Ekonomi

Şimşek: İşsizlikteki düşüş yavaşlayacak

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yılın ikinci yarısında ekonomik yavaşlamayla beraber işsizlik oranının azalmasında da bir yavaşlama görülebileceğini söyledi.

15 Eylül 2011 03:00

 T24- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yılın ikinci yarısında ekonomik yavaşlamayla beraber işsizlik oranının azalmasında da bir yavaşlama görülebileceğini söyledi. 2012 yılında bütün dağıtım şirketlerinin özelleştirildiği, özel tarafından işletildiği bir dönemi öngördüklerini söyleyen Şimşek, Başkentgaz'da ihale sürecinin başladığını, taleplerin güçlü olduğunu açıklayarak, "10 şirket başlangıçta ilgi gösterdi" dedi.
 

Şimşek, "East Capital Konferansı" sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İstihdam rakamlarının, ekonomideki yavaşlamayla birlikte nasıl olacağının sorulması üzerine Bakan Şimşek, istihdam artışının çok etkileyici olduğunu, 2007'den bu yana 3,5 milyon istihdam oluşturduklarını, bunun dünyada ve Avrupa'da eşi ve benzerinin az olduğunu söyledi. İstihdamda son iki yıldır ciddi bir iyileşme söz konusu olduğunu kaydeden Şimşek, işsizlik rakamlarının tek haneye düşmesinin cesaret verdiği, önemli olanın mevsimsel etkilerden arındırılmış rakamlar olduğuna vurgu yaptı. 

 

ABD’de 14 milyon kişi işsiz kaldı 

 

İşgücüne katılımın yüzde 50'yi aştığını, işsizliğin yüzde 9,2'ye gerilediğini belirten Şimşek, "Bu anlamda işgücüne katılımın artması, Türkiye için bir kazanımdır. Kadınların işgücüne katılımı önemli. İstihdamın artması, Türkiye'nin büyümesinin ardında güçlü dinamikler olduğunun göstergesi. ABD'de 14 milyon insan işini kaybetti, buhranvari bir işgücü piyasasına tanıklık ediyoruz. İkinci yarıda ekonomik yavaşlamayla beraber işsizlik oranının azalmasında da bir yavaşlama görülebilir" dedi. 
 

Bütçe açığının fazla vermesinin hatırlatılması üzerine Şimşek, burada siyasi istikrar ve doğru politikaların önemli rol oynadığına dikkat çekerek, "Bütçe seçim yılı olmasına rağmen iyi bir performans ortaya koydu. Bunda yeni yapılandırmanın büyük etkisi var. Buradan 5,5 milyar TL gibi bir rakam geldi. Tabi bunun yanında büyümenin de büyük etkisi olduğunu söylemeliyiz" dedi. Bütçenin bu noktalarda olmasında kayıt dışılıkla mücadelemizin proaktif yaklaşımların önemli bir payı olduğunu söyleyen Şimşek, "Tabi gelecek de bizim için önemli, dünyanın gidişatı da. Biz, borcun ve bütçe açığının milli gelire oranını aşağıda tutmak istiyoruz. Buradan artanı, insanımıza, ülkemize, alt yapı yatırımına ve Ar-Ge yatırımlarına kullanmak istiyoruz" dedi. 
 

Kredi derecelendirme kuruluşlarının hala, Türkiye'nin kredi notunu artırmadığının hatırlatılması üzerine Bakan Şimşek, "Türkiye'ye karşı haksız bir uygulama olduğu ortada. Bu aslında bizim açımızdan değil, kendileri açısından büyük bir talihsizlik. Burada asıl kredibilite kaybına uğrayan, kredi kaybeden, Türkiye değil, kredi derecelendirme kuruluşları" açıklamasında bulundu. 

 

Piyasalar 1 yıl sonrasına odaklandı

 

Türkiye'deki göstergelerini iyi olmasına karşın, piyasaların neden hala dalgalı seyir izlediğinin sorulması üzerine Şimşek, piyasaların genellikle 6 ay, 1 yıl sonrasına odaklandığını, Avrupa'da borç krizi olduğunu, bu borç krizinin bankalara yansıma riski bulunduğunu söyledi.
 

Şimşek, "Problemli olan ülkelerin tahvilleri kimin elindedir" sorusuna, Alman, Fransız, İtalyan bankalarının öne çıktığına işaret ederek, "Dolayısıyla, eğer bu ülkelerin herhangi bir şekilde borçlarını ödemedeki riski artarsa, bu bankaların da zarar yazma riski artıyor. Şu anda piyasalar, bir anlamda bu gelişmelerden dolayı ve Avrupa'daki liderlerin bu sorunu çözmede kararlı davranamamalarından dolayı, global büyüme beklentilerini aşağı çektiklerini görüyorsunuz. Beklentiler düştüğünde genelde, gelişmekte olan ülkelerin varlıklarından yatırımcılar kaçar. Ancak ortalık yatışınca temelleri sağlam ülkeler taktir edilir. Bu böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Kısa vadede çok ciddi belirsizliklerin olduğunu tabi ki kabullenmek lazım. Bu belirsizlikler global büyüme beklentilerini olumsuz etkiliyor. Global büyüme beklentilerinin olumsuz seyir izlemesi, Türkiye'ye de olumsuz yansıyor. Yoksa Türkiye'nin kendine özgü sorunlarından kaynaklanmıyor" karşılığını verdi. 
 

