Gündem

Sezai Karakoç: Üzümü içki yaptırmama hakkımız var

Türkiye’nin önde gelen şairlerinden Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç, Fatih’teki İstanbul İl Başkanlığı binasında 'İslam dünyasının uyandırılmasında aydınların rolü' ve Suriye üzerine konuştu

15 Nisan 2012 15:55

 

Hazal Özvarış

 

Türk şiirinde özel bir yeri bulunan, 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne değer görülen Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç, Fatih’teki İstanbul İl Başkanlığı binasında gündeme ilişkin olarak görüşlerini dile getirdi. Her cumartesi 20:30’da gerçekleşen konuşmalarda bu haftaki gündem başlıkları “İslam aleminin uyanmasında aydınların rolü” ve “Suriye” oldu.

“İran-Türkiye-Suriye çatışması tuzaktır” tavrını aktaran  Vatan yazarı Ruşen Çakır’ın “İyi ki Sezai Karakoç var!” başlıklı yazısının ardından muhafazakâr kesimde bazı eleştirilere de hedef olan Karakoç, müdahaleyi teşvik edenlerin kötülük yapmak istediğini, ancak yumruk gösterilmemesi gerektiğini söyledi. “En büyük hata, ihtilafı silahla çözmeye kalkmaktır” diyen Karakoç, “Türkiye’nin Güneydoğu’da silaha sarılarak dipsiz kuyuya düştüğünü” söyledi.  

“İslam aleminin Batı’nın değil, kendi aklını kullanması gerektiğini” söyleyen Karakoç, “Batı’ya hayranlığın uzantısı olan cumhuriyet rejimi İslam’ı silmek istedi” dedi. Karakoç, “İslam aleminin uyanması gerektiğini ve bunun için aydınların, siyasilerin emrinde olmadan birleşmesi ve fikir gücü oluşturması gerektiğini” söyledi.

Haseki’deki 40 metrekarelik parti binası salonunda yapılan, 70’e yakın kişinin katıldığı, 21:00’de başlayan ve yaklaşık 2 saat süren konuşmada Karakoç’un anlattıkları özetle şöyle:

 

‘Cumhuriyet çare değildir, olmamıştır’

 

“İnsan haklarını, kadın haklarını İslam’dan öğrendik, öğreneceğiz. Bizim dışımızda yazılan bildirilerden öğrenmeye gerek yok.  İnsan Hakları Bildirgesi Batılı insanların haklarıdır.”

İslam’ın insan hakları kaynağı olarak Kuran-ı Kerim’i gösteren Karakoç, “Osmanlı’nın son dönemlerinde Batıya özenmesini” eleştirdi ve “Tanzimat dönemi ve İttihat Terakki’nin uzantısı olan Cumhuriyet çare değildir, olmamıştır. Batı’dan aldığımız demokrasinin bir türü (Cumhuriyet) bizi darbeden darbeye, teröre, anarşiye mahkum etmiştir” dedi.

 

‘Cumhuriyet rejimi İslamı’ı silmek istedi’

 

“Bunun sebebi Osmanlı’nın arkasında bıraktığı boşluktur. Çin’den Avusturalya’ya bir otorite boşluğu var ve bunu ancak Müslümanlar doldurabilir” diyen Karakoç, “İslam aleminin uyanması lazım” dedi ve şöyle devam etti: “Kast ettiğim millet değil, onlar uyanık. Ama aydınların, bizlerin boş hayale kendimizi kaptırma eğilimlerimiz var.”

Batı’ya, Fransız İhtilali’ne ve Napolyon’a hayranlığı eleştiren Karakoç, “Yavuz Sultan Selim’i, Fatih Sultan Mehmet’i olan bir milletin Napolyon’a özenecek ne yanı var?” dedi ve ekledi:

“Cumhuriyet rejimi İslamı’ı silmek istedi. Camiler ihtiyarlara kalsın, onlar da ölünce İslam silinsin, istediler.”  

 

‘Üzümü, içki yaptırmama hakkımız var’

 

“Sigarayı kapalı yerlerde içmeyi Batı yasakladıktan sonra yasakladık. Bizim doktorlarımız bunun zararlı olduğunu söyledi, ancak biz, Batı yasakladıktan sonra yasakladık. İçkiyi yasaklamıyorlar, diye biz de yasaklamıyoruz. Halbuki içki, sigaradan daha zararlı, öldürüyor. Kendi aklımızla düşünemediğimiz için Batı’yı bekliyoruz. İslam milletinin kendi tecrübelerine dönmesi, özgüvenini sağlaması lazım.”

“Batı’nın insan hakları çerçevesinde, kimsenin içkisine karışamazsınız, denildiği için içkiye müdahale edilmiyor. Bir misal; üzüm, Allah’ın nimetidir. Bağlardaki üzümü zehre çevirmenin kimin hakkı var? Kimsenin evine girip, içkisine karışmaya hakkımız yok ama içkiye karışma hakkımız var. Üzümü, içki yaptırmama hakkımız var.”

 

‘Doğu-Batı kapışması olursa İslam alemi ezilecektir’

 

Karakoç, İngiltere ve Rusya’nın yerini Çin ve Amerika’nın aldığını belirtti ve İslam aleminin iki taraflı istila tehdidi altında olduğunu söyledi. “Teknoloji çok ilerledi” diyen Sezai Karakoç, “Eğer Doğu-Batı kapışması olursa İslam alemi ayaklar altında ezilecektir. Bunun için, İslam alemi uyanmalıdır” dedi.  

“İslam alemi parçalanmış. Her birinde yanlış bir yönetim var. Bunu aklımızı kullanarak düzeltebiliriz. Bir ihtilaf varsa, akıl, danışman, yargı kullanılır. Silaha en son müracaat edilir. Ama İslam aleminde, rejim zaten silahlı, dışarıdan gelenle silahla geliyor.”

“Bunun en iyi örneği Afganistan’dır. İslam aleminin anlaşıp orada yönetim kurması lazımdı. Ama Batılılar işgal etti. Bundan Müslümanlar sorumlu değil mi? Sadece bir ülke değil, Pakistan da, Türkiye de sorumlu. Şimdi Suriye’yi bölüp, 3-5 parçaya ayırıp insanları birbirleriyle çarpıştırmak isteniyor; Irak’ta, Afganistan’da, Güneydoğu’da olduğu gibi. Bunu neden istiyorlar? Halk zayıf düştükçe, petrol, su gibi değerlerin üzerine oturmak istiyorlar. En büyük hata ihtilafı, silahla çözmeye kalkmaktır. Akıllı insan çözüm bulur, öfke zayıfların işidir.”

 

‘Türkiye Güneydoğu’da silaha sarılıp dipsiz kuyuya düştü’

 

Konuşmasının devamında Kürt meselesine tekrar değinen Karakoç, “Batı, bize aklı Allah rızası için değil, oyun için verir. Güneydoğu’da da  böyledir. Meseleyi halletmek kolaydı ama Türkiye, silaha sarılıp dipsiz kuyuya düşmüştür” dedi.

Sezai Karakoç, “İslam aleminin uyanması” için gerçek ve samimi aydınların birleşmesi ve olaylara ilişkin raporlar vermesinin sağlanması gerektiğini belirtti. “Alimler araç olmamalı. Siyasetçilerin emrinde olmadan, görüşerek, tanışarak, İslam aleminin içinde olduğu fetret döneminden kurtarmalılar” dedi. Ayrıca, Karakoç “Herkesin cemaati, mezhebi kendine. Birbirimize ırk veya mezhep gözlüğünden değil, İslam gözlüğünden bakmalıyız” dedi.