçiler, piknik tüp ile çay kaynatıyor. İş bölümü şeklinde kimisi bardak, şeker hazırlarken kimisi de kumanyalara konulmuş yemekleri çıkarıyor. Geçim sıkıntısı, günlük hayat akışı ve tek eğlenceleri birbirlerine yaptıkları şakalar olan işçiler, yemekten sonra saat 15.00’e kadar aralıksız çalışıyor. Gün içerisinde gösterilen performansa bağlı olarak günde ortalama 15 römork kömür çıkaran işçiler, bir sonraki gün için evlerinin yolunu tutuyor.
Çoğu sigortasız olan işçilerin günlük yevmiyeleri ise yalnızca 70 lira.