Hükümet olarak cari açık problemine çok hassas olduklarını söyleyen Şimşek, bunun yapısal bir sorun olduğunu, gecelik kolaycı çözümleri bulunmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
 

"İnsana ve alt yapıya yatırımdan, enerjide dışa bağımlılığı azaltmaktan, yeni teşvik sistemine kadar bir sürü diğer faktöre kadar, Türkiye'nin orta ve uzun vadeli çözüm perspektifini ben, uluslararası yatırımcılarla paylaştım. Türkiye'ye ilişkin ben çok ciddi kaygılarının olduğu kanaatinde değilim, ancak kısa vadede bu belirsizlikler hem Türkiye'yi, hem dünyayı etkiliyor. Türkiye'nin bu konjonktürde yüksek bir cari açığının olması, yüksek bir finansman ihtiyacının olması, tabi ki bir nebze olsun olumsuz etkiliyor demek doğru olur."

 

‘Cari açık daralabilir’

 

Ekonomide daralmaya ilişkin bir soru üzerine Şimşek, "İç talep yılın ilk yarısında çok güçlüydü, Fakat son dönemde ortaya çıkan verilen ciddi yavaşlama olduğunu gösteriyor. Bu çerçevede gerek kurdaki düzelme, gerek iç talepteki yavaşlama, gerekse dünya petrol fiyatlarında Libya'nın tekrar üretime başlamasıyla ben Türkiye'nin cari açığının, daralmaya başlayacağını, cari açık sorunun aslında geçmişe ait bir sorun olduğunu ifade ettim. Fakat orta-uzun vadede cari açığın çok daha kalıcı bir şekilde yönetilebilmesi için yapısal reform gündeminden bahsettim" açıklamasında bulundu.

 
Şimşek, "Elektrik dağıtım ihalelerinde ne olacak? Başkentgaz ihalesi ne zaman yapılacak" sorusuna, "Özelleştirme İdaresi için 2010 yılı başarılı bir yıldı. Biz çok şeffaf, halka açık, rekabetçi bir ortamda özellikle, çok önemli yapısal bir reform olarak gördüğüm enerji dağıtım şebekelerinin özelleştirmesinde başarı gösterdik. Maalesef şirketlerin taahhütlerini yerine getirmede bir sorunla karşılaştık. O nedenle muhtemelen biz, şu anda ikincilerle temas halindeyiz, sonrada üçüncülerle temasa geçeceğiz. Fakat olur da ilk üçe girenlerden kimse, herhangi bir dağıtım bölgesiyle ilgili taahhütlerini yerine getiremezse biz tekrar ihaleye çıkarız. Yani 2012 yılında biz tekrar, bütün dağıtım şirketlerinin özelleştirildiği özel sektör tarafından işletildiği bir dönemi öngörüyoruz. Bu önemlidir. Hem kayıp kaçakların azaltılması için, hem de devletin, alacaklarını toplamada çok güçlü olmadığını herkes biliyor, özellikle TEDAŞ'ın alacaklarını toplayıp, bunu EÜAŞ'a, EÜAŞ'ın da BOTAŞ'a ve dolayısıyla enerji sektöründeki sıkıntıların aşılmasında bir yapısal reform olarak önemlidir" yanıtını verdi.


Başkentgaz'ın ihale sürecinin başladığını, taleplerin güçlü olduğunu açıklayan Şimşek, "10 şirket başlangıçta ilgi gösterdi. İnanıyorum Türkiye başarılı olacak. Özelleştirme İdaresi'ne söyledim, bunu bir gelir olarak şu anda görmüyoruz, daha çok bir yapısal reform olarak görüyoruz. O işi nasıl daha iyi yaparız, vatandaşa nasıl daha iyi hizmet sağlarız, bizim derdimiz o. Bizim için önemli olan enerji arz güvenliğidir. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasıdır. Daha çok yatırımın gelmesidir, özel sektöre devirler bunu sağlayacaksa, bu Türkiye'nin menfaatinedir. O çerçevede bu işi götürmeye devam edeceğiz" dedi.
 

Faiz dışı fazlaya ilişkin olarak Şimşek, bazı aylarda son bir - iki günün tatile denk gelebildiğini, o nedenle bazı ayların gelirlerinin, bir sonraki aya kayabildiğini söyledi. Burada önemli olanın yılın tamamı olduğunu vurgulayan Şimşek, "Yılın tamamında bizim verdiğimiz şu: Hedeflerimizi tutturacağız, hatta hedeflerimizden daha iyi bir performans ortaya koyacağız. İnşallah bu arada Türkiye'mizin de ihtiyaç duyduğu yatırımları yapmaya devam edeceğiz" dedi.