Gündem

ŞIK, "ARAÇ YETERSİZLİĞİNDEN" GETİRİLEMEDİ İSTANBUL (A.A)

14 Nisan 2011 21:08

-ŞIK, "ARAÇ YETERSİZLİĞİNDEN" GETİRİLEMEDİ İSTANBUL (A.A) - 14.04.2011 - Gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun, kaleme aldıkları 2 cilt halindeki ''Kırk Satır, Kırk Katır'' adlı kitapta, ''Ergenekon soruşturmasının gizliliğinin ihlal edildiği'' iddiasıyla yargılanmasına devam edildi. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, davanın tutuksuz sanığı gazeteci Ertuğrul Mavioğlu katıldı. ''Ergenekon'' soruşturması kapmasında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık ise duruşmaya getirilmedi. Hakim Gülden Filiz Tüysüz, Ahmet Şık'ın avukatının, müvekkilinin cezaevinden celbi için 28 Mart 2011 tarihinde dilekçe verdiğini, bu dilekçe üzerine cezaevine yazı gönderildiğini tutanağa geçirdi. Müdahil avukatına duruşma gününün tebliğ edildiğini ve avukatın mazeret dilekçesi faksladığının görüldüğünü belirten Hakim Tüysüz, Şık'ın cezaevinden celbi için yazılan müzekkereye verilen cevapta, ''araç ve şoför yetersizliği'' nedeniyle hazır edilemediğinin bildirildiğini tutanağa yazdırdı. Hakim Tüysüz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazılan yazıya verilen cevapta, birinci ''Ergenekon'' ve ikinci ''Ergenekon'' davalarının iddianame kabul kararlarının örneklerinin gönderildiğini, kabul tarihlerinin 25 Mart 2009 ve 25 Temmuz 2008 tarihli olduklarının anlaşıldığını tutanağa geçirdi. Hakim, davanın önceki duruşmasının, savcının esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için ertelendiğini ancak bugün yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca bundan sonra Asliye Ceza Mahkemelerindeki duruşmalara Cumhuriyet Savcısının katılmayacağını belirterek, hazırsa son savunmaları alabileceğini söyledi. Söz alan Şık ve Mavioğlu'nun avukatı Fikret İlkiz, savunma vermeye hazır olduklarını belirterek, ''Ancak müvekkilimiz Ahmet Şık getirilememiştir. Araç ve şoför yetersizliğinden bahsedilmektedir. Cezaevinde bugün itibariyle kaç araç ve kaç şoför bulunduğu ve nerelere gönderildiğinin, duruşmalara götürdükleri sanık sayısının kaç olduğunun sorulmasını talep ediyoruz'' dedi. Şık ve Mavioğlu'nun avukatları Fikret İlkiz ile Can Atalay, savunmaya ilişkin hazırladıkları 9 sayfalık savunma dilekçesini de mahkemeye sundu. İlkiz ve Atalay, gelecek celse sözlü olarak da savunmalarını yapacaklarını bildirdi. Savunma dilekçesi vermeyen sanıkların avukatlarının, duruşma gününün 5 gün öncesine kadar son savunmalarını içerir dilekçeyi dosyaya sunmaları için mehil verilmesini kararlaştıran Hakim Tüysüz, başka suçtan tutuklu olan Ahmet Şık'ın dosyasının karar aşamasında bulunduğunu, son savunmasının alınıp kararın yüzüne karşı verilmesinin yasal zorunluluk olması nedeniyle duruşma günü muhakkak hazır edilmesi için Silivri 2 No'lu Cezaevi Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını hükme bağladı. Hakim Tüysüz, Silivri 2 No'lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün bugün gönderdiği yazının fotokopisinin de eklenerek, 14 Nisan 2011 tarihinde cezaevinde tutuklu ve hükümlüleri sevk için kaç adet araç, kaç adet şoför bulunduğunun ve bu araçların hangi adliyelere gittiklerinin ve kaç tutuklu taşıdıklarının sorulmasını kararlaştırdı. Müdahil vekilinin mazeretinin kabulü ile adına mazeretini belgelendirmesi kaydıyla ''son kez'' şerhiyle davetiye gönderilmesine karar veren hakim Tüysüz, duruşmayı 13 Mayıs 2011 tarihine bıraktı. -SAVUNMA DİLEKÇESİ- Avukatlar Fikret İlkiz ve Can Atalay tarafından mahkemeye sunulan savunma dilekçesinde, dava konusu olan 2 cilt halindeki kitaba ilişkin bilgiler verilerek, eserin 1116 sayfa olduğu kaydedildi.  Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamenin ise toplam 17 satırdan oluştuğu ve sanıklar hakkında TCK'nın 285. maddesinin 1. fıkrasının uygulanmasının istendiği belirtilen dilekçede, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısının sorması üzerine 4 Mayıs 2010 tarihinde özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün soruşturmanın bir bölümü açısından kısıtlama kararının kaldırıldığı ifade edilerek, ''Bir kısım şüpheliler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızın 13 Nisan 2010 tarih ve 2008/1756 soruşturma, 2010/144 karar sayılı ayırma kararı ile soruşturma dosyamız 2010/857 soruşturma numarasına kayıt olunmuş olup, bu soruşturma dosyamızda kısıtlama kararı vardır'' şeklinde cevap verdiği anlatıldı.  İddianamede ''kısıtlama kararı vardır'' diye yazılmasına rağmen bu kararın kaldırıldığı savunulan dilekçede, kitabın konusunun ''kısıtlama kararı'' olduğu bildirilen soruşturma dosyası olmadığı, bu soruşturmanın başlangıç tarihinin 13 Nisan 2010 olduğu, kitabın ise 19 Nisan 2010 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği kaydedildi.  Dilekçede, şu görüşlere yer verildi:   ''Ancak İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının 2010/857 sayılı soruşturma dosyası üzerinden 5 Mart 2011 tarihinde bu davanın sanığı Ahmet Şık hakkında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/32 sorgu numaralı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olmak suçlaması nedeniyle tutuklama kararı verilmiştir. Dava konusu olan kitaplarda, Ahmet Şık'ın 'dahil' edildiği ve hatta hakkında 2010/857 sayılı soruşturma dosyası üzerinden tutuklama kararı verildiği, bu soruşturmanın şüphelileri hakkında ve Ahmet Şık'ın kendisi hakkında herhangi bir bilgi ya da anlatım yoktur. Olması da mümkün değildir. Başka bir deyişle soruşturması veya kendi soruşturması bu dosya üzerinde süren Ahmet Şık'ın, kendisi hakkında düzenlenmemiş olan bir iddianameyi yazması veya soruşturma dosyasını kitap haline getirip yayınlaması ve muhtemelen ve ileride işlenmek üzere TCK'nın 285. maddesini ihlal etmiş sayılabileceği düşünülemez.'' TCK'nın 285. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmadığı belirtilen iddianamede, söz konusu maddenin bu dava bakımından uygulanması olanağı bulunmadığı savunuldu. Basının her zaman için toplumda veya yargıdaki yanlış olduğuna inanılan kararların veya yapılan işlemlerin üzerine yoğunlaşarak yargının, soruşturma makamlarının, davaların topluma yansımalarını, yapılan eleştiri ve yorumları, hukuksal görüş ya da uzman görüşlerini haberleştirmesi ve kamuoyuna bilgi vermesi gerektiği savunulan dilekçede, ''Davaların ve soruşturmaların anlaşılmalarını sağlayan gazetecilerdir. Müvekkillerimizin eylemi bundan ibarettir ve iki ciltten oluşan 1116 sayfalık eserin işlevi ve yazılma amacı budur'' denildi.  Dilekçede, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi istendi. -İDDİANAMEDEN- Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında bazı şüpheliler hakkındaki evrakın ayrıldığı ve iddianame dışında kalan bilgilere ilişkin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince belge ve bilgilerin yayımlanmaması için kısıtlama kararı verildiği hatırlatıldı. Sanıklar Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun ''Kırk Katır, Kırk Satır -1'' (Ergenekon'da Kim Kimdir?) ve ''Kırk Katır, Kırk Satır -2'' (Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu) adlı kitapları yazarak, mahkemenin kararına rağmen ''gizliliği ihlal'' suçu işledikleri belirtilen iddianamede, sanıkların bu suçtan TCK'nın 285/1. maddesi uyarınca 1 ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.