Ne olmuştu?
Gösteriler Santiago metrosunda bilet fiyatlarının 30 Şili Pesosu (yaklaşık 22 kuruş) artırılması sonrasında başladı. Çoğunluğu öğrenci olan protestocular bu karara tepki göstererek, bilet almadan metro turnikelerinin üzerinden atladılar. Polisin öğrencileri orantısız oranda güç kullanarak gözaltına alması üzerine protestolar ülke çapında hızla yayılmaya başladı.
Gösteriler başlamadan bir hafta önce Şili'nin Latin Amerika içerisinde bir demokrasi cenneti olduğunu belirten Devlet Başkanı Pinera, protestoların büyümesi üzerine ülkenin bir savaşta olduğunu belirtip olağanüstü hal ilan etti. Sokaklara çıkan ordu ise günlerce akşam saatlerinden itibaren sokağa çıkma yasağı ilan etti, buna rağmen gösteriler devam etti.
Yeni anayasa talebi
Lideri olmayan bu toplumsal hareket hızlı bir şekilde ülkenin genelinde destek bulurken göstericilerin talepleri de daha geniş bir yelpazeye yayıldı. Bütün göstericilerin ortak noktası, pahalılıktan dolayı ulaşılamayan sağlık hizmetleri, ücretsiz ve kaliteli eğitime ulaşımdaki zorluklar ile ekonomik eşitsizlikler.
Bu değişikliklerin mevcut anayasa ile mümkün olmadığını düşünen Şilililerin en güçlü talebini ise yeni anayasa isteği oluşturuyor. Yürürlükteki anayasa, 1973-1990 yılları arasında General Augusto Pinochet liderliğindeki askeri dikta rejimi sırasında düzenlendi. Yeni anayasa talebinin uzun yıllardır toplumun farklı aktörleri tarafından dile getirilmesine rağmen sağ partiler tarafından bu istek birçok kez reddedildi. İlk defa bu gösterilerden sonra sağ partiler anayasa değişikliği konusunu masaya yatırmaya hazır olduklarını dile getirdiler.
Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera
Protestolar kabine değişikliği getirdi
Kendisi de bir milyarder olan Devlet Başkanı Sebastian Pinera ülkenin en zengin iş adamları arasında yer alıyor. Pinera, olağanüstü halin protestocuları evde tutmakta yeterli olmadığını gördükten sonra kabine değişikliğine gitti. Yoğun bir şekilde eleştirilen İçişleri Bakanı da dahil olmak üzere birçok bakanı, daha genç ve uzlaşmacı isimlerle değiştirdi. Asgari maaşın ve en düşük emeklilik maaşının artırılması da dahil bazı ekonomik reformlar yapıldı. Ancak buna rağmen gösteriler bitmedi ve protestocular hâlâ Pinera’yı istifaya çağırıyor, anayasa değişmeden de gösterileri bitirmeyeceklerini belirtiyorlar. Son yapılan bir ankete göre de Pinera'ya destek oranının yüzde 13’e kadar düştüğü kaydediliyor.
BM, polis şiddetinin yarattığı insan hakları ihlallerini araştırmak üzere ülkeye özel bir komisyon gönderdi.
İnsan hakları ihlalleri
Pazartesi günü tekrar başlayan ve barışçıl çerçevede süren eylemler, bazı göstericilerin güvenlik güçlerine taş atması sonrasında polis tarafından basınçlı su ve göz yaşartıcı bombalarla bastırıldı.
2006-2010 ve 2014-2018 yılları arasında toplam sekiz yıl Şili'yi yöneten eski Devlet Başkanı Michelle Bachelet şu anda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri olarak görev yapıyor ve polis şiddetinin yarattığı insan hakları ihlallerini araştırmak üzere ülkeye özel bir komisyon gönderdi.
Ekonomik fatura
Yetkililere göre göstericilerin Santiago metrosuna verdiği zararın toplam 400 milyon dolara yakın olduğu düşünülüyor. Şili'deki işletmelerin de kundaklama, yağmalama ve satışlardaki düşüşten dolayı 1 milyar 400 milyon dolar kaybettiği tahmin ediliyor.
Şili Maliye Bakanı Ignacio Briones ise, dünyanın en büyük bakır üreticisi olan ülkede ekonomik büyüme tahminlerinin, haftalardır süren gösteriler nedeniyle yüzde 2,6'dan yüzde 2 ile 2,2 arasına çekildiğini duyurdu. Ancak bakanın açıklaması, ülkenin ekonomik refahından pay almadıklarını söyleyen göstericiler tarafından yoğun tepkiyle karşılandı.
Öte yandan hükümet verilerine göre, Eylül ayında yüzde 3 oranında büyüyen ülke ekonomisi, protestoların başladığı Ekim ayında ise yüzde 0,5 küçüldü.
Şili'deki protestoları kontrol altına alabilmek için ordu da devreye girdi.
Uluslararası toplantılar iptal edildi
Şili'nin başkenti Santiago, 16-17 Kasım'da ABD Başkanı Donald Trump dahil birçok dünya liderinin katılacağı APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu) toplantılarına ve 2-13 Aralık tarihlerinde yapılması öngörülen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na ev sahipliği yapacaktı. Ancak Devlet Başkanı Pinera, protesto gösterilerinin devam etmesi nedeniyle organizasyonu üstlenemeyeceklerini açıkladı.
Şili: Latin Amerika’nın ‘örnek ülkesi’
Şili Güney Amerika'nın refah seviyesi en yüksek ülke olarak kabul ediliyordu. Protestocular, ülkenin ‘neo-liberal’ büyüme modelinin Şili’de bir ekonomik başarı hikayesi yaratmış gibi görünse de, geniş kesimler tarafından eleştirilen emeklilik, eğitim ve sağlık sisteminin sorunlarını gizlediğini belirtiyorlar.
Hem sol partilerin hem de sağ partilerin dönüşümlü olarak demokratik seçimle başa geldiği maden zengini Şili, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Endeksi'ne göre en iyi performans gösteren Latin Amerika ülkesi.
Ancak Türkiye’nin de üyesi olduğu OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkelerinden Şili, örgüt üyeleri arasında eşitsizliğin en yüksek olduğu ülke olarak dikkat çekiyor. 2017'deki bir BM raporuna göre, toplumun en zengin yüzde 1'i ulusal servetin yüzde 33'ünü elinde tutuyor.