Gündem

'Şifreli soru' ihtimali 10 trilyonda 352 ihtimal

Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü, YGS sınavında sorulara şifre eklendiği yönündeki iddialarla ilgili ÖSYM'nin yaptığı açıklamayı değerlendirdi.

03 Nisan 2011 03:00

T24 - Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü, YGS sınavında sorulara şifre eklendiği yönündeki iddialarla ilgili ÖSYM'nin yaptığı açıklamayı değerlendirdi.

Abbas Güçlü'nün Milliyet gazetesinde yayımlanan yazısı şöyle:


Neden inandırıcı değil?


YGS’ye yönelik şifreleme iddiası, sınava hazırlanan milyonlarca adayın moralini altüst etti. ÖSYM yaptığı yazılı açıklamada, şifreleme konusuna hiç girmeden, söz konusu kitapçığın sadece medyaya verildiğini iddia ederken, adaylar, veliler ve bilgisayar uzmanlarından gelen mailler, yeni iddiaları gündeme getirdi...

Bilgisayar yazılım uzmanları, ÖSYM’nin aksine, medyaya verilen ayrıca ÖSYM’nin internet sitesinde yayımlanan soruları ve cevap anahtarına bakıldığında, tesadüflerin değil, kesinlikle bir şifrelemenin olduğu iddiasındalar. Çünkü 40 soruda 8 sorunun üzerinde bir doğru cevap söz konusu ise istatistiksel açıdan bakıldığında ortada mutlaka bir şifreleme olduğu inancındalar.

Peki, şifreleme varsa, bu şifreleme 1 milyon 700 bin soru kitapçığından kaçına uygulandı? Daha da önemlisi bu şifre kimlere sızdırıldı ya da verildi. Eğitim sendikaları ve adayların özellikle merak ettiği soru bu!


ÖSYM’nin çelişkisi

ÖSYM dün yaptığı açıklamada kendi kendisiyle çelişti. Açıklamanın başında, basına verilen kopyada doğru cevap sabit tutularak, yanlış seçeneklerin yeri değiştirildiği belirtilirken, açıklamanın sonunda, doğru cevap da dahil tüm seçeneklerin yerinin değiştirildiği söyleniyor. İşte açıklamadan iki bölüm, gelin de işin içinden siz çıkın:

“Basında ‘YGS’de Gizli Şifre” başlığı ile yer alan kitapçık, ÖSYM’nin sınav sonrasında basına vermek ve internet sitesinden duyurmak üzere hazırlanmış, ana soru kitapçığından türetilmiş, tek bir soru kitapçığıdır. Bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerleri değiştirilmiştir.”

“...Her sorunun doğru cevabı da her bir adayın soru kitapçığında yine rastgele biçimde bir şıka atanmaktadır. Madde analizine imkân tanımak üzere yanlış seçeneklerin de yerleri değiştirilmektedir.”


İstatiksel olarak mümkün mü?

Şans faktörü elbette her zaman için mümkün ama YGS benzeri sınavlarda şans faktörünün çok düşük olduğu zaten bizzat ÖSYM başkanları tarafından açıklanıyor. Yani kurayla ya da yazı tura atarak sınav kazanmak mümkün değil. Hele hele 40 soruluk bir sınavda şans faktörü ile 30 soruyu doğru tutturmak milyarda bir ihtimal bile değil deniliyor. İşte bu konudaki yorumlardan bazıları:

“Sayın Güçlü,
Aşağıdaki tablo Binom dağılımıyla elde edilmiştir. Ölçme ve Değerlendirmede şans faktörünü bu dağılımla hesaplarız.
Tablo, YGS’deki seçeneklerin şıklara rastgele dağıtıldığı kabul edilerek hesaplanmıştır.
Bu kabul altında, 40 sorudan “en az n tanesini” doğru tespit edecek bir şifre üretme ihtimali ilgili sütunda görülmektedir.
Örneğin, bir kişi çıkıp 40 sorudan 8’inin cevabını doğru veren bir şifre bulduğunu iddia etse, bu kişiye şıkların tesadüfen dağıtılması altında bile en az 8 soruyu doğru verecek bir şifre uydurulması ihtimalinin yaklaşık yüzde 40 olduğu, dolayısıyla kişinin iddiasının dikkate değer olmadığı söylenebilir.
Sizin yayımladığınız şifre 23 soruda doğru cevabı belirliyor. Böyle sonuç veren bir şifrenin uyduruk olma ihtimali, tabloda da görüleceği gibi 10 trilyonda 352’dir. (Yaklaşık 25 milyonda 1).
Yani, YGS’de şıklar rastgele dağıtıldıysa, 40’ta 23 doğru cevap yakalayacak bir şifrenin uydurulmuş olma ihtimali 25 milyonda birdir, yani neredeyse sıfırdır.
Dolayısıyla, YGS’de şıklar, ÖSYM’nin açıkladığı gibi rasgele de koyulmuş olabilir ama bunun doğru olma ihtimali 25 milyonda birdir.
Dahası, tutun ki bu sadece, ÖSYM’nin basına verdiği kitapçıkta var. Bu durumda bile ÖSYM, 25 milyonda 1 görülebilecek böyle bir durumu nasıl ürettiğini açıklamalıdır.

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin H. YILDIRIM
Abant İzzet Baysal Üniversitesi


Hangi şartlarda hile sayılır?

“Merhaba Abbas Bey,

YGS şifresi ile ilgili bir konuya dikkatinizi çekmek isterim. Şıkların sıralanabilir (sayı gibi) olduğu, 5 şıklı çoktan seçmeli bir soruda, eğer şıkların sıralaması rastgele üretilmişse, doğru şık ile o şıkkın sıralamadaki yerinin çakışma ihtimali yüzde 20’dir.
Dolayısı ile sıralanabilir şıklara sahip, 5 şıklı bir testte soruların yüzde 20’sinde doğru yanıt ile sıralamadaki yeri çakışacaktır.
Eğer iddiaya söz konusu sorular yüzde 20 civarında ise sorun yok demektir. Bundan anlamlı bir fark varsa, şıklar rastgele üretilmemiş demektir. O zaman bir hileden bahsedebiliriz. Bakılması gereken, çakışmanın yüzde 20’den ne kadar farklı olduğudur.
Prof. Dr. Ercan Solak
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Işık Üniversitesi”


Derhal el koyulsun

“Böyle bir pattern programı yazmak çok kolay, sonuçlara baktığımda programlamayla ilgili uğraşan bir mühendis olarak böyle bir olaya ‘tesadüf’ denemeyeceğini görüyorum. Genelde bu tip programlarda kullanılan ‘randomization’ hiçbir şekilde kullanılmamış.

Eğer bir soruşturma açılacaksa programlara derhal el konulmalı, programlardan da önemlisi executable file’lara el konulmalıdır. Bu programlara ne zamanlarda access edildiğine bakılmalıdır. Çok yazık, söylenecek hiçbir şey bulamıyorum.
Dr. Burak Özer”


Yargıya başvuracağım

“Sayın Abbas Güçlü,
Oğlu YGS sınavına girmiş bir veliyim. Bir elektronik mühendisi gözüyle durumu inceledim ve sizle paylaşmak istedim. Siz televizyonda çok net bir şekilde açıklamalar yapıyorsunuz, bu bulguları da çok iyi değerlendireceğinize eminim.

1) Soruların basın kopyasına malum algoritma uygulandığında yalnız cevaplara bakılarak doğru şık belirlenebiliyor. Olasılıktan bahsetmeye gerek yok.

2) Ben 2009 ve 2010 kitapçıklarını inceledim. Bunlarda cevap şıkları büyükten küçüğe sıralandığı için böyle bir algoritmanın çalıştırılması mümkün değil. En azından ben incelediğim kısımlarda bunu göremedim. Bu televizyonlarda soruluyor ama cevap şıklarının sıralama mantığı 2011’de değişti.

3) Bu durumun yalnız basın kopyasında oluştuğunu kanıtlamak için 1.7 milyon kitapçığın hiçbirinde bu ya da benzer bir algoritmanın mevcut olmadığını ispatlamak gerekir. Bunun için de bu kitapçıkların tamamına ilişkin soru-cevap verileri bir istatistik programına girilip, analiz yapılmalıdır. Sizin de vurguladığınız gibi bu işlem tarafsız üniversite öğretim üyelerinden oluşan bir istatistik uzmanlık ekibince gerçekleştirilmelidir.

4) Şu an için, basın kitapçığında yer alan dizilişten farklı dizilişe sahip en az bir soru kitapçığı oluşturabiliyorsak, ÖSYM ne derse desin, şüpheli bir durum var demektir. Ben en az bir değil daha fazla oluşturulabildiğini gördüm ama size aşağıdaki örnekte nasıl olabileceğini göstereyim:

Basın kitapçığında MAT-1 sorusunda cevapların dizilişi:
A) 8 B) 10 C) 6 D) 4 E) 2
Algoritmayı uyguladığımızda doğru cevap C şıkkı (6) oluyor.

Başka bir kitapçıkta diziliş şöyle olsun:
A) 10 B) 8 C) 4 D) 2 E) 6
Algoritma uygulandığında doğru cevabın E şıkkı (6) olduğunu buluyoruz.

Soruların da yerlerini değiştirerek ve algoritmadaki koşulları farklı şekilde uygulayarak tamamen kişiye özel bir kitapçık oluşturmak mümkün.

5) Basın kopyasında bu durumun kasıtsız olması senaryolarını da inceledim. Ama şifreleme konusunu bilen bir elektronik mühendisi olarak şunu söyleyebilirim. Kasıtsız olma senaryosu şifrelemenin tek bir koşulu olması durumunda geçerlidir. Örneğin doğru şıkkı bulma algoritması yalnız “küçükten büyüğe sırala-çakışanı seç” şeklinde olsaydı bir kasıtsız olma senaryosu mevcuttu. Ancak burada, algoritma uygulandığında, farklı sonuçlar için farklı karar verme kurallarının olduğu görülüyor ve bu kurallar ilgili tüm sorularda doğru cevabı bulmamızı sağlıyor. İşte bu insan aklının bu işe bilinçli bir şekilde müdahale ettiğinin göstergesi.


Abbas Bey,

Ben savcılık şikâyet dilekçemi hazırladım. Yarın yapılacak açıklamayı bekleyeceğim ama sizin de tahmin ettiğiniz gibi tatmin edici bir açıklama yapılamayacaktır. Savcılık kendiliğinden harekete geçmezse ben üzerime düşeni yapacağım.

İşin idari ve teknik yönetim boyutunda incelenmesi sırasında sorulması gereken sorular ve üzerine gidilmesi gereken personel de var. Örneğin; yazılımda algoritma değişikliğinin hangi elemanlar tarafından en son hangi tarihte yapıldığı sorgulanabilir. Bu değişiklikten önce ve sonraki yazılım sürümlerinin kaynak kodları tarafsız yazılım uzmanlarınca karşılaştırmalı olarak değerlendirilebilir. BT birimlerinde, bu işlemler için ayrılmış bilgisayarlara kim, ne zaman giriş yapmış, hangi, işlemleri gerçekleştirmiş, log kayıtlarına bakılarak incelenebilir. Bu kayıtlarda yetkisiz bir silme, vb işlem yapılıp yapılmadığı, bellek donanımları incelenerek ortaya çıkarılabilir. Bunlar içinde en önemlisi ilgili personelin bilgisine ve erişim kayıtlarına başvurulması olacaktır.”
Saygılarımla. Mehmet Zaim”


Adaylar da veliler de şaşkın!

Sınava giren adaylar, veliler ve konunun uzmanı öğretmenlerden dün binlerce mail geldi. Gelmeye de devam ediyor. Hemen herkes yeni bir ÖSYM skandalının olduğuna inanmak istemiyor. Çünkü artık çok yoruldular. Yeni bir sınav ihtimali bile morallerini altüst etmeye yetiyor da artıyor.


İşte bu maillerden bazıları:


Bu kadar tesadüf olamaz

“Yazınızı okur okumaz hemen ÖSYM sayfasından matematik sorularına bu şifreyi uyguladım. İnanamayarak gördüm ki şifre çalışıyor. Bu şifre ile sınav sıralamalarını değiştirecek çok ciddi matematik netleri çıkarılıyor. Ortada şifre olduğu kesin ve  bu bir tesadüf olamaz. Eğer şifre yalnızca ÖSYM soru-cevap hazırlama teknolojisi için geliştirildiyse sorun yok. Fakat şifre dışarıya sızdırılıp birilerinin eline geçip sınavda kullanıldı ise durum çok vahimdir. Temel matematik bilgisi dahi olmadan çok iyi üniversitelerin ve bölümlerin kapısını açabilecek bu şifre inşallah sınavda birilerine  kullandırılmamıştır. Eğer yapıldı ise bu haksızlığa uğrayan, geleceği çalınmış  yüz binlerce öğrenci demektir. Sınavın iptal edilip sorumlularının görevden alınıp yargılanması gerekir.  Nihat NAKİBOĞLU”


Benim kitapçığım da aynıydı

“ÖSYM tarafından yapılan açıklamada, basına dağıtılan soru ve cevapların adaylara verilmediği, sadece kitapçığın basına dağıtılan şeklinde böyle bir durumun olduğu söyleniyor. Şunu çok kesin ve net söyleyebilirim ki ÖSYM’nin basına dağıttığı kitapçık, sınav sırasında bana dağıtılan kitapçığın aynısıydı. Türkçe sorularının cevap yerleri daha dün gibi aklımda ve basına dağıtılan kitapçığın benim kitapçığım olduğundan adım gibi eminim...”


Doğru cevap aynı

“Milliyet’teki yazınıza karşılık ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre, şifreleme tüm kitapçıklara uyuyor. Çünkü yazının ilk paragrafında şöyle bir açıklama var: ‘Bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerleri değiştirilmiştir’ yani doğru seçenek gene aynı şıkta. O zaman şifreleme tüm kitapçıklara uyar. Yani sınav kesinlikle ve kesinlikle iptal edilmelidir.”


Güvenlik önlemleri

ÖSYM, bu yıl öylesine sıkı güvenlik önlemleri uyguluyor ki, altına eden adayları bile tuvalete göndermiyor. Küpelerden alyansa, tokadan saatlere kadar hiçbir aksesuarı sınav salonlarına sokmadı. Şimdi tüm bu önlemleri, bir “kandırmaca” olarak nitelendirenler var.  İşte bu yüzden bu konuda ciddi anlamda bir soruşturma açılmalı ve kamuoyu ikna edilmelidir. Ama bu soruşturma KPSS’de olduğu gibi “unutturulmaya” ve “üzeri kapatılmaya” yönelik değil, tüm iddialara yanıt verecek şekilde olmalıdır.Hem de hemen ve YÖK’ün, ÖSYM’nin dışında, güvenirliği su götürmeyen kurumlar ya da kişiler tarafından gerçekleştirilmelidir. Yoksa bu şaibe, devlete olan güveninin iyice yitirilmesine neden olur ki, buna da kimsenin hakkı yoktur...

Özetin özeti: Bu tartışma daha çok su kaldırır...