“Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in “SESAR'ın bu konuda bir sözleşmesi, senedi, sepeti varsa göstersin” dediğini anımsatarak, akidin yazılı olacağına ilişkin bir kural bulunmadığını ifade etti.
İsmail Yıldız tarafından hazırlanarak bir avukat aracılığıyla dağıtılan 7 sayfalık basın açıklamasında, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki tartışmaya değinildi.
Yıldız açıklamasında, “SESAR ve şahsım olarak şu ana kadar Gökçek'in söz konusu araştırmaları içerir fatura ile ilgili bir ödeme yaptığını ya da yapmadığını ifade eden hiçbir açıklamam olmamıştır. Ne 'ödedi' dedim, ne de 'ödemedi' dedim” ifadesine yer verdi.
“Fatura içeriğindeki Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili araştırmaların 2001 yılının Haziran ayında bizzat Gökçek tarafından talep edildiğini” ileri süren Yıldız, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
Gökçek: Ne araştırma yaptırdım, ne para ödedimSESAR: 'Gökçek istedi araştırdık'“Bu talebe, Melih Gökçek ile aramızda ekstra iletişimi sağlayan ve ekstra kuryelik yapan, Recep Tayyip Erdoğan'ın da çok iyi tanıdığı bir üst düzey politikacı ve yine politikacı eşi olan bir başka kişi daha tanıktır.
Araştırmaların başladığı Haziran 2001'den 13 Haziran 2003'e kadar hiçbir ödeme yapılmamıştır. 13 Haziran 2003'de SESAR noter kanalıyla faturayı göndermiş ve ödenmesini talep ve ihtar etmiştir.
Bunun üzerine Melih Gökçek, 2003 yılı Haziran ayının 15 veya 16'sında gece 01.00 sularında evimden aramış, faturayı niye şimdi kestiğimi sormuştur.”
Gökçek'in faturaya tepkisinin bir diğer sebebinin faturanın adına kesilmesi olduğunu savunan Yıldız, Gökçek'in SESAR'a noter kanalıyla ihtar çekmesi ve bu yolla faturaya itiraz etmesinin, faturada belirtilen çalışmaların talep edilmediği ve yapılmadığını göstermeyeceğini savundu.
Yıldız, Gökçek'in avukatının faturaya noter kanalıyla itirazının tarafına tebliğ edilmediğini öne sürerek, “Gökçek, 'SESAR bu konuda bir sözleşmesi, senedi, sepeti varsa göstersin' demektedir. Melih Gökçek'in bildiği gibi bu akit şifahi idi. Kaldı ki, akidin ille de yazılı olacağına ilişkin kural da yoktur” görüşünü dile getirdi.