Gündem

Sezay Özahi, boşanmak istediği eşiyle tartıştıktan sonra balkondan 'düşmüş'

11 Ekim 2020 11:11

Gaziantep'te 2 çocuk annesi Sezay Koçak Özahi (42), 3 Eylül günü boşanmak istediği eşiyle tartıştıktan sonra balkondan düşerek yaşamını yitirdi. Eşinin intihar ettiğini öne sürdüğü Sezay Koçak Özahi'nin ailesi ise öldürüldüğünü iddia etti.

Ölen kadının ailesinin avukatı Erkan Kuşçu, itirazları üzerine savcılık tarafından dosyanın genel soruşturma bürosundan cinayet büro savcılığına verildiğini belirterek, "Sezay'ın ölümü ile ilgili Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapor, soruşturmanın seyrini değiştirecek" dedi.

Olay, 3 Eylül gecesi Güvenevler Mahallesi'nde meydana geldi. Özel bir şirkette genel müdür yardımcısı olarak çalışan Sezay Koçak Özahi, iddiaya göre eşi Ali Özahi'ye boşanmak istediğini söyledi. İkili arasında çıkan tartışma sırasında Sezay Koçak Özahi, 3'üncü kattaki evlerinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti.

2 çocuk annesi kadının ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada ifadesine başvurulan Ali Özahi, ifadesinde yatak odasında kavga ettiği eşinin hızla balkona yöneldiğini, kendisinin peşinden gittiğini ancak yetişemeden aşağıya atladığını anlattı. Koca, sevk edildiği adliyede savcılık tarafından ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Ailesi intihara inanmıyor

Ancak Sezay Koçak Özahi'nin ailesi kızlarının intihar edeceğine inanmadığını ve cinayete kurban gittiğini öne sürdü. Ailenin avukatı Erkan Kuşçu'nun itirazının ardından dosya cinayet büro savcılığına devrildi. Yeniden başlatılan soruşturmada Sezay Koçak Özahi'nin eşi, komşuları ve yakınlarının yeniden ifadeleri alındı. Soruşturmanın cinayet şüphesiyle derinleştirilmesini umutlu bir süreç olarak değerlendiren avukat Erkan Kuşçu, bekledikleri Adli Tıp Kurumu raporunun duruşmanın seyrini değiştireceğini söyledi.

"Artık tüm delillere titizlikle yaklaşılacak"

Avukat Erkan Kuşçu, olayın cinayet savcılığına intikal etmesinin umut verici bir durum olduğunu ifade etti. Dosyada herhangi bir tutuklu olmadığından dolayı işleyişin yavaş gittiğini belirten Kuşçu, dosyanın cinayet büro ekipleri tarafından incelenmeye başlamasının ardından tüm delillere titizlikle yaklaşılacağını ifade ederek, "Olayın ilk gününden bu yana cinayet şüphesi olmasa da taleplerimiz ile dosya cinayet büro savcılığına aktarılmış ve cinayet soruşturması olarak derinleşmiştir. Olayın tek şüphelisi tutuklanmadığı için Adli Tıp Raporu da henüz gelmedi. Olaya ilişkin tarafların tüm tanıdıkları soruşturmaya dahil edilecek. Böylece soruşturma daha da genişletilmiş olacak. Artık cinayet büroda incelenen dosyada tüm detaylara ve tüm delillere titizlik ile yaklaşılıyor'' dedi.

"Detaylı rapor bekliyoruz"

Avukat Erkan Kuşçu, olayla ilgili detaylı rapor hazırlanmadığını belirterek, olayın intihar olmadığını iddia etti. Kuşçu, gelecek Adli Tıp Raporu'nun öneminin altını çizerek, "İlk otopsi işleminde kesin ölüm sebebi belirlenemeyip şüpheli ölüm denilince daha detaylı rapor hazırlanması ve kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmiş oldu. Gelecek olan raporun soruşturmanın seyrini değiştireceğine inanıyoruz. Olayın kesinlikle intihar olmadığını biz biliyoruz. Raporun da bu yönde geleceğini düşünüyoruz'' diye konuştu.

"Artık kimse bu olayı intihar olarak değerlendirmiyor"

Sezay Koçak Özahi'nin kardeşi Neveser Özyalçın, olay günü birlikte oldukları ablasında hiçbir anormallik görmediklerini kaydetti. Ablasının çok neşeli olduğunu ve olayı en son kendilerinin öğrendiklerini belirten Özyalçın, bu olaya artık herkesin cinayet gözüyle baktığını dile getirerek, "Biz hiçbir zaman olaya intihar gözüyle bakmadık. Artık yetkililer de öyle bakmamaya başladı. Olay gecesi birlikteydik. Bizim yanımızdan kalktıktan sonra bu olay meydana geldi. O akşam beraber yemek yedik. Her zamanki eğlenceli Sezay ile birlikte eğlenip güldük. Sonra da ayrıldık. Birkaç saat sonra babam Sezay'a ulaşamadığını söyledi. Aynı gün çocukları da kendisine ulaşamamış. Oğlu, annemi arayıp sormuş. 'Annem babamın telefonunda çok kötü şeyler yakaladı. Ben de sizin eve geldi zannettim' demiş. Kimse o gece ulaşamayınca ben tekrar tekrar aradım ama açmadı. Sonrasında mesaj attım. Mesajım gider gitmez görüldü işareti geldi. Mesajdan sonra eniştemin kardeşi E.Ö. beni aradı ve Sezay'ın hastanede olduğunu söyledi'' dedi. Eniştesinin olay anında ve hastanede sakin tavırlar sergilediğini söyleyen Neveser Özyalçın, eşi ölen bir insanın bu kadar sakin olmasına anlam veremediğini kaydetti.

"Ablamın telefonu olaydan sonra kullanıldı"

Neveser Özyalçın, ablası Sezay'ın telefonunda konuyu aydınlatabilecek bazı ses kayıtlarının olduğunu ileri sürdü. Olaydan sonra telefonu istediğini ancak kendisine verilmediğini ifade eden Özyalçın, ablasının vefat etmesinden 4 gün sonra bile telefona gönderdikleri mesajların okunduğunu söyledi.
Savcılığın telefonu olaydan 10 gün sonra aldığını belirten Özyalçın, ''Olaydan sonra telefonu ben istedim. Biliyordum içinde ses kayıtları olduğunu. Eniştemin kardeşinden telefonu istediğimde bana bilmediğini söyledi. Ancak bu sürede mesajlarda ve sosyal medyada hep görüldü işareti var. Telefon kullanılıyordu. Ablam vefat ettikten 4 gün sonra da telefon kullanılıyordu. Ablamın telefonu şirket telefonuydu. İş yeri istediğinde savcılığın telefonu aldığını söylemişler. Ancak bizim dilekçemiz üzerine olaydan 10 gün sonra telefon alındı. Canımız çok acıyor. Şüpheli şahsın dışarıda olması bizi yaralıyor. Hala bir tutuklama yok. Tutuklu olsaydı bir takım şeyler daha hızlı gelişecekti belki. Biz bu olayın tamamen aydınlatılmasını istiyoruz'' diye konuştu.