İstanbul’da bir ortaokulda din dersinde Muharrem ayında Alevilerin oruç tuttuğundan bahseden öğretmen “Alevilerin yaptığı yemek yenmez” dedi. Öğretmen olayın ardından görevden alındı. Habertürk yazarı Sevilay Yılman geçtiğimiz günlerde olayı köşesine taşıyarak değerlendirmesinin ardından, kamuoyunun takip ettiği, ilgiyle okuduğu başka yazarlar tarafından önemsenmemesine tepki gösterdi.
"Artık yeter, haksız mıyım?"
Sabah başyazarı Mehmet Barlas, Star yazarı Ahmet Kekeç ve muhafazakar kitlelerin pürdikkat takip ettiği kalemlere seslenen yazar, "Özellikle muhafazakar camianın okuduğu kalemler de ele alıp, okkalı iki çift kelam etsinler ama maalesef… Böyle tartışmalarda onlar 'Konu daha fazla büyümesin' kaygısıyla genellikle suskun kalmayı tercih ediyorlar. Aleviliğin, Alevilerin aşağılanması konusunda bir Alevi olarak ben değil de onlar 'Artık yeter!' diye seslenseler kendi camialarına…Haksız mıyım?" vurgusu yaptı.
Sevilay Yılman'ın "Alevilerin aşağılanmasına karşı çıkması gereken ben olmamalıyım!" başlığıyla (03 Ekim 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
"İstanbul’un Arnavutköy ilçesindeki Cumhuriyet Ortaokulu’nun 7L sınıfının din dersinde geçtiğimiz hafta başı yaşanan skandal benim dışımda bir de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın gündemindeydi.
Birbirimizden pek haz etmesek de, gudubet bir adamın öğrencilerine; “Alevilerin yaptığı yemek yenmez!” hakaretlerine karşı aldığı tavır ve bunu köşesinde konu ettiği için tüm Aleviler adına teşekkür ediyorum kendisine.
Tabii gönül isterdi ki bu konuyu Ahmet Hakan gibi kamuoyunun takip ettiği, ilgiyle okuduğu başka isimler de, özellikle muhafazakar camianın okuduğu kalemler de ele alıp, okkalı iki çift kelam etsinler ama maalesef…
Asla “Kötü niyet var” demiyorum. Hatta birçoğunun bu tür konularda tıpkı bir ben ya da Ahmet Hakan gibi düşündüğüne de inanıyorum ama böyle tartışmalarda onlar “Konu daha fazla büyümesin” kaygısıyla genellikle suskun kalmayı tercih ediyorlar.
Ama yanlış yapıyorlar.
Çünkü eğer Türkiye tüm değerleri ile bir Türkiye olacaksa bu tür hassas konuları olabildiğince çok büyütüp, en doğru şekilde tartışıp yüzleşmemiz gerekmektedir.
Mesela ne güzel olurdu Mehmet Barlas’ın Sabah’ta “Alevilerin Yaptığı Yemek Yenmez” hurafesiyle ilgili şöyle okkalı bir başyazısı olsaydı…
Ya da doğduğu Malatya’nın sokaklarında Alevi çocuklarla misket oynayarak büyümüş Star yazarı Ahmet Kekeç… O zırcahil öğretmen bozuntusunun skandalıyla ilgili şahane bir makale döşenseydi… Ve onun üzerinden anlatsaydı keşke Alevilerle ilgili bütün bu önyargıların tamamen uydurma, yalan dolan olduğunu ve bunları dile getirmenin bu toplumu bölmekten, ayrıştırmaktan başka bir halta yaramadığını ifade etseydi okurlarına.
Sadece bu iki isim değil tabii kastettiğim…
Onlarca var onlar gibi muhafazakar kitlelerin pürdikkat takip ettiği kalem.
Tamamının ismini yazmaya kalksam yazının sonu gelmez. O yüzden affetsinler beni ama keşke artık kangrenleşmiş bir soruna dönüşen Aleviliğin, Alevilerin aşağılanması konusunda bir Alevi olarak ben değil de onlar “Artık yeter!” diye seslenseler kendi camialarına…
Haksız mıyım?"
Yazının tamamı için tıklayın