Dünya
Deutsche Welle

Sırbistan'da soykırım tartışması

Bosna'nın Srebrenitsa kentinde bundan tam 20 yıl önce yaklaşık 8 bin erkek Sırp birlikleri tarafından öldürülmüştü. Sırp halkı, bu katliamın 'soykırım' olarak nitelendirilmesi konusunda ikiye bölünmüş durumda.

10 Temmuz 2015 11:21


Sırbistan başbakanı Aleksandar Vuçiç daha birkaç yıl öncesine kadar savaş suçu zanlısı Ratko Mladiç'in adını taşıyan sokak tabelaları asıyordu. Vuçiç'in, Bosnalı Sırpların eski generali Mladiç'in Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde soykırım suçlamasıyla yargılanmasına kameralar karşısında verdiği destek sadece sembolik bir anlam taşıyor.

Eski Yugoslavya döneminde 11 Temmuz 1995'te Sırp birliklerinin başlattığı katliamda yaklaşık 8 bin Müslüman Boşnak erkek, o dönemde BM'nin koruması altındaki Srebrenitsa'da öldürülmüştü. Katliam, uluslararası yargı tarafından 'soykırım' olarak nitelendirilirken Sırbistan'da bu konuda ortak bir görüş yok.

"Masum kurbanların anısına"

Srebrenitsa'ndaki kitlesel infazın soykırım olarak nitelendirilmesi, Sırbistan'da son haftalarda yoğun tartışmalara yol açtı. Yedi yıl önce partisini ve savunduğu politikaları değiştiren ve bir Avrupa Birliği destekçisi olarak iktidara gelen Başbakan Aleksandar Vuçiç de Srebrenitsa ile ilgili olarak soykırım ifadesini kullanmaktan kaçınıyor.

Hükümetle ilgili eleştirel bir tavır takınan haftalık Vreme adlı gazeteden Filip Şvarm, "Sırbistan'da hakim olan görüş, bir katliam ve savaş suçu söz konusu, ancak bu kesinlikle bir soykırım değil" değerlendirmesini yapıyor. Şvarm, yönetimdeki hiçbir politikacının soykırım ifadesini kullanmadığını ve bu konuda partiler üstü bir tutum sergilendiğini ifade ediyor.

Yıllarca saklandılar

Sırp politikası ve yargısının savaş suçu zanlılarını mahkeme karşısına çıkarması da yıllar boyunca pek kolay olmadı. Adı Srebrenitsa'da işlenen suçlarla özdeşleşen iki ünlü isim Avrupa Birliği'nin yoğun baskısı sonucu 2008 ve 2011 yıllarında yakalanarak adalete teslim edildi. Bosna'daki Sırp cumhuriyetinin eski lideri Radovan Karaçiç'in sahte kimlikle Belgrad'ın ortasında yaşadığı ve alternatif tıpla uğraştığı ortaya çıkmış, eski general Mladiç de Sırbistan'ın kuzeyindeki bir köyde yakalanmıştı. Birçok gözlemci, her iki zanlının da Sırp güvenlik çevrelerinden aldıkları destekle yıllar boyunca saklanabildiği inancında.

Mladiç ve Karaçiç'in tutuklanmaları, Sırbistan'da milliyetçi cephenin protesto gösterileri düzenlemesine yol açmış, gösterilerde şiddet olayları da meydana gelmişti.

Ancak aynı tepki bugün pek hissedilmiyor. Bir basın toplantısında Srebrenitsa'nın masum kurbanlarının anısı karşısında eğilmeye hazır olduğunu söyleyen Başbakan Vuçiç'in açıklamaları canlı yayınla kamuoyuna aktarıldı. Vuçiç, Srebrenitsa'da katliamın 20'inci yılında 11 Temmuz'da düzenlenecek anma törenine de uzun bir süre düşündükten sonra katılacağını açıkladı.

"Suçlu halk", "kurban halk"

Srebrenitsa'daki anma törenlerine Sırp politikacılar katılamıyor. Bu amaçla bir imza kampanyası başlatan Belgradlı öğrenci Nenad Uzelac, Sırbistan ve Bosna Hersek'deki küçük Sırp cumhuriyetinden Sırp halkının 'soykırım suçlusu' olarak damgalanmaması için imza topluyor. Srebrenitsa'daki katliamın soykırım olmadığını savunan Uzelac, buna gerekçe olarak da kadınların, çocukların ve yaşlı insanların öldürülmemesini gösteriyor.

Yazar ve bloger Vladimir Tabaşeviç de her iki tarafın siyasi aktörlerinin Srebrenitsa'yı kullandığını ve Sırpların 'suçlu halk' Bosnalı Müslümanların da 'kurban halk' olarak gösterildiğini söylüyor. Tabaşeviç, "Siyaset, sahte bir ulusalcı antagonizm kurguluyor, böylece iş ve ekmek sorularından kaçıyor" değerlendirmesini yapıyor.

Sırbistan'daki bazı aktivistler de geçmişle yüzleşilmeden geleceğe bakılamayacağını savunuyor. Gazeteci Duşan Maşiç, 11 Temmuz'da halkı Sırp parlamentosunun önünde toplanak yere uzanmaya ve Srebrenitsa'da ölenleri anmaya çağırdı. Bu çağrısıyla ülkede tartışmalara yol açan Maşiç, bu eyleme politikacıları da davet etti.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle