Gündem

Sınıf başkanı kızların öğretmeninden mektup

Geçtiğimiz haftalarda bir video paylaşım sitesinde yayınlanan görüntüleriyle tanınan iki küçük kızın öğretmeni bir mektup yazdı.

08 Şubat 2010 02:00

T24-  Geçtiğimiz haftalarda bir  video paylaşım sitesinde yayınlanan görüntüleriyle tanınan iki küçük kızın öğretmeni bir mektup yazdı.




Yeni Şafak gazetesinden Fatma K. Barbarosoğlu'na gönderilen mektubun yer aldığı haber şöyle:



Geçen hafta "sınıf başkanı kızlar" videosuna dair yazmıştım. Sınıf başkanı kızların öğretmeni Cemal Aykaç'tan bir mektup aldım.


Fatma Hanım,


Öncelikle konu nasıl gündeme geldi açıklayayım.


Fotoğraf çekme, video vb. uğraşıları yıllardır yaparım. Hatıraya çok önem veririm. Bu sınıfı bu sene okutmaya başladım. Haliyle yarıyıl hatırası olarak hem fotoğraf hem de video çekmeyi düşündüm. Çocuklara da sene sonunda hepinize bu görüntüleri vereceğim diye söyledim. Aynı gün karne tatiline girildiği için çocuğun durumunu idareye bildiremedim. Gerçi bir botu kendi imkânlarımla da alabilirdim. Tatile girdik. 2-3 gün sonra kızım haberim olmadan bu videoyu arkadaşlarıyla paylaşmış.


Bu sınıfı bu yıl okutmaya başladım. 3 senede 4. öğretmenleriydim. Matematikleri çok zayıftı. Çarpım tablosunu 3'lere kadar biliyorlardı. 4 ayın sonunda kendi özgüvenin kazanmış karşısındaki öğrencilere çocuklar diye hitap ederek... Matematik problemi kurabilen anlatan, sorgulayan bir öğrenci topluluğu meydana getirdim. Tabii ki her sınıfta olduğu gibi 7-8 kişi bu gruba dahil değil. Sınıfım 31 kişidir.


Müfredat programının çok üstünde hatta 5. sınıf seviyesi diyebiliriz. Öğrencilerimin birçoğu katrilyonlu sayıları yazar ve okurlar. Zihinden soru çözerler. Örneğin Havva, 20'nin 4'te 3'ünün 4 katının 7 fazlası kaçtır dediğimde 67'dir cevabını verebiliyor. 70 soruyu karne tatili için hazırlamıştım. Üstelik bu sorular 5. sınıf sorularıydı ama Havva bir gecede yapmış getirmiş.


Sınıfa tatlı bir rekabet ortamı getirdim. Süper başkan olabilmek için matematikten en yüksek notu almak gerekiyor. Süper başkan olan ise ders anlatır. Arkadaşlarının derslerini kontrol eder, onlara yıldız verir. Büyük başkan sınıfı susturur. Başkanlar ise gruplarındaki arkadaşlarıyla ilgilenir. İstediği halde başaramayan yani sözel yönü ağır basanlara da temizlik başkanlığı, sıra başkanlığı vb. başkanlıklar veririm. Her öğrenci tahtaya kalkınca kendini tanıtır. Kendisini dinlemelerini çiçek olmalarını ister.


Çocuklara paylaşmayı öğretirim. Kantinden aldıkları yiyecekleri mutlaka paylaşmalarını isterim. Velhasıl eğitimin temelinin sevgi olduğuna inanlardanım.


Biliyorsunuz Bursa Valiliği öğretmen hakkında soruşturma açtı. Soruşturma üzerinden kamuoyu ikiye ayrıldı. Bir tarafta Cemal öğretmeni kahraman ilan edelim diyenler var, bir tarafta da öğrencilerin görüntüleri nasıl olur da internet ortamına düşer diyerek disiplin cezası bekleyenler.



Kahraman ilan edenler hikâyeyi sondan geriye doğru yazıyor


Çocukların öğretmenleri tarafından çekilmiş olan görüntülerinin internete düşmesi ile beraber Gizem'in ailesine yardım yapıldı. Gizem'in hayat şartlarından haberimiz olmasa idi ona yardım imkânı da bulamayacaktık. Öğretmeni kahraman ilan etmek isteyenlerin görüşü bu.


Benim itirazım tam da bu noktada. Yardıma muhtaç olanları, bizim yani ekran uzaklığına sahip olanların görmesi gerekmiyor. Çünkü bu başka türlü sömürülere imkân tanıyor. Fakirliği bir vitrin gibi sunarak dokuz ayrı yerden yardım alanların hikâyesini bizzat AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara'dan dinlemişliğim var.


Fakirliğin değişen boyutları üzerinde uzun uzun durmamız gerekiyor. Valilik kendi yetki alanı içinde öğretmen hakkında soruşturma açtı. İçişleri Bakanlığı'nın da valilik hakkında soruşturma açması gerektiğini düşünüyorum. Neden? Özal zamanında kurulmuş, birtakım çevrelerin Fak Fuk Fon diyerek alay ettikleri, her il bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı var. Valiler bu vakıf kanalı ile vatandaşların hayat şartlarının kalitesini arttıracak imkânlara sahip. Bu olayın gündeme geldiği hafta hatırlayacaksınız Başbakanımız valiler ile toplantı yaparak bacası tütmeyen tek ev kalmayacak demişti.


Gizem'in ailesinin anlattıklarına bakacak olursak, aile hiçbir şekilde valiliğe ulaşamamış. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı'nın Bursa Valisi'ne vatandaş neden sana ulaşamıyor sorusunu sorması gerekiyor.


Valiliğin yardıma muhtaç vatandaşların kendisine ulaşmasını engelleyen düzeneği tespit edip, buna bir çözüm bulması gerekiyor. Yani onun da kendinden sonraki halka hakkında soruşturma açması gerekiyor.


Cemal öğretmen hakkında soruşturma açılma meselesini gelince...Görüntü teknolojilerinin nasıl farklı amaçlarla kullanıldığına dair öğretmenler felsefi, sosyolojik açıdan bilgilendirilmeli ki, konulan kurallara uymak konusunda en yüksek verim alınabilsin.


Cemal öğretmen "hatıraya çok önem verdiğini" söylüyor. Doğrudur hatıralarımıza önem veririz. Sorun şu ki, bizim hatıralarımız internet ortamında yayınlanmaya başlandığında hatıra olmaktan çıkarak "malzeme"ye dönüşüyor.


Öğretmenler felsefi, sosyolojik açıdan bilgilendirilmeli dedim de... Galiba bu artık mümkün değil. YÖK felsefe eğitimini Açık Öğretim'e kadar indirdi. İndirdi kelimesinin altını lütfen çiziniz. Buradan devam edeceğiz çünkü